MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Gündemi işgal edenler değil…
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
4 Kasım 2014 Salı

Gündemi işgal edenler değil…

Gündemi işgal edenler değil
Asıl gündemde olması gerekenleri, lafı uzatmadan sıralayayım;
-Çiftçiliğin, hayvancılığın ve balıkçılığın özendirilmesi için bu alanlarda ciddi iyileştirmeler yapmak. Yurtdışında rağbet gören gıda ürünlerinin üretimini ve ihracatını teşvik edici önlemler almak. İşe; zeytin, şarap, yoğurt, fındık, incir, çay gibi ürünlerimizi bir dünya markası haline getirmekle başlanabilir. Türk lokumu, Türk kahvesi, baklava, döner vs. gibi Türk mutfağı ile özdeşleşmiş içecek ve yiyeceklerimiz de bu markalaşmaya dâhil edilmelidir.
Türk tarım ve hayvancılık ürünleri ile birlikte Türk mutfağının seçkin ürünleri, maalesef tüm dünyada hak ettiği yeri bulamamıştır. Bu konuda yeterli bir tanıtım kampanyası hiçbir zaman yapılmadığı gibi bugün de hala ihmal edilmektedir.
-Genç nüfusa tarım, hayvancılık ve su ürünleri ile ilgili mesleki eğitim vererek, bu alanlara yönlendirmek.
-Maden ocakları ve çalışma koşullarını, modern teknolojik gelişmelere uygun olarak yeniden yapılandırmak. Türkiye’nin, dünyada gittikçe değeri daha iyi anlaşılan, önemli ölçüde bor madeni ve bunun yanı sıra zengin kömür, bakır ve demir yatakları vardır. Özellikle bor madeninin, devlet işletmeciliği altında dünyaya pazarlanması, büyük bir gelir kaynağı yaratabilir.
-İdari yapıda köklü değişiklikler yaparak merkezi yönetim yerine, yerinden yönetimi sağlayacak değişimci adımlar atmak. Günümüzde, yerelin tüm sorunlarının, bir merkezden atanan bakan tarafından bilinmesi mümkün olmadığı gibi gerçekçi de değildir. Devletin yöresel sorunlarla boğuşmak yerine, ülkenin genel refah ve demokratik gelişimini sağlayacak reformlar üzerine odaklanması daha makuldür. Üniter bir devlette bunu başarabilmenin tek yolu ise yerel yönetimleri güçlendirmektir.
-Siyasi partiler ve seçim yasalarını değiştirmek. Çoğulcu ve katılımcı bir demokrasinin önünü açabilmek için; siyasi partilerin, siyasete katılımı yönündeki, yüzde on seçim barajı engeli dışında, siyasi parti başkanlarının sultasına izin veren, garabet parti yapılanmalarının ortadan kaldırılması elzemdir. Siyasetteki tıkanıklığı, çürümüşlüğü ve diz boyu cehalete batmış siyasetçileri aşabilmenin önündeki en büyük engel, siyaset baronlarını besleyen parti yasalarıdır. Bu baronlardan kurtulmadan ve yerini eğitimli ve genç nesle bırakmadan, siyasetin temizlenmesi ve Türkiye’nin sorunlarına çözümler üreten taze kan getirmesi mümkün değildir.
-Üniversitelerde akademik özgürlüğü ve bağımsız bilim yapılmasını sağlayacak tedbirler almak ya da değişiklikler yapmak. Bilimsel araştırma yapan kurumları, hiçbir baskı altına almadan koşulsuz desteklemek.
-Bilgisayar kullanımını ülke genelinde, her alanda yaygınlaştırmak. Bunun için geniş kampanyalar yapmak. Eğitim ve öğretimi, web siteleri üzerinden ulaşılabilecek tarzda, en ücra köşelere dek ulaştırmak. Bunu gerçekleştirebilecek projeler üretmek. Mesela; zengin işadamlarına, bağışladıkları bilgisayar miktarına göre vergi indirimi yapmak, web siteleri üzerinden eğitim verebilecek uzmanları, staj yapan öğrencilerden seçmek gibi bir eğitim ordusu yaratmak düşünülebilir.
Velhasıl, Türkiye’nin vakit kaybetmeden buna benzer somut sorunları üzerinde yoğunlaşması şarttır. Sigara içenlerin, devlet büyüğü tarafından azarlandığı bir toplumun gündeminde olması ve tartışılması gereken; devlet büyüğüne, diktatörce davranma serbestisi veren gücün nereden geldiğidir. Ya da bu gücün oluşmasını engelleyemeyen toplumsal yapının kendisidir.
Öyleyse sorgulanması gereken; bu toplumsal yapıya sebep olan sorunları belirlemek ve ortadan kaldıracak çareler bulmaktır.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 BorkluChe
 4 Kasım 2014 Salı 12:41
Olmayacak DUA dedikleri bu olsa gerek; ama sosyalist bir hükümetin ilk elde yapması gerekenlere dahildir.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz