MENÜ
İzmir 10°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Saraçhane sonrası siyaset
Engin ÖNEN
YAZARLAR
23 Aralık 2022 Cuma

Saraçhane sonrası siyaset

Saray iktidarı, bu seçimi kaybetmemek için geçen seçimlerden farklı bir strateji izliyor. Çünkü kaybetme ihtimali çok yüksek. Bu nedenle akıl almaz ve hukuka uymaz çok sayıda hamle arka arkaya geliyor.

Eski seçimlerden farklı olarak Erdoğan’ı sandıkta gönderebilecek siyasetçiler var artık. Bunlardan en öne çıkanı Ekrem İmamoğlu olduğu için, ona yönelik operasyonlar arka arkaya devreye girdi.

İmamoğlu’na yönelik operasyonlar, sadece seçim öncesi İstanbul Büyükşehir Belediye yönetimini ve kaynaklarını ele geçirmek değildir. Bu da var tabi ama aday olunca da bunları ele geçirme olanakları var.

Esas amaç İmamoğlu’nun adaylık şansını ortadan kaldırmaktır.

Bana göre şu anda kampanya gücü en yüksek adaylar arasında halen Erdoğan olmakla birlikte, bu kategoride İmamoğlu ve Demirtaş da bulunmaktadır. İmamoğlu üye olduğu parti, son seçimde kazandığı popülarite, en büyük belediyenin başında olmanın verdiği avantajlarla birlikte Erdoğan’ın en çekindiği rakip. Ayrıca muhafazakar bir profil çizmesini de buna eklemek lazım.

Altılı masanın inşası, devamlılığı ve son seçimlerde aday belirleme sürecindeki kararları ile Kılıçdaroğlu, liderliği süresince en başarılı dönemini yaşamıştır. Şimdi de çevresindeki parti yöneticilerinin de telkini ile aday olmaya karar vermiş bulunuyor.

Erdoğan ve Bahçeli’nin arzu ettiği rakip Kılıçdaroğlu. Bu kesin. Çünkü Akşener’in kazanma garantisi olan aday tarifine, en azından garanti düzeyinde Kılıçdaroğlu pek uymuyor. Kazanabilir de ama iktidar, kampanya sırasında diğerlerine göre daha kolay hırpalarız diye düşünmekte.

Muhalefet cephesinde İmamoğlu’nun adaylık şansı bu operasyonlarla azalmış gibi gözüküyor. Bu aşamada Akşaner, Mansur Yavaş kartını açabilir. Ancak İmamoğlu devre dışı kalınca CHP yönetimi Yavaş seçeneğine de sıcak bakmayacaktır.

Adaylık konusunda CHP içinde çatışmalar olduğu malum. İmamoğlu’nun ceza aldığı gün Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da olması doğru değildi. Saraçhane’deki iki günlük mitingde İmamoğlu ile Kaftancıoğlu’nun yüz yüze bakmaması bunun dışa vurmuş haliydi.

Bunlar dışa yansıyacak düzeye gelip, rahatsızlık yaratınca Kılıçdaroğlu düzeltme yapma ihtiyacı duydu. İmamoğlu’nu grup toplantısına davet edip, aramızda baba oğul ilişkisi var demesi ve ertesi gün İmamoğlu ile Kaftancıoğlu’nun ortak basın toplantıları bunun sonucuydu.

Bu aşamadan sonra artık, bırakın parti içi çatışmaları altılı masanın bile tereddütleri sonlandırması şart. Süreç uzadıkça yıpratıcı olaylar kaçınılmazdır.

Saray iktidarının Kılıçdaroğlu’nu rakip olarak istemesindeki amaç çok açık. Kampanyayı başörtüsü ve el altından/yerel teşkilatlarda mezhepçiliğe yıkarak altılı masanın en az iki veya üç partisinin seçmenini geri çekebileceklerini düşünüyorlar.

Bunlar olabilir ama yerel seçimlerde olduğu gibi yine en kritik rolü HDP seçmeni oynayacaktır.

Babacan’ın Saraçhane konuşması sırasında, Demirtaş’ı adını anınca meydandan gelen coşkulu alkış dikkatinizi çekti mi bilmiyorum.

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz