MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Peygamberler şizofren miydi?
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
11 Aralık 2014 Perşembe

Peygamberler şizofren miydi?

Hiçbir sosyolojik sorunu çözmenin keskin ve kestirme bir yolu yoktur. Haliyle somut verilere dayalı bilgi ve fikir üretiminde bulunmak en mantıklısı sayılır.
Karşılıklı görüş alışverişinde bulunacağız ki birbirimizden ilham alalım. Bu bağlamda her türden yorum ve eleştiriye de açık olmak gerek.
Doğrusu; olay ve olguları, daima kendi ortam ve şartları içerisinde değerlendirirken aynı zamanda vicdana danışmaktır. Aklın ve insaflı bir ahlak anlayışının rehberliğinde hareket etmek, önyargılara kapılmamızı engeller.
Ezberler bozulacaksa ve hatalardan ders çıkarılıp daha sağlam tezler ortaya atılacaksa, arada bir özeleştiri yapmasını da bilmeliyiz. Özeleştiriye ise her zaman herkes için geçerli doğrular olamayacağını itiraf etmekle başlanmalı…
Zaman kavramının, şimdiye kadar bildiğimiz tanımının dışında, milyonlarca başka mana taşıyabileceğini anlamaya çalışmak, algılara daha geniş ufuklar açar. Canlıları yönlendiren en büyük güdü algılarıdır.
Bütün bu açıklamaları şöyle basitleştireyim;
Ciddi bir zihniyet değişimi yaşamadan, yeni eylemlerde bulunmak ya da şiddetli bir reaksiyon geliştirmek, kuvvetli bir ihtimal değildir. Zihin yapılarımız ise algılarımızın bize sunduğu yansımalardan ve iletilerden oluşur. Bu ileti ve yansımalar ne kadar çeşitli ve somut verilere dayalı kaynaklardan besleniyorsa, dünyaya bakış açımız da o denli sahici ve engin olur…
Dolayısı ile büyük bir toplumsal zihniyet devrimi yaşanmadan geniş ölçekte yeni ve atılımcı toplumsal aksiyonlar beklenmemelidir.
Zihniyet devrimi dediğimiz olguya dair bir zorlamada bulunmak için ortaya bir soru atmak istiyorum;
Bildiğiniz gibi şizofrenler; gerçekte olmayan sesleri duyduklarını ya da gerçekte var olmayan kişileri ya da canlıları veya mekânları gördüklerini vs. zannederler. Gerçeklik duygusu kişideki hastalığın derecesine bağlı olarak yitirilir. Şizofrenler bu durumu sürekli yaşamayabilirler. Yani hastalık belirtilerinin nüksetme sıklığı da kişiden kişiye farklılık gösterir. Üstelik şizofrenleri normal insanlardan ayırmak kolay değildir. Bu teşhisi ancak bir psikiyatrist koyabilir. Bugün modern tıbbın sunduğu olanaklar sayesinde şizofreni hastalığının tanısı çok kolaylaşmıştır.
Oysa peygamberlerin yaşadığı dönemde şizofreni denilen akıl hastalığı henüz bilinmiyordu.
Şimdi sorumu soruyorum;
Sizce melekler ile konuştuğunu ya da Allah’ın yüzünü gördüğünü vs. iddia eden peygamberler, modern psikiyatri biliminin yokluğunda şizofreni hastalığı bilinmediği için, aslında teşhis edilmemiş birer şizofren mi idiler?
Bu soruya cevap verirken, bakalım zihin dünyamızı şekillendiren bilgi ve algı kalıplarını ne kadar zorlayabileceğiz!
Yok eğer zorlayamıyorsak o zaman sadece kendi doğrularımız sayılan algılarımızı başkalarına dayatmaktan vazgeçmemiz gerekmez mi?
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Gani Murat
 26 Temmuz 2022 Salı 16:02
Tesadüfen rastladığım bu sayfaya bir uzman olarak görüş bildirme ihtiyacı duydum. Zira, bu tür konular kişisel görüş ya da genel düşüncelerle değil, mümkün olan en bilimsel veri ve tecrübeler; hatta daha da iyisi, bu konudaki otoriteler tarafından değerlendirilmeli ki, bu hususta siz bile yetkili değilsiniz. Şizofreniform bozukluk dediğimiz hastalıklar grubu içerisinde yer alan şizofreninin en belli başlı bulgusu olan halüsinasyon ve hezeyanlar, kişide gerçeklik algısının bozulması neticesinde ortaya çıkar. Bunu iç görü dediğimiz benlik değerlendirmesi ve daha sonra da çevresiyle arasındaki gerçekliklerin bozulması takip eder ve kişi gerçek hayattan tam anlamıyla koparak kendi gerçekliğinde yaşamaya başlar. Bu insanlar gerçek hayattan tamamen uzak ama kendi oluşturdukları gerçekliğin içinde yaşarlar. Örneğin; uçamadıkları halde uçtuklarını düşünür, olmadıkları halde tüm dünyanın imparatoru olduklarını söylerler. Kendileri de bu bozukluğun asla farkında değillerdir. Hal böyle olunca, şizofreni tanımak çok kolaydır. Kendilerini ol(a)mayacakları bir halde görür, öyle bilir , öyle inanır ve öyle iddia ederler. "Haydi uç" dendiğinde uçamamasına rağmen, hâlâ uçabildiğini iddia eder ve hep öyle söyler vs. Tüm bunların aksine, peygamberler zamanlarının en mümtaz(seçkin), en güvenilir ve gerek kişilik gerekse zihin olarak en nadide kişiler arasından seçilmişlerdir. Öyle ki, soy-sop ve şecere olarak dahi toplumun en güzide neslinden gelirler. Sözleri güvenilir, dürüstlükleri zirvede insanlardan peygamberler olagelmiştir ve bunda çağdaşlarının hiçbir ihtilafı yoktur. BU yüzden meseleyi "rüyalarında yaratıcıyla konuştular, kendilerine vahiy indiğini söylüyorlar, tamam bunlar şizofren olabilir" yargısına varmak sığlık ve cehaletten başka bir şey değildir. Sevgilerimle.
 Yunus sarı
 17 Mayıs 2022 Salı 17:26
Tüm peygamberler şizofrendir ama bu yanlış anlaşılmasın, sadece şekil olarak, yüzeysel ve salt olarak şizofrendir, tıpkı şekil olarak namaz kılan ama namazın manasına ulaşamamış kişiler gibi düşünelim, yani kalben, gerçek namaz kılmıyor ama şeklen namaz, tıpkı haricilerin namaz kılması gibi. Zaman burada mesele şu, peygamberler gerçek manada veya tıbben şizofren değildir çünkü peygamberlik sıfayları içinde akıl sagligi bozukluğu kabul edilemez. Fakat, yunanca akıl bölünmesi, bölünmüş akıl manasına gelen şizofren de söylenen bir şey akla uygunşen diğer şey akla uymaz, mesala peygamberimizin mucizeleri, mirac hadisesi v.s. Bunlara iman ederiz ama akla sığmaz, akıl dışı. Öyleyse, din akıllıya gelmiş, mükellef olarak akıllı olma şartı var, dinde akıl mühimdir ama aklın anlamadığı, kavrayamadığı olağanüstü haller var, hz. ıbrahimin ateşte yanmaması gibi. O zaman açık mucize gösteren peygamberler adeta, bir bakıma şizofren olmadıklarını göstermiş ve ıspatlamış oluyor. Olağanüstü haller rahmani veya şeytani şekilde de olur, keramet veya istidrac farkı denir.
 Bir Düşünür
 24 Mart 2022 Perşembe 06:37
Bilim, insan için gizem sayılan olguları aydınlığa çıkardıkça dinlerin ve dinleri kurgulayanların işi zorlaşıyor.
 Ender
 20 Mayıs 2020 Çarşamba 20:25
Şizofrenlerde mantık hataları olur.Konuşmalar olsun,davranışlar olsun şizofrenlerde sürekli bir tutarsızlık vardır.o yüzden zaten şizofreni bir hastalıktır.63 yıl insanlarla yoğun bir ilişkide olmuş bir peygamberde anormalik olduğu tesbit edilememişmi.Konuşmalarında,sözlerinde ve kitapta hiç bir tutarsızlık olmadığı gibi tam tersi müthiş bir akıl olduğu görülmüştür.
 Yunus
 22 Ocak 2019 Salı 09:12
Bir tanrinin olma olasiligi varligin mevcudiyetinden yola cikilarak iddia edilebilir. Yazida belirtildigi gibi bir insanin, diger insanlarin gormedigi seyleri gordugunu iddia etmesi ve duymasi sizofreni için yeterli delil.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz