MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kırsalda kaçak yapı furyası
Engin ÖNEN
YAZARLAR
21 Ocak 2023 Cumartesi

Kırsalda kaçak yapı furyası

Gazetemiz Egedesonsöz geçen gün haberini yaptı. “İzmir’in dağlarında İstanbullu rahatsızlığı: Bu kez kentten köye göç” başlığı ile. Köylere yönelik göç dalgası ve kırsalda kaçak yapı furyası ile ilgili birkaç kez ben de yazmıştım.

İmar Affı beklentisi ile özellikle Yarımada kırsalında tarihinin en yoğun kaçak yapılaşması yaşanıyor. Seferihisar, Urla, Çeşme ve Karaburun kırsalında iktidar ve belediye yönetimleri bu duruma göz yumuyorlar.

Bu kaçak yapılar içinde en masumunu yetişkin çocuğuna ev yapmak isteyen köylülerin ve emekli olunca köyüne dönenlerin barınma ihtiyacı oluşturuyor. Yerleşim yerinin bu ihtiyaçları karşılamaması ve bürokratik güçlükler bu kişileri de tarımsal alana kaçak inşaat yapmaya yöneltiyor.

Ama olay bu kadar basit değil. Çünkü bir süredir kentten köye/kırsala doğru yoğun göç yaşanmakta. Ancak bunlar sadece eski köylülerin dönüşü şeklinde olmuyor. Daha yoğun bir şekilde metropollerden, özellikle İstanbul ve İzmir’den Yarımadaya yönelik ciddi kentli göçü var.

Bunların da önemli bir bölümü hem kentte hem köyde yaşamak isteyenlerden oluşuyor. Çok yerli hibrit yaşamlar olarak daha önce bu konuya değinmiştik.

Yarımada kırsal bölgelerine yönelik diğer bir nüfus hareketi, Doğu bölgelerinden gelen ve inşaat sektöründe çalışan kesimden oluşuyor. Bunlar sahile yakın köylere yerleşmiş olup, inşaat, tamirat, tadilat işlerinin yanı sıra hayvancılıkla uğraşan göçmen nüfusu oluşturuyor.

Buraya kadar özetlemeye çalıştığımız köylere yönelik göç eğilimleri yirmi otuz yıllık bir geçmişe sahip. Bu eğilim kıyılaşma adı da verilen yeni bir nüfus ve sermayen yoğunlaşmasına da yol açmaktadır. Yazlık yapılaşmasından sonra bu ikinci dalgayı oluşturmaktadır.

Daha önceleri eski evleri tamir veya restore etme şeklinde başlayan bu akım, giderek yeni kırsal yapılaşmayı beraberinde getirmiştir. Bir kısmı planlı ve mevzuata uygun yapılsa da büyük çoğunluğu plansız izinsiz olarak gerçekleşmektedir.

Kaçak yapılaşmada hem yer seçimleri hem de yapı şekilleri yasalara uygun olmadığı gibi ciddi çevre tahribatına da yol açmaktadır. Aynı tarla içinde birden fazla inşaata rastlanabildiği gibi, üç ve dört katlı binalar da imar affı beklentisi ile köylerde yükselmektedir.

Bu yapılaşma artık, köylünün kendi ihtiyacı olan ve başını sokacağı eve yönelik olmaktan ziyade ranta dönük yanı daha ağır basar hale gelmiştir. Kırsal alanlara yönelik talebin yarattığı rant fırsatları bölgede ciddi fiyat artışlarına neden olmakta ve bu da kırsal arazileri ve evleri yatırım aracına dönüştürmektedir.

Yarımadadaki köylerin birçoğunda üçer beşer emlakçının tabelasına rastlamak bu sürecin ürünüdür.

Şu anda iktidarın göz yumması ve teşvikine, CHP’li belediye yönetimleri de aynı gerekçe ile paralel davranmaktadır. Böylece Yarımada ve muhtemelen diğer kıyı bölgelerinde de telafisi imkansız tahribatlar oluşmaktadır.

Bu sürecin yakın zamanda daha belirgin olarak hissedilecek olan etkileri, sadece fiziki çevre tahribatı ile sınırlı kalmayacak, rantın yarattığı pahalılık ile köylüleri ve yerli halkı ata toprağında yaşayamaz hale de getirecektir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz