MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Velev ki yumurtadan çıktık!
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
16 Haziran 2014 Pazartesi

Velev ki yumurtadan çıktık!

Yurt semalarında gündem ağır, sorunlar yüklü, karamsarlık hakim olsa da…
İzmir’in Ege’nin gündemindeyse ağırlık İzmir’in mallarının ham yapılışı ve bunu engellenmesine yönelik çabalar gibi görünse de…
Ege’de SonSöz’ün kapaklarına bu ağır gündem maddeleri genç/cevval editörlerin hızıyla anında ulaşsa ve günde en az 70-80 kez manşet kapakları değişse de…
Büroda özellikle son iki haftadır başka telaşların, bambaşka hazırlıkların sesleri de duyuluyordu.
Bir yandan bugüne özel basılacak derginin yayın telaşı… Bir yandan kutlama gecesinde en küçük bir aksaklığa meydan vermemek için yürütülen çalışmaların detaylandırılışı…
 
Bir buçuk aydır devam eden, son 15 günü ise hummalı/deli bir tempoyla geçen telaşımız bugün son noktasında.
Çünkü bugün Ege’de SonSöz’ün yayın hayatına başlayışının 5. yılını;
Beş yıl önce yayın hayatına başlayıp İzmir’in yükselen değerleri potasına girmeyi başaran gazetemizin başarısını, mutluluk ve gururla kutluyoruz!  
 
 
“Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri Le Duan’ın ülkesindeki kadınların durumunu anlatırken ‘Kadın kızlıkta babaya, evlilikte kocaya, dullukta büyük oğula bağlıdır’ der. Bizim medyanın durumu da böyledir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında devlete, sonra devlete ve sermayeye, şimdi devleti temsil eden hükümete bağlı.
Sermayenin ya da ideolojinin gazete yönetiminde olduğu noktalarda ya ekonomik çıkarlar vardır, ya ideolojik düşünceler hâkimdir. Bağımsız gazetecilerin önündeki en büyük engel de budur. Sermayenin bağımsız olmaması nedeniyle, diğer ekonomik ilişkilerden gazetecilik zedelenir. Ya da patronajın ideolojik tercihleri, o gazetecinin bağımsızlığını engelleyen en temel faktör olur.
Şu anki gazeteciliğin devlete bağlı olması durumunu da ‘sarı basın kartı’ iyi özetler. Üzerinde ‘T.C. Başbakanlık’ yazar. Devletin maaş ödemeyip mesleki kimlik verdiği iki meslekten birisidir gazetecilik, diğeri hayat kadınlığıdır.”
 
“Bu ahval ve şerait içinde” doğup 5 yılı geride bırakan Ege’de SonSöz’ün bugünlere nasıl geldiğini en kısa yoldan anlatabilmeyi amaçladığım için; meslekte 38 yılını devirmiş sevgili arkadaşım Celal Başlangıç’ın, medyamızın acıklı hallerini gülümseterek özetleyen bu sözlerini, ‘bizim hiç bağımsız basınımız olmadı’ tespitini ödünç aldım. Ki, Ege’de SonSöz niçin bir başarı öyküsü; anlatabileyim.
 
Egedesonsöz bir başarı öyküsüdür, çünkü…
Zengin bir basın geçmişi olan, önemli sayıda yazılı gazeteye sahip İzmir’de, kendi alanında yer açmaya çalışmak, internet üzerinden bağımsız yayıncılığa soyunmak, ancak cesur ve gazetecilik yapmakta ısrarlı insanların harcı. Bu nedenle başarılı.
 
Dayandığı güç, ne devlet, ne sermaye, ne de devleti temsil eden hükümet.
Ardındaki tek güç, gazeteyi kuranların ve çalışanların ‘gazetecilik’ geçmişi. Bu nedenle başarılı.
 
Gazetecilikte editoryal seçimin önemi artarken, sosyal medyadan binlerce ihbar yağarken, bunları araştırıp okuyucuyu doğru bilgilendirmek, haber söz konusu olduğunda objektif olabilmek çok önemli. Bu nedenle başarılı.
 
Haberin, gerçeklerin yolundan yürümeyip ideoloji ya da ekonomik çıkarların ardında gitmesinin uzun vadede güvenirliliği yok ettiğini herkes bilir ama herkes uygulamaz. Egedesonsöz uygular, bu nedenle başarılı.
 
“Gazetecilerin yaptığı bir anlamda kamu görevi. İnsanlar sana aklını, fikrini, gözlerini, kulaklarını hatta burunlarını bile emanet ediyor. Sen bunlara ihanet etmemelisin. Seslerini duyurmalısın. Bir koku varsa onu da hissettirmelisin.” Egedesonsöz hissettirdi, bu nedenle başarılı.
 
Gazetecilikte haber de yapsan röportaj da yapsan en önemli şey gerçeği görmek; onu aktarmak çok önemli. Daha da önemlisi ‘bu, görünen gerçeğin kendisi mi?’ sorgulamasını yapmak. Arka planında var olanları, o olayın fitilini ateşleyen faktörleri bulup çıkarmak. Egedesonsöz, bu nedenle başarılı.
 
Önceleri gazete sahibine ihale verilirken, şimdi ihaleye girenlere bir de gazetenin verildiği, medyanın, dolayısıyla medya çalışanlarının, yapılan haberlerin ve nihayetinde okuyucu zihninin yönetildiği bir ortamda… Ne patronlarının, ne çalışanlarının zihni, dolayısıyla okuyucusunun zihni yönetilmediği; sadece ‘gazetecilik yapma çabası içinde’ olduğunu hissettirdiği için başarılı…
 
Gazetecilikte ‘bilgiyi yayımlamak’ ile ‘yayımlamamak’ arasındaki hassas dengeyi gözettiği… “Ben haberi yapayım ne olursa olsun” demenin çok vicdani olduğunu düşünmeyen gazetecilerin elinden çıktığı için başarılı.
 
Haberi ‘şantaj aracı’ olarak kullanmadığı, ilan kaynaklarını ‘haberle tehdit’ etmediği için başarılı.
 
Bir varış değil, bir yolculuk
 
Gazetemizin 5. yıldönümü için yapacağımız kutlamaya dostlarımızı, arkadaşlarımızı, okurlarımızı davet ederken vurguladığımız gibi… “Başarı bir yolculuktur bir varış noktası değildir” sözüne yürekten inanan bir ekibin bir parçası olarak belki şunu da eklemeliyim.
Bu uzun ve zahmetli yolculukta bugün 5 yılını geride bırakan Egedesonsöz’ün, okurun haber alma özgürlüğüne katkısı yadsınamaz bir gerçek. Bu gerçeği her gün artan okur sayımızla, ‘Ege’de SonSöz yazmıştır mutlaka’ inancının giderek yayıldığını görerek/duyarak anlasak da… Ege’de SonSöz’ün yolculuğunun bitmediğini, “basılı gazete ekonomisi gibi bir ekonomi yaratma, tümüyle kendisine ait haberci kadroyu besleyebilecek tam bağımsız düzeye erişmek” gibi uzun vadeli hedefleri olduğunu da bilmenizi isterim…
 
Başlıktaki yumurtaya gelince…
5 yıl önce Ege’de SonSöz’ü kuran Fahrettin Dokak ve Ümit Yaldız kardeşlerimin ‘Gönül Abla, sen de gel’ çağrısıyla… Başarılı olunacağına yürekten inanarak çekirdek kadroya dahil olduktan kısa bir süre sonra… Henüz kapalı devre yayın yapıp gün yüzüne tüm hazırlıklarımızı tamamlayıp çıkmayı planlarken, bir röportajın ardından sabaha karşı evim yumurta yağmuruna tutulmuştu. Ve bu çirkin saldırı, yerel medyada hayli geniş yer bulmuş, meslektaşlarımız yanımızda durmuş; dolayısıyla biz daha hazırlığımızı tamamlayamadan ‘Ege’de SonSöz’ adı, bu talihsiz olayla geniş bir kesim tarafından duyulmuştu.
Sağ olsunlar, o günlerde bazı muzip arkadaşlar, bu olayın bizim tarafından organize edilmiş, varlığımızı duyurmak adına ‘planlanmış bir saldırı’ olduğu gibi komik ve çürük bir iddiada bulunmuş… Sadece kendilerini gülümseten ‘yumurtadan çıktılar’ ifadesini kullanmışlardı.
5 yıl sonra, doğum günümüz vesilesiyle cevap vermiş olayım.
Velev ki yumurtadan çıktık.
Ama çıkmakla kalmayıp büyüdük. Serpildik, boy attık. Palazlandık, hatta genç irisi olduk. Sadece okurun, iş ve siyaset erbabının değil,  duayen meslektaşlarımızın da ‘ne yazmışlar/ne yapmışlar’ diye mutlaka baktıkları, değer verdikleri, referans aldıkları bir internet gazetesi olduk.
Bunun için mutluyuz. Çok da gururluyuz. Ve bu mutluluğumuzu, ‘yumurtadan çıkışımızın’ 5’inci yılını, başarılarımızla gurur duyan dostlarımızla, meslektaşlarımızla, hemşerilerimizle paylaşıp, gelecekle ilgili güç toplayacağız. ‘Nice yıllara’ alkışlarıyla yolculuğumuza devam edeceğiz.
Bugün bizim doğum günümüz. Bugün en çok biz gülümseyeceğiz…
                                                                 *
 
Sevgili meslektaşımız/arkadaşımız karikatürist Zafer Güven’in, bugünün anısına bizlere armağan ettiği bu güzel karikatür için, zarifliği için… Kucak dolusu teşekkürlerimizle…
 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 İbrahim Yüncü
 19 Haziran 2014 Perşembe 09:23
Gönül hanım, yumurta'dan çıktılar tanımlaması ne kadar hoş... Anlaşılan atılan yumurtalar "Üç sarılıymış" Çok güzel bir gece yaşattınız... Kolay değil! Beş yıllık EMEK, bilgi, özverileriniz ile ulaştınız bu noktaya... Takdir dolu tebrikler.
 Reyhan olgunsoy
 16 Haziran 2014 Pazartesi 19:11
Benim için bölge haberlerine bakış Ege'de son sözle başladı.Bütün ekibinizi beşinci yılınızda kutluyorum,büyüyerek nice yıllara.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz