MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Müteahhitçi siyaset  ve büyük trajedi
Engin ÖNEN
YAZARLAR
7 Şubat 2023 Salı

Müteahhitçi siyaset ve büyük trajedi

İster Allah’ın takdiri deyin isterse doğanın kanunu, deprem, insanın kaçamayacağı bir gerçektir. Ancak bu gerçeği ihmal ederek veya küçümseyerek yaşamanın bedeli ağır oluyor ne yazık ki.

Bunca bilimsel bilgi birikimi ve yaşanan tecrübeye rağmen, adeta depremle inatlaşan bir kentleşme ve siyaset anlayışında ısrar ediyoruz.

Doksan dokuz Depremi sonrası mevzuat değişiklikleri yapıldı, deprem yönetmeliği çıkarıldı. Yapı ve zemin güvenliği denetimleri zorunlu hale getirildi. Ancak merkezi yönetim ve yerel yönetimler bunu uygulamada titiz davranmadı ne yazık ki.

Bunca tecrübe ve acıya rağmen o günden beri kaç defa imar affı hayata geçti. Merkezi ve yerel iktidar ile seçmenler arasında himaye ilişkisi esas olduğu için sığ popülizm, göz göre göre yasa ve yönetmeliklere aykırı yapılaşmaya yol açmaktadır.

İmar planları, ne zemin etütleri dikkate alınarak yapılıyor ne de ciddi bir yapı denetimi yapılıyor. Pek çok inşaat firması yapı denetimini uygulanamaz hale getirmek için kendi yapı denetim şirketlerini de kurmaktadır. Ya da yapı denetim firmalarının önemli bir kısmı bu konuda özenli olmaktan uzak ve müteahhitlerin kolaylaştırıcısı gibi davranıyor ne yazık ki.

Dolayısıyla yeni yasa ve yönetmeliklere uygun yapıldığı kabul edilerek ruhsat verilen yeni binaların küçümsenmeyecek bölümünün yerle bir olmasını bu mekanizmalar ile açıklayabiliriz.

İlk kentleşme evresinde gecekondulaşmaya göz yuman devlet, bunu yoksul vatandaşın barınma sorununu kendi kendine çözmesi olarak gördü. Yoksul göçmenlerin barınma ihtiyacı ve başını sokacak mekan olarak görüldüğü için, kamuoyu da bu tür yapılaşmayı meşru görmekteydi, yasa dışı olduğu halde.

Ama giderek kentleşme ve onun beraberinde getirdiği yapılaşma, barınma ihtiyacı ötesinde adeta rant kaynağı haline geldi. Yeni imar planları ve imar afları geniş kesimler için mesleki kazançlarının ötesinde kaynağa dönüştü. Siyaset ve yerel yönetimler de buna göre şekillenir oldu. Siyaset müteahhitleşti.

Avrupa ülkelerinin toplamındaki müteahhit sayısının beş on katı müteahhite sahip olmamız önemli bir veridir.

İzmir Bayraklı bölgesi, uzmanlar tarafından ve deprem açısından en riskli bölge ilan edildiği halde, burada çok katlı yapılaşmada ısrar eden şehircilik müteahhitçi siyasetin ürünüdür. Seferihisar merkezli depremin Bayraklı’yı yıkmasından ders çıkarmak yerine şimdi yine yıkılan binaların yerine daha fazla imar yoğunluğu sağlayarak çözüm üretmek, bu anlayışının ürünüdür.

Buca eski cezaevi sahasında bina ve AVM ısrarında olanların da bu konuyu sanırım bir daha düşünmelerinde yarar var. Deprem açısından en riskli kentlerden biri olan İzmir’in deprem sonrasına da hazırlıklı olması şart.

Malatya, Maraş, Hatay, Gaziantep ve Malatya gibi illerden yansıyan görüntüler, artık ders olması lazım.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TC misafir
 12 Şubat 2023 Pazar 14:47
Bucada böyle bir afet olsa yeterli toplanma alanı yok ve çadırkent kurulabilecek yeterli bölge yok. Bu yüzden cezaevi arazisi hayati bir önem taşımaktadır. 22 Yıldır müteahhit sevindiren iktidar artık halkını düşünüp ihtiyacına göre hizmet üretmelidir. İktidar halkın ihtiyacı denince aklına ilk gelen sadaka yardımları oluyor ne yazık ki.
 Lombak
 8 Şubat 2023 Çarşamba 00:29
Chp İzmir il başkanı?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz