MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Zenginler yarımada sever
Tayfun MARO
YAZARLAR
20 Şubat 2020 Perşembe

Zenginler yarımada sever

Alaçatı-Urla hattında bir bölge, sermayesinin güçlü kollarında, devlet güvencesinde, turizme tahsis ediliyor. Yazılanlardan böyle anladım. Altından başka şeyler de çıkabilir; Burası Türkiye.

Verilen tepkilere gelince, körün fil tarifini andırıyor. Herkes tuttuğu yerden saydırıyor...

Söylenenlerin bir kısmı rivayet mahiyetinde olmakla birlikte, oralarda çok kapsamlı bir turizm yatırımının planlandığı muhakkak...

Yanı sıra, kamulaştırmada aciliyet koşulunun hukuken sorunlu olduğu görülüyor.

Mülkiyet hakkının tartışmalı hale gelmesi sistem için iyi değil. Devlet, mülkiyet ilişkileri ve kayıt sistemlerindeki yükümlülüklerini savsaklıyorsa, varlığını sıkıntıya sokar.

Bir de, sözü edilen proje yapılacaksa, içerdeki marina, deniz yaşamına zarar verebilir. Havaalanının yerinde sorun var. Eğer kanal açılırsa, bozacağı dengeleri öngörmek gerekir. Ve golf sahalarının su ihtiyacı yeni bir barajı gerektiriyor.

Arap sermayesi gelmesin! Zengin Araplar gelmesin! En çok tekrarlanan itiraz bu…

Çeşme oldum olası burjuvaların tatil yaptığı bir beldedir. Burjuvaların geldiği tatil yörelerine zengin Araplar gelmesin, demenin bir izahı var mı? Sermayenin ırkı, vatanı, dini olur mu?

Karşı çıkmayı haklı kılacak iki ölçüt var; aciliyet konusundaki hukuki boşluk ve doğaya verilmesi muhtemel zarar. Gerisi laf-ı güzaf…

İzmir ahalisi, “Burjuvazi Çeşme’yi terk etsin!” diyorsa, o başka...

Dahası yarımadada yaşayanlara, doğru sorularla, fikrini sormak gerekir… Belki de bu yatırımın getireceği para ve imkânlar nedeniyle çoğunluk “evet” diyordur. Bunu tam olarak bilmiyoruz.

Nihayetinde, zeytinlikleri ve bağları yazlık yapmış, kıyıları işgal etmiş insanlarız; karşı çıktıklarımızdan daha masum değiliz. “Yaptırmayız” diyenlerin de, “yapacağız” diyenlerin de sicili bozuk. Lağıma dönmüş körfez ve onu çevreleyen beton bloklar kimin eseri?

İzmir, “Kentleşme nasıl olmamalı?” sorusunun doğru yanıtıdır.

Velhasıl, biraz geri çekilerek, sakin, dingin bir akılla, olan bitene bakmakta yara var.

Bakar mısınız? Gökdelen yapacak diye aylarca kafa göz daldığımız Zorlu, bu defa da mağdurlar arasında... Zorlu ve Medikal Park arazileri de arada kaynamış. Kim bilir, bakarsınız, eylemlere katılıp onlar da, “Kahrolsun, işbirlikçi sermaye!” diye slogan atarlar…

AKP’yi bilemem ama Saray fena atağa kalktı… Suriye, Akdeniz, Libya, Ukrayna, Kanal İstanbul, Yeni Çeşme, yerli otomobil… İktidar, aldı başını gidiyor…

Öte yanda, Kızılay, ENSAR, TÜRGEV, TURKEN dolaşımı, vergiden kaçınma, Kaddafi’nin paraları, derinleşen ekonomik kriz, tarım ve hayvancılığın ithalat altında ezilmesi, yapısal işsizlik, yoksulluk, denetimsizlik, piyasadan çekilmeye başlayan markalar, kapanan veya iflas eden firmalar… Ekonomi, aldı başını gidiyor…

Uzun sözün kısası, iktidar can havliyle, para kokusu aldığı her yöne seğirtiyor. Yönetimde pragmatist eğilim öne çıktı. Galiba, para eden neyimiz varsa, piyasada…

Çeşme’yi “Cannes” yapmayı kafaya koymuşlar... Film platoları, müze, doğa sporları… Doğrusu, kulağa hoş geliyor…  Mücadele çetin geçecek.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Nedim Atilla
 20 Şubat 2020 Perşembe 21:37
Aynen katılıyorum yazdıklarına
 Baba Muhalefet
 20 Şubat 2020 Perşembe 15:01
"Aldı başını gidiyor" cümlesi biraz hafif kalıyor, "freni patlamış kamyon" nitelemesi daha "cuk" oturuyor gibi...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz