MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sosyal medya özgürlük alanı mı, dolandırıcılık merkezi mi?
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
20 Şubat 2023 Pazartesi

Sosyal medya özgürlük alanı mı, dolandırıcılık merkezi mi?

Önce iyi ki Twitter, instagram ve facebook var diyeyim. Yoksa depremde ne doğru bilgi alabilirdik bu medyadan, ne de gerçeklerden haberdar olabilirdik.Ama, fakat, lakin… Şaşırmamam gerek ama şu acısını hiçbir zaman dindiremeyeceğimiz depremde sosyal medya üzerinden neler oldu neler.

Türkiye ve Suriye’yi vuran deprem esnasında, farklı ülkelerde oluşturulmuş dört sahte sosyal medya profili üzerinden dezenformasyon amaçlı yaklaşık 30 bin tweet atıldığını belgelendi.

Dün vardı haberlerde görmüşünüzdür. Emniyet Genel Müdürlüğü sosyal medyada depreme ilişkin paylaşımlarda bulunan 129 kişinin gözaltına alındığını, 24’ünün tutuklandığını açıkladı. Suçları halkın üzerinde “korku ve panik yaratmak amacıyla provokatif paylaşımlarda bulunmak”.EGM’nin internet sitesinden yapılan yazılı açıklamada, bu tür paylaşımlarda bulunan 775 hesap yöneticisinin tespit edildiği ve 441’i hakkında adli işlem başlatıldığı belirtildi. Suçlular elbette cezalandırılmalı. Sosyal medyayı kötü kullananlar için bütün dünya arayış içinde ve başa çıkmak zor.

Ama şu bölüme bakar mısınız: EGM açıklamasında, 76 adet oltalama (phishing) dolandırıcılığına yönelik hazırlanan internet sitesinin kapatılmasının sağlandığı, resmî kurumları taklit ederek halktan para talep eden 15 sosyal medya platformu hesabı ile ilgili işlem yapıldığı, ayrıca deprem yardımı talep ederek para yatırılması talep edilen 6 kripto varlık cüzdan adresinin dondurulmasının sağlandığı belirtildi.Ne utanmazlıktır bunlar. Bazı kripto uyanıklarından her şey beklenir ama depremin acılı günlerinde bu kadarı beklenmez diye düşünüyorum.

Komedi de var tabii ki. Madonna, sosyal medya paylaşımında yıkılan evde sağlam kalmış Atatürk fotoğrafını kullanarak Ahbap’a bağış yapılmasını istedi ya. Salatalığın biri kızmış, “ben de senin Kürk Mantolu kitabını okumayacam” demiş. Sabahattin Ali’den haberinin olması mümkün mü bu zavallının.

***

Afet durumlarında sosyal medya ve sosyal iletişim mecralarının kullanımına ilişkin bir sosyal etiğin ya da hiç değilse bir görgü biçiminin oturması ve yaygınlaşması şart. Sosyal medya depremde de tam bir kaos, dezenformasyon, işgüzarlık ve malûmat-furuşculuk mecrası haline geldi.

Sosyal Dilemma dizisi iki yıldır dijital platformlardan izlenebiliyor. Bir yıl önce yazmıştım yinelemekte zarar yok: Sosyal medyanın yarattıklarını tartışıyor… Başta kendini beğenmeme duygusu, yalnızlık, kişisel mutsuzluk nedeni olarak gösteriliyor sosyal medya. Acaba bizdeki sosyopatların böyle yapıyor olmalarının nedeni bu mu?

İşin asıl can sıkıcı yönü ise televizyonları dolduran lafazanlar. TV’deki birkaç bilim insanı dışında her gece kanal kanal gezip boş konuşan onlarca adama dayanan sunucuları da anlamıyorum. Ekmek parası deyip geçiyorum. Hem bu boş konuşma uzmanlarının hem de sosyal medya kurnazlarının bizi gerçek bilgilere ulaşmak yerine yaratılan bilgilere inandırmaya çalışmalarını biz anlıyoruz da herkes anlıyor mu emin değilim.

İnsanları ve toplumları dizayn etmek eskiden konvansiyonel medyanın işiydi, duyguyla oynamak şimdi TV lafazanları ile sosyal medya kurnazların elinde.

Sosyal Dilemma belgeselinde konuşanlar insanları bir araç, bir ürün olarak görüp bunun üzerinden para kazanmaya odaklı sistematiği, bir anlamda işin mutfağında görüp bundan rahatsız olan, sistem dışına çıkan büyük sosyal medya şirketlerinin, twitter, facebook, instagram gibi şirketlerin eski çalışanları idi. Deprem günlerinde ne kadar haklı oldukları bir kez daha ortaya çıktı.

Geçmişte sormuştum, bir daha sorayım: Sosyal medya insanlığın sonunu mu getirecek, bu bağımlılık nerede bitecek, bu şirketler bir yol açtı ama şimdi dünyayı neye dönüştürdüklerinden pişmanlar mı, pişman olsalar da bu geriye dönülebilir bir nokta mı? Bilemiyorum.

Son depremde de gördük: Şerefsiz bir yaratık sürüsü var özellikle twitterda…

Aslında sosyal medya servisleri geribildirime ve katılımcılara en açık alanlar. Bu servisler oylama, yorum ve bilgi paylaşımı gibi konularda cesaret aşılıyorlar. Ama bizdeki gibi yarım akıllı, yarım bilgili insanlar için burası lağım çukuruna dönüşebiliyor.

Geleneksel medya içerik aktarır ya da dinleyiciye bilgi ulaştırır ama Türkiye’de bu medyanın güvenilirliği de giderek azalıyor.

Sosyal medya topluluklara çabuk ve etkili bir oluşum için izin veriyor. Depremde işe yaradığını gördük. Güven veriyor mu? Asla.

Geleneksel medya ile sosyal medya arasındaki belki en önemli fark özgürlük… Geleneksel medya hükümetlerin, ya da ait olduklarını düşündükleri siyasi hareketin ve reklam verenlerin baskısı altındadır ve özgürce yayın yapamaz. Sosyal medya ise kolay erişilebilir, herkes tarafından eşit düzeyde kullanılabilir. Ama kötü ellere geçtiğinde olanları depremde yaşadık.

İçinden çıkılması zor sorular bunlar.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Yaprak
 20 Şubat 2023 Pazartesi 21:19
Instagram’dan geliyorum, herkes ama herkes eskisi gibi kendi postlarıyla bugün geri dönmüş. Deprem olmamış, kimse ölmemiş. Pes! 15 gün dayanabildiler.
 Rezalet!
 20 Şubat 2023 Pazartesi 10:32
Dün ulusal bir haber(!) kanalında çadır güzellemesi yapıldı. Şimdi bunun adı nedir?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz