MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Slogan solculuğunun yerini gerçekçi sol almalı
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
14 Ağustos 2014 Perşembe

Slogan solculuğunun yerini gerçekçi sol almalı

Kendi halkını tanımayan ya da tanımak istemeyen ama buna rağmen, halka nutuk çekecek kertede kendini entelektüel zanneden tek aydın tipi Türkiye’ye özgüdür…
Maalesef bu aydın tipi genellikle sol argümanların savunucusu gibi gösterir kendini.
Oysa sağ söylemlerin dibinde debelenip durduklarından, çukurdan bir türlü çıkıp halka ulaşamazlar. Tam da bu nedenle sol ideolojinin temsilcisi olmaktan her daim uzak düşerler…
Güya sol ideolojiyi empoze etmeye çalışırken, en büyük dayanakları; çok iyi bildiklerini sandıkları ‘Atatürkçülüktür’.
Bu nedenle, cumhuriyetçilik, laiklik vb. Atatürk ilkelerini, bolca ‘eşitlik, özgürlük’ vs. gibi insan hakları temalarıyla süsledikleri, yavan ve soyut muhalif söylem dışında fikir üretemezler.
Ne değişen dünyayı ne de bir türlü gelişemeyen kendi zihniyet dünyalarını görmek ve kabullenmek istemezler çünkü.
Etraflarına şöyle bir baksalar, kendi dar çevrelerinden olmayan, halktan üç beş kişiyle sohbet etseler, Güneydoğu’ya uğrayamasalar da bölgesel haberleri biraz daha dikkatli izleseler…
Anlayacaklar ki; ekonomi batsa da, devletin zirvesine fesat karışsa da, İmralı’dakini salsalar da, ülkede padişahlık rejimi ilan edilse de, geniş kitleler bunların hiç birini, hayati önemi olan meseleler olarak algılamıyor.
Halkın büyük çoğunluğunun gündeminde yer alan en can alıcı konu; bir zamanlar Türk Kürt boğazlaşmasıydı. Halen de aynı endişe, kalıcı bir çözüme ulaşılamadığından, devam etmektedir.
Bu boğazlaşmaya birinci derecede sebep olanlar; Kürtlere kendi dillerini konuşmayı, bebelerine kendi dillerindeki adları koymayı, kendi dillerinde türküler çağırmayı, kendi dilleri ile kitap yazmayı, sanat yapmayı yasaklayanlar ve bu yasakları Türk milliyetçiliği adına canhıraş savunanlar ile Diyarbakır cezaevinde ve diğer zindanlarda, insanları işkencelerden geçirtenler ve katledenler olmasına rağmen…
Yıllarca, halkın binlerce masum Türk ve Kürt evladı, sebep olmadıkları, hatta sebebini dahi anlamadıkları kirli savaşlara kurban edildiler ve bunların bedelini ödediler.
Sonunda insanlarımız, ölmekten de öldürmekten de bıktı işte… Yoruldu…
Artık Türk anaları da Kürt anaları da çocuklarının ölümünü görmek istemiyor.
‘Yeter ki çocuklarımız ölmesin. Yeter ki barış içerisinde yaşayalım. Ama ekmeği suya banarak, ama tuzu ekmeğe katık ederek’ diyorlar.
Velhasıl, halkın çoğunluğunun en önemli isteği; en temel insani güdüdür… Yaşamı sürdürme güdüsü… Hayatta kalma ereği… Varlığını devam ettirebilme arzusu…
Bazı solcu olduğunu iddia eden kesimlerin, hala anlamadığı gerçek bu kadar basit ve bunca yalın…
Solun temel siyasi argümanlarını, bu basit ve yalın Türkiye gerçeği etrafında şekillendirmedikçe başarılı olma şansı yok görünüyor.
Halka, barış içerisinde yaşayacağına dair güven duygusu vermeden; laiklik, cumhuriyetçilik vb. tarzda retorik yapmak, koyunların karşısında kaval çalmaktan farksız aslında.
Halkın ihtiyacı olan; güven ve huzur duygusudur. Bunu temin etmek için ise önce Kürt sorununu halletmek gerekiyor.
AKP beğenseniz de beğenmeseniz de, ben adına ‘birbirini boğazlamaktan vazgeçme’ diyeceğim; bir ateşkes süreci başlattı ve bu hala sürmektedir. Kürtler bu nedenle AKP’yi destekliyor.
Solcu olduğunu iddia eden bazı kesimler de, ‘sonunda Atatürkçüler kazanacak, devrimciler kazanacak’ misali sloganlardan ibaret söylemler ile halka hayal vaat edeceklerine, halkı AKP’nin İmralı’ya endeksli politikalarına teslim olmak dışında bir alternatife yöneltecek ve milli beraberliği vurgulayan politikalar üretmelidir.
Bu politikalar, gerçekçi bir temel üzerine inşa edilmediği sürece;  geniş yığınlar, ‘görülmüş güzel rüyalarımız, bakılmış iyi fallarımız var’ tarzında, iyi gelecek vaat eden, ama inandırıcılığı olmayan sol argümanlar yerine, en azından şimdilik ‘’ölümleri durduracak nitelikte’ elle tutulur, gözle görülür sonuçları hissedilen AKP siyasetine destek olmaya devam edecektir…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz