MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Başa çuval geçirmek marifet değil!
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
13 Kasım 2014 Perşembe

Başa çuval geçirmek marifet değil!

Amerika’da çalıştığım hasta haneye bir gün yeni bir hemşire geldi. İngiliz olduğunu öğrendiğim bu erkek hemşire ile ilk tanışmamız beni hala utandırır. Buna sebep olan; İngiliz asıllı hemşire arkadaşımın, Türk olduğumu öğrenir öğrenmez, yüzüme vurduğu ve maalesef benim ülkeme ait bir ayıptır!
Türkiye ve Türkler hakkındaki ilk izlenimine; yıllar önce, İstanbul’da, futbol fanatikleri tarafından linç edilerek öldürülen iki İngiliz holiganı vesile olmuş. Yıllarca unutamadığı bu olay, sıkı bir futbol taraftarı olan kendisi gibi arkadaşlarını da çok derinden etkilemiş.
Konuşurken ‘siz Türkler işte böyle barbar ve katilsiniz’ diyormuş gibi bir hisse kapılmadan edemedim…
Şimdi herkesi; ‘ama İngilizler de bize Birinci Dünya Savaş’ında neler, neler yaptı, İngilizler zaten Türkleri sevmez, aman canım senin arkadaşın da biraz tarih okuyup, asıl kendi milletinin ne olduğunu öğrensin’ gibi hamaset edebiyatı yapmadan önce, aklıselim düşünmeye davet ediyorum.
Arkadaşım olan İngiliz genci henüz otuz yaşların başında. Dolayısı ile Birinci Dünya Savaşı yıllarına çok uzak. Ayrıca herkes tarihe meraklı olmak zorunda değil. Kaldı ki herkesin memleketinde tarihi olayları, senin benim görüş açımdan öğretmek zorunda değiller. Kısacası, kimseyi tarih bilmediği için suçlayamayız.
Üstelik eğer geçmişte yaşanan olaylardan ders çıkarıp, geleceğimizi daha sağlam ve onurlu bir dış politika zeminine oturtmayı öğrenmek yerine; sabık düşmanlarımıza kin gütmeyi temel ilke haline getireceksek, yaşananlardan bir şey öğrenmemişiz demektir.
Çağımızda teknolojik imkânlar sayesinde gittikçe küçülen ve yakınlaşan bir dünya var. İletişim ve bilişim alanlarında devrim yıllarını yaşıyoruz.
Böyle bir dünyada, biz yeni kuşaklara düşen görev; iletişimin sunduğu olanaklardan azami derecede yararlanarak, bütün insanlığı hümanist bir yaklaşımla kucaklayacak eylemlere yönelmek ve bunu hazırlayacak fikirler, projeler üretmek olmalıdır.
Bir yabancıya, ülkemizi; bilimsel gelişmeler, her türden kaliteli ürünlerimiz ya da üstün ahlaki ve insani değerlerimizi temsil eden kültürel varlıklarımız ile tanıtmak yerine, cinayet, onur kırıcı aşağılama ya da insan hakları ihlalleri gibi kötü emsallerle tanıtmak ve Türkün adını böyle duyurmak bir övünme meselesi olamaz.
Olsa olsa, Türk’ün adını ve şanını küçük düşürmeye neden olur…
Bu anlamda, TGB’nin İstanbul’da, Amerikan askerinin başına çuval geçirme eylemini ‘çocukça ve üzücü’ bulduğumu söylemek istiyorum.
Doğrusu bu zamana dek, pek çok eylemine imza attığım ve Atatürk’ün ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesini şiar edindiğini zannettiğim TGB’ye bu durum hiç yakışmadı!
Sizce bu Amerikalı askerler, Amerika’da yaşamını sürdürmek zorunda olan ben ya da başka Türklerle tanıştıklarında ne hissederler?
Şimdi TGB’ye sormak istiyorum;
‘Dilinizden hiç düşürmediğiniz, halkların dostluğunu böyle mi kuracağız? Böyle mi savunacağız? Amerika’nın politikalarına karşı olabiliriz. Ama halkına düşman olmaya ya da halkları birbirine karşı düşman etmeye hakkımız var mı?
Benim naçizane tavsiyem; okuyun, kendinizi geliştirin. Bilimde, sporda, sanatta, siyasette çağdaşlarınıza fark atacak üstün niteliklere ve faziletlere sahip olun. Ondan sonra da diğer milletlerin gençleri ile beraber; dünyada insana zulüm eden, masum halkları birbirine karşı kullanan, sömüren ve düşman eden ne kadar sömürgen ve tiran varsa, çuval yerine cehenneme çevirdikleri bu dünyayı başlarına geçirin.
Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleri iseniz O’nun karakterine benzeyen bir karakterin biçimlendirdiği milli şuurla hareket edin! Unutmayın ki, örnek aldığınız Atatürk, İzmir’in kurtuluş günlerinde, savaşı kaybedince kılıcını kendisine teslim etmek isteyen Yunan Komutanı Venizelos’un kılıcını almayıp, kendisinde kalabileceğini (asker onurunu kırmamak için) söylemiştir.’
Mustafa Kemal Atatürk’ün askerlerine yaraşan, O’nun tavsiye ettiği gibi, ilimin gösterdiği yolda ilerlemek ve dünyayı askerlerin varlığına gerek duyulmayan bir cennet haline getirmek için çabalamaktır…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Süleyman
 13 Kasım 2014 Perşembe 08:32
Amerikan askeri emperyalizmin sembolüdür...onlara yapılan herhangi bir sivil ya da askeri eylemin 'bize yakışmadı' şeklinde yorumlanması Türk Milleti'nin varoluşuna aykırıdır...unutmayın abd bu toprakları manda yapmak için çok uğraştı...ayrıca herhangi bir şiddet de içermeyen hareketler...kendilerini dünyanın sabihibi zanneden yankeeler bu topraklara bastıklarında kendilerine gelsinler...bu çok doğal...bunda bişey de yok bize yakışmadı adamlara ayıp oldu gibi düşünceler Türk olmaya aykırıdır...dünyada acınacak en son insan bir ABD askeridir...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz