MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
“Bana ‘Ekmel’ derler!”
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
24 Haziran 2014 Salı

“Bana ‘Ekmel’ derler!”

Henüz tatile girmedim.
Henüz ‘tatili hayal etme’ safhasındayım ama…
Egedesonsöz’ün 5 yılını devirdiği, arkadaş ve dostlarımızın övgüleriyle/katılımlarıyla çok güzel geçen kutlama gecesinin ardından sonra özellikle… Zihnim adeta tatile çıkmış durumda.
Üstüne bir de yapış yapış sıcaklar eklenince, ellerim bilgisayar tuşlarına gidiyor gitmesine de… Kafam ‘öf be, bi dur’ diyor.
Sonrası… Ekran bana bakıyor, ben de ekrana… Karşılıklı.
 
Tamam yorgunluk var. Elbet koca bir yılın, hepimizi geren yerel seçimlerin, denge yazılarının, televizyon programların bünyeyi zorladığı bir gerçek. Sıcaklar da işin cabası ama…
Galiba en temel sorun, şu an en canlı olması gereken cumhurbaşkanlığı seçimleri tartışmalarında, şahsımın asılacağı bir şey bulamamak.
Sağa dönünce Tayyip Erdoğan,
Sola dönünce, Ekmeleddin İhsanoğlu ile karşılaşmak,
Ortalıkta uçuşan, ‘ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar’ teorileri, ‘kırk katır mı kırk satır mı’ seçenekleri, ‘uluslar arası oyun, işin içinde iş var’ iddiaları, ipe sapa gelmez bir sürü analiz arasında…
Sağlam bir zemin, içinin sineceği bir isim, bir adam görememek; can sıkıyor ve yoruyor insanı. Bıkkınlık, bıkkınlığın mayası olup yerleşiyor tüm hücrelerine.
 
Neyse ki medyamızda ruhen ve bedenen tatile girmemiş, canhıraş tempoyla koşturan/konuşan/yazanlar çok sayıda. Sosyal medya deseniz hız kesse de hala hareketli/bereketli. Paylaşımlar arasında okumaya değer, üzerinde düşünmeye değer yazılar da var çeşitli. Facebook arkadaşlarımdan İzmir’in entelektüel isimlerinden Haluk Tekeli’nin paylaştığı gibi söz gelimi.
Dolayısıyla bugün köşem, Sayın Haluk Tekeli’nin.
Onun, “Bana ‘Ekmel’ derler!” başlıklı yazısı; içimdeki sıkıntıların, durmuş oturmuş/yazıya dökülmüş hali gibi geldi bana. Sizlerle de paylaşayım istedim.
İzninizle…
*
“Bizim Mansur, öğretmenlik zamanlarından söz ederken, bir veli toplantısını anlatır.
Bir anne, oğlu için kendisiyle görüşürken, bakar ki, oğlan için başarı uzaktan yakından geçmiyor. ‘Hocam’ der, ‘nasıl bizim oğlan, efendi mi, saygılı mı? Derslerde huzursuzluk çıkarıyor mu?’
Mansur içinden geçirir, ‘Keşke biraz saygısız, asi olsaydı da, kendisi ve kafası biraz çalışsaydı!’
Bu iletişim devam etse, muhtemelen öğrenci velisi, ‘Sınıf kalabalık, biraz yakından tanırsanız, kesinlikle seversiniz’ diyecektir.
CHP Genel Başkanı ve ana muhalefet lideri K.Kılıçdaroğlu'nun "Ekmel beyi" takdiminin bundan ne farkı vardır?
Ne diyor Kılıçdaroğlu: "Saygınlığı olan bir aday üzerinde uzlaştık. Adı Ekmeleddin İhsanoğlu. Bilgi sahibi. Oturmasını, kalkmasını bilen birisi, yabancı bir devlet adamı ile oturduğunda onun altında ezilmeyen birisi. Biz böyle bir aday üzerinde mutabakat sağladık. Oturacak, yetkilerini bilecek. Az, öz konuşacak. Halkın arasına girebilecek. Son derece saygın, kibar bir beyefendi. O bir bilim adamı. Böyle bir insan Türkiye için kazanımdır."
 
Yapılan onca seçim, verilen onca karar ve alınan sonuçlar, CHP Genel Başkanı’nın bir lider vasfı taşımadığını göstereli çok oldu. Ancak hala bu çapsız, fikri ve örgütsel yeteneği olmayan genel başkandan keramet bekleyenler arasında, geçmişte sosyalist harekette yer almış dostlarımızın olması trajikomik.
AKP'yi ve mütedeyyin tabanı bölme hareketinin CHP'yi ortadan yarma dinamiğini gözden kaçırmak politik körlük değilse nedir?
 
Dünyada ve bölgemizde kriz ve savaş hali devam ederken, hemen her yerde, ırkçı-milliyetçi akımlar, faşist eğilimler güçlenirken, burjuva demokrasisinin beşiği Batı Avrupa için de, demokrasiden söz etmek giderek lükse dönüşürken, 10 Ağustos'ta yapılacak olan seçimlere dair henüz AKP dışında bir rejim önerisi çıkmamıştır.
T.Erdoğan, kendi meşrebine uygun bir başkanlık rejimi talebiyle, yeni paylaşım mücadelesinde, temsil ettiği sınıfların çıkarları üzerinden bir sistem önermektedir. Bu öneriyi, beğenir, beğenmezsiniz. Ancak gerçek olan şudur ki, mevcut sistem tıkanmış ve bir restorasyon kaçınılmazdır.
 
Oturmasını, kalkmasını bilen, kibar Ekmel beyin adı geçeli 10 gün oldu.
Henüz bu adayın memlekete ne önerdiğini duyan, gören, bilen var mıdır? Bilinen en temel özelliği; AKP karşıtı, neo con, İsrail, CHP-MHP adına Cemaat üzerinden makul bir aday olduğu. Bunun dışında belki de, en köşeli düşüncesi, "homofobinin evrensel bir mesele olmadığı."
Ekmel bey konuşmayacakmış. Sus ki, molla sansınlar.
Onun yerine Kılıçdaroğlu ve Bahçeli konuşacakmış.
Çok etkili olacaklarından ve toplumu derinden sarsacaklarından kimsenin kuşkusu yoktur!
 
Mevcut denklemde gelecek adına beklenti yaratan parti HDP'dir.
HDP, yeni bir öneri yapmak durumundadır. Nasıl bir sistem talep ettiğini açık ve anlaşılır bir dille ifade etmelidir.
Ülkeyi kilitleyen Kürt sorunu başta olmak üzere, memlekete önerdiği yeni toplumsal model nedir?
Bu model içerisinde hangi politikalarla uzlaşmaya hazırdır, kimlerle görüşmektedir ve asgari beklentisi nedir?
Kürt sorununun demokratik çözümünde somut adım atılırsa, bir örtülü af, hasta tutuklulara tahliye, sürgündeki Kürt politikacılara dönüş yolunun açılması, Öcalan'a ev hapsi yetecek midir HDP'nin AKP'nin başkanlık rejimi önerisini desteklemesine?
 
Gerçekte, Cumhurbaşkanlığı seçimi, katılan tüm özneler açısından bir prova niteliği taşımaktadır. 2015'te yapılacak olan genel seçimler öncesi son noktadır.
Tarihimizde ilk kez halkın oyuyla bir cumhurbaşkanı seçilecek olması başlı başına önemli bir olaydır.
Politik önermeleriyle, toplumsal onay almak üzere siyaset arenasında rol oynayacak olan partiler bilmelidir ki, bu seçimde yapacakları öneriler, aynı zamanda genel seçimlerde halktan nasıl bir karşılık bulacaklarının da göstergesi olacaktır.” (Haluk Tekeli)
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz