MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İlk dargınlık!
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
21 Kasım 2021 Pazar

İlk dargınlık!

Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış öykülerden bir demeti paylaşalım...

Bunu yaparken de...

Bu anılar demetinin bugünlere taşınmasını sağlayan…

Atatürk’e Kafa Tutanlar” kitabının yazarı…

Selahattin Güngör’ü saygıyla analım…

***

Şaşkınlık veren olayın yaşandığı yer…

Yalova’daki Gazi Köşkü…

1930’lu yılların ilk basamakları…

Atatürk’ün sofrası hareketli…

Gece yarısına doğru…

Başvekil İsmet İnönü’nün geldiği haber veriliyor Atatürk’e…

İsmet Paşa sofradaki yerini alıyor; selamlaşıyorlar…

Nedense yüzü gülmüyor Paşa’nın…

Atatürk, yol arkadaşının halinin…

Yorgunluktan olduğunu düşünüyor ve…

Garsona sesleniyor:

İsmet Paşa’ya rakı veriniz…”

Servis yapanlar, İnönü’nün içkiyle başı hoş olmadığını bildikleri için…

Kadehinin ancak yarısını dolduruyorlar…

Ancak…

O akşam Atatürk’ü ve konuklarını şaşırtan bir gelişme oluyor…

İsmet Paşa, yarım duble ile kalmıyor…

Üst üste üç dolu kadehi yuvarlıyor…

Atatürk başta olmak üzere…

İsmet İnönü’nün, içkiye karşı gösterdiği rağbet…

Neredeyse konukların tamamını şaşırtıyor…

Kısa bir süre sonra…

Masanın sohbetindeki manşet…

Bi anda…

Atatürk’e verileceği dillerde dolaşan…

İngilizler’in ünlü “Dizbağı Nişanı”na geliyor…

İnönü’nün kaşları çatılıyor…

Pek alışık olmadığı içkinin tesiriyle…

Atatürk’e sert bir tavır takınarak şöyle diyor:

Siz bu nişanı kabul edemezsiniz!”

Ortalık buz kesiyor…

Atatürk sakin bir sesle nedenini soruyor:

Çünkü, İstiklal Madalyası’ndan başka bir nişanı taşımak hakkına sahip değilsiniz…”

Gazi, hala sakin, şöyle karşılık veriyor silah arkadaşına:

Taşımak şart değil ki! Nişanın verilmesi hem siyasi bir cemiledir hem de bana karşı gösterilmiş bir sevgi eseridir… Reddetmek münasebetsiz kaçacağı gibi yeni dostlarımıza karşı da ayıp olur!”

İsmet İnönü’nün yüzü hiddetten kıpkırmızı; devam ediyor:

Aslında ben tahkik ettim… Dizbağı nişanını verileceğine dair olan haberlerin bir balondan ibaret olduğunu anlaşılıyor…”

Bu söz, bardağı taşıran son damla oluyor…

Atatürk’ün kızgın sesi…

Salonunun elektrikli havasında bomba gibi patlıyor:

Bu iş üzerinde bu kadar ısrar sebebini anlamıyorum… Beni çekemeyen bir adam gibi konuşuyorsunuz…”

***

İsmet Paşa, çok ileri gittiğini fark ediyor…

Elleri titremeye başlıyor…

Atatürk’e açıkça cevap veremeyeceğini bildiği için…

Homurdanarak ayağa kalkıyor…

Başını hafifçe eğdikten sonra…

Tek kelime söylemeden sofrayı terk ediyor…

Atatürk de…

Eliyle masayı iterek ayağa kalkıyor ve sofradan çekiliyor…

***

Sonra n’oluyor; biliyor musunuz?

Atatürk’ün yaveri ve çocukluk arkadaşı Salih Bozok…

İki savaş arkadaşının bu hallerine dayanamıyor…

Gecenin yarısında İsmet Paşa ile bahçede buluşuyor…

Paşa, masadaki olayın…

Dargınlık boyutuna gelmesinden çok pişman…

O’nun halini gören Salih Bozok…

Doğruca Köşk’e gidiyor…

Atatürk’ü uyandırıyor…

Ve “yalan” da olsa şöyle diyor:

Paşam, İsmet Paşa’yı sofradaki hadiseden sonra çok üzgün gördüm… (Ah, ne yaptım da Gazi’ye karşı o ağır sözleri söyledim…) diyor… Bana geldi, (Ne yapıp yap, Gazi’ye benim tarafımdan af dile) diye yalvardı… Ben de O’nun bu arzusunu yerine getirmek için sizi uyandırdım…”

Ardından, bastırıyor Salih Bozok:

Bu geceden meseleyi halledelim… İsmet Paşa’nın iki gözü iki çeşme… Sizinle görüşüp, ellerinizden öpmek istiyor…”

Atatürk, kin tutmazdı…

Emrini veriyor:

Pekala, yarın gelsin görüşelim…”

Salih Bozok…

Etekleri zil çalarak doğru İsmet Paşa’nın yanına gidiyor ve…

Barıştırma projesinin son noktasını koyuyor:

Paşam, bu geceki hadiseye Gazi çok üzülmüş… Beni çağırtıp, (Ben İsmet’e ne söyledim?” diye sordu… Sizinle yarın görüşmek istiyor…”

İsmet Paşa, şaşırıyor:

Peki… Madem ki emrediyorlar… Yarın gider ellerini öperim…”

***

İsmet İnönü, ertesi sabah dediğini yapıyor…

Ancak…

Bir gecelik dargınlık…

Sadece o gün için sona eriyor…

Bir müddet sonra…

Atatürk ile İsmet İnönü arasındaki tartışmalar…

Küslüğe kadar gidiyor…

***

Bitiriyoruz…

O geceden aylar sonra…

Kurultay’da yan yana, aynı locada oturuyorlardı…

İsmet Paşa, aniden…

Bir kağıda “Bana dargın mısın?” diye yazarak Atatürk’e verdi…

Ulu Önder, cevaben…

Her şeyi unuttum, bildiğin gibi arkadaşım ve kardeşimsin!” cümlesini karaladı…

O kağıt hala saklanıyor…

Nokta…

Sonsöz: “Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz