MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Oy ve öncesi
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
13 Haziran 2015 Cumartesi

Oy ve öncesi

“Oyumuzu kim saydı?”

7 Haziran seçimlerinin belki de en önemli sorularından biri bu.

Oysa biz genelde “Oyumuzu kim çaldı” diye söylenmeye alışık bir toplumuz.

Ama bu kez çok başka, büyüleyici bir şey oldu.

Türkiye’nin dört bir yanında binlerce insan adaletli bir seçim için buluştu, harekete geçti.

46 ilde, 173 ilçede tam 55 bin gözlemci…

Oylarımıza sahip çıktı, oy verme işlemlerini gözlemledi ve oylarımızı saydı…

“Oy ve Ötesi”
gönüllüleri sandıklarda oyunun kuralına göre oynanmasını sağladı.

Türkiye genelinde kullanılan oyların yüzde 62’sini  kontrol ettiler.

Sandık başında durdular, parti farkı gözetmeksizin haksızlık yapılmasına izin vermediler, oyları çaldırmadılar.

Milli İrade’
nin namusunu korudular.

Peki kim bu insanlar, nasıl bir araya geldiler? Özetlemeye çalışayım…

NE YAPABİLİRİZ?

2013’te sivil taleplerin, demokrasinin dile getirildiği sarsıcı Gezi olaylarından hemen sonraydı…

Yaklaşan yerel seçimlerin sorunsuz ve adil olması gerekliliğinden yola çıkan yürekli bir avuç genç insan “Bir şeyler yapmalıyız” dedi.

İstanbul’da “Oy ve Ötesi” adıyla sivil bir girişim başlattı.

Amaçları adaletli seçim sonuçları için sandıklara tarafsız olarak sahip çıkmaktı.

2014 yerel seçimlerinde İstanbul’da 30 bin Oy ve Ötesi  gönüllüsü sandıklarda nöbet tuttu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kapsama alanları arttı, Türkiye genelinde 6 ilde binlerce gönüllüyle sandıklara sahip çıktılar.

Yaptıkları oy kullanımında yasal haklar konusunda bilgilenmek, bilgilendirmek, vatandaşlık haklarını kullanmaktı.

Mükerrer oy kullanımı, oyların çalınması ve ıslak imzalı tutanakların yanlış kaydedilmesi gibi temel usulsüzlükleri önlediler.

Ardından Oy ve Ötesi Nisan 2014’te dernekleşti, yasal statüye kavuştu.

Ve ufukta 7 Haziran seçimleri gözüktü.

NELER OLDU?

Türkiye’nin şeffaflığa en çok ihtiyaç duyduğu bu süreçte Oy ve Ötesi kartopu misali büyüdü.

Katılımcı profili giderek çeşitlendi, binlerce yeni gönüllü Oy ve Ötesine üye olmak için başvurdu.
 
Ülkesi için, gelecekleri için bir şeyler yapmak isteyen vatansever insanlar...

Gençler, amcalar, teyzeler, emekliler, anneler, babalar, çocuklar, ev kadınları, öğrenciler, meslek sahibi insanlar.

Öyle karma bir topluluk oldu ki Oy ve Ötesi, aralarında mahalle bakkalı da vardı, şirket Ceo’su da.

Ev sahibi karşı komşu teyze de vardı, kiracısı üniversite öğrencisi de.

İşçi de vardı, işveren de.

İşte bu gönüllüler ordusu, Oy ve Ötesi yönetiminin koordinasyonunda defalarca eğitim toplantıları yaptılar.


Seçim kanunlarını, sandık kurallarını, detayları, incelikleri, hassasiyetleri, hukuki haklarını tek tek öğrendiler.

Bilgiyle donanmış gönüllü ordusu, yıllardır alışagelmiş şekilde sadece parti üyelerinin kontrolüne bırakılan sandıklara sivil girişim ruhuyla sahip çıktı.

DAYANIŞMA KAZANDI

Ben Oy ve Ötesi ile İzmir’de tanıştım.

Gönüllü bir arkadaşımın peşine takılıp, toplantılara katıldım.
 
Sivil girişimin ne olduğunu, neler başarabileceğini orada gördüm ve anladım.
 
Ortak bir hedef için biraraya gelmiş, heyecanlı, inatçı, birbirine saygılı, inanılmaz enerjik ve eğlenceli kalabalık bir grup gönüllüyle tanıştım.
 
Aldatılmaktan sıkılmışlardı.
 
Defalarca toplandılar, sandık müşahidi olma eğitimi aldılar.
 
Bugüne dek hiçbir partinin hazırlamayı akıl dahi etmediği çok aydınlatıcı, çok başarılı, içinde itiraz dilekçe örneğine kadar hazırlanmış “Pratik Gönüllü Rehberi”ni çalıştılar.
 
25 yaşlarında genç insanlar sahnede oy kullanımı, sayımı ve seçim kurallarıyla ilgili bilgi verirken, büyükler koltuklarda oturmuş kararlı ve sevgi dolu gözlerle dinliyordu.
 
Aralarında bazı ev hanımları belki de hayatlarında ilk kez power point sunum izliyordu.
 
Bazı emekli amcalar ilk kez Facebook sayfası görüyordu.
 
Ama hepsi öğrenmek istiyordu.
 
Kimisi hayatında ilk defa internete girdi, kimisi ilk kez mail adresi aldı, facebook hesabı açtı.
 
Zorlansa da grupların hızlı haberleşebilmesi için telefonda Whats App uygulaması kullanmayı öğrendi.
 
Gençler teknoloji öğrettiler, büyükler deneyimlerini paylaştı. Çocuklar internet hesabı açmaya yardım etti, anneler pasta börek yaptılar.
 
Her şey karşılıksız ve fedakarcaydı.
 
İnanılmaz bir enerji ve güvenle birbirlerine sarıldılar.
 
Oy ve Ötesi gönüllülerinin gösterdikleri dayanışma filmlere konu olacak sevgide ve güçteydi.

 
OY VE SONRASI?

Trafolara giren kedilerden muzdarip bir ülkenin vatandaşı olmakla birlikte biz bugüne kadar nasıl oy kullanıyorduk?

Oy kullanacağımız okulun adını öğrenip, yanımıza kimliğimiz alıp, uygun bir saatte oyumuzu sandığa atıp evimize dönüyorduk.

Sonra da TV karşısına oturup sonuçları izliyorduk.

Peki Oy ve Ötesi gönüllüleri ne yaptı?

Sadece İzmir’de 6 bin 182 gönüllü seçim günü sabah saat 07.00’de sandık başında hazır bulundu.

İsimlerine hazırlanmış yasal müşahit kartları ile kendilerini sandık kurulu başkanına tanıttılar.

Ve oy verme sürecini izlediler, usulsüzlüklere müdahale edip tutanak tutturdular, sandık başkanının açıkladığı sonuçları not alıp, ıslak imzalı tutanakları Oy ve Ötesi merkezine ulaştırdılar.

Bu kadarla yetinmediler, akşam sandık başından arabalarına atlayıp oy torbalarının ilçe seçim kuruluna götürülüşüne eşlik ettiler.

O da yetmedi ıslak imzalı tutanakları iki gün boyunca Oy ve Ötesi’nin elektronik ortamda oluşturduğu T3 (Türkiye Tutanak Teyit Sistemi)’ne giriş yaptılar.



Saatle yarışırken uykusuz kaldılar, aralarında yorgunluktan bayılanlar oldu. Vazgeçmediler.

Ve Türkiye’de ilk defa seçim sonuçlarının sağlamasını yapmaya imkan veren, tarafsızlığına hiç kimsenin gık diyemeyeceği hukuki bir kontrol sistemi oluşturdular.

Bir mucizeye imza attılar.

Seçim sonuçlarına güvenle inanmamızı sağladılar.

Siyaset Ötesi
davrandılar.

Yeni Türkiye isteyenlere, Şeffaf Türkiye’yi gösterdiler...
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ercan pakkan
 13 Haziran 2015 Cumartesi 19:47
ben ilk kez bu şeçimlerde görev aldım hem kendim birşeyler öğrendim öğrendiklerimide paylaşma fırsatını buldum. ve bu güne kadar yapılan seçimlerde ne kadar kandırıldığımızıda fark ettim çok memnunum bundan sonrada bü tün seçimlerde görev almak isterim.
 Emin Yasa Altun
 13 Haziran 2015 Cumartesi 16:31
Bu fevkalade topluluğun bir üyesi olmaktan müthiş keyif aldım. En güzeli de o kadar iyi bir donanıma sahiptik ki, sandık başkanları dahil tüm sandık kurulu üyeleri hakkımızı teslim etti. Ben bina sorumlusu olarak görev yaptığım bir sandıkta şu cümleyi duyunca yaptığımız işin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hissettim. Oy sayımına geçişte sandık başkanı, gönüllümüe dönerek, Melike hanım en doğru kayıtlar sizdedir. Bize partilerin oylarını siz teyit eder misiniz ? dedi. Tüm arkadaşlara selam olsun
 Güniz Ölçücüoğlu
 13 Haziran 2015 Cumartesi 16:17
Şahaneydik evet ve bu şahaneliğimiz bulaştı tüm gönüllülere. Tahmin edemeyeceğiniz güzellikte insanlarla tanıştık,gönüllüdaş olduk:)Üniversite eski rektöründen 15 gün sonra reşit olacağım ne olur beni de alın aranıza diyen gence kadar geniş bir yelpazede dostluklar kurduk.Ben KSK de İÇS olarak görev aldım ikinci kez. Bundan sonraki seçimde görevimi devredip,ihtiyaç olan yerde Sandık Sorumlusu olarak görev almak istiyorum.Bu kültürü tüm ülkemizde yaygınlaştırabilmek en büyük dileğim. Biricik,İzmir Koordinasyon ekibine selam olsun, herkesin emeklerine, yüreğine sağlık. Not:Egede SonSöz'e teşekkürler.Hanzade Hanım ne güzel anlatmışsınız sizin de kaleminize sağlık.
 E.Gülnihal AYHANER
 13 Haziran 2015 Cumartesi 16:12
YAŞASIN SİVİL İNSİYATİF...DEMOKRASİ'NİN OLMAZSA OLMAZI SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ.Canı gönülden KUTLUYORUM emeği geçen herkesi.Daha da çoğalmak umuduyla.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz