MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Cumhurbaşkanlığı seçimi
Metin ÖNEY
YAZARLAR
9 Nisan 2014 Çarşamba

Cumhurbaşkanlığı seçimi

Bir seçimin sonuçları bile alınmadan öteki seçimin tartışmaları başladı bile.
Garip bir Ülke.
Bir türlü gündemini tayin edemiyor.
Biz de madem ki tartışma başladı, katılalım dedik bu kervana.
Önce bir tespitle başlayalım :
Mevcut Anayasamıza göre söylenenin aksine ,Cumhurbaşkanı son derece yetkili bir makamdır. Öyle söylendiği gibi temsil makamı değildir.
Değildir çünkü :
TBMM nin kabul ettiği bütün kanun ve kararlar Cumhurbaşkanının onayına tabidir.
Bakanlar Kurulunun bütün kararnamelerini Cumhurbaşkanı onaylar.
En üst düzey atamalar ha keza O’nun onayı ile yürürlüğe girer.
Yüksek Mahkemelere atamalar yapar.
Üniversite rektörlerinin tayinlerinde son karar merciidir.
Ordunun Baş Komutanıdır.
Kurumlar arasın da  uyumu sağlar.
İsterse ve şartları varsa erken seçim kararı alabilir.
Bakanlar kurulunu dilediği zaman toplayabilir.
Bakanlar Kurulu listesini de O onaylar.
Manevi durumu sebebiyle söyledikleri bütün kurum ve kuruluşları bağlar.
Milli Güvenlik Kuruluna Başkanlık yapar.
Devlet denetleme Kurulunu harekete geçirir.
Her kurum ve kuruluşun yetkilisini çağırır ve bilgi alır ve gerekil talimatları verir.
Ve daha pek çok yetki.
Şimdi buna bir de Milletin yüzde elli bir oyu ile aldığı desteği eklerseniz hangi Başkanlıktan söz ediyorsunuz.
Garip muhalefet yıllardır oyalanıp duruyor Başkanlık sistemini istemeyiz diye. Oysa mevcut Anayasa ile zaten Başkanlık gibi yetkiler var ve muhalefetin bundan bile haberi yok. Ve bir de buna ilaveten  yüzde elli bir oy ve yetkilerini değil olmayan yetkilerini bile tereddütsüz ve sonuna kadar kullanan Recep Tayyip Erdoğan’ı eklerseniz o zaman Başkanlık sistemi bile gölge de kalır ve Başkanlık sistemini bile arar oluruz.
Bu tespitlerden sonra gelelim konunun öteki boyutuna :
Yerel Seçimlerle Recep Tayyip Erdoğan’ın eli fevkalade güçlenmiştir. Seçim sonuçları apaçık ortadadır. Kimin kazanıp kimlerin kaybettiği de apaçık bellidir. Bu   bir gerçektir ve gerçeğin tespitidir. Bunun dışın da söylenenler lafigüzaftır.
Hele kendi  adayları ile ilgili hiç bir açıklama yapamayan muhalefetin “ O olamaz” söylemi asla inandırıcı değildir.Kendi adayları yerine karşı tarafın kuvvetle muhtemel adayı üzerine aylardır yorumlar yapılması da oyalanmadır.  Olup olmayacağını sanki  muhalefete soran mı var?
“O olamaz” sözünün gerçekleşmesi için Milletin oyunun o doğrultu da yani “olamaz” doğrultusun da gerçekleşmesi gerekir.
Bunun yolu var mı? Var.
Türk Devletinin bir kuruluş felsefesi vardır ve ben buna yıllardır “Omurgası” diyorum.
Nedir ?
Atatürk İlke ve İnkılaplarıdır. Gerçek anlam da Devrimleridir.
Üniter Devlettir.
Ulus Devlettir.
Türk Milletidir.
Laik Cumhuriyettir.
Demokratik Hukuk Devletidir.
Parlamenter Rejimdir.
Başkenti Ankara’dır ve resmi dili Türkçedir.
Atatürk’ten bu yana farklı dünya görüşlerinden gelseler de Abdullah Gül’e kadar gelenlerin bu “omurga” ile bir sorunları olmamıştır. Sorun Abdullah Gül ile başlamıştır.
Abdullah Gül’ün de nasıl seçildiği herkesçe bilinen bir gerçektir.
Şimdi eğer muhalefet samimi olarak altını çizerek vurguluyorum samimi olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını istemiyorsa işte benim “omurgası” diye nitelendirdiğim Devletimizin kuruluş felsefesin de ittifak etmeli ve bunları  kendisine dünya görüşü olarak söylemleri ve icraatları ile ortaya koymuş bulunan bir kişiyi aday göstermelidir.
Burada en geniş anlam da muhalefeti kastediyorum.
Laf salatası ile Milleti oyalamanın hiçbir anlamı yoktur.
Bu ittifak asla gecikmeden hemen acilen sağlanmalı ve derhal yola koyulmalıdır. Ülkemiz de belirttiğim vasıfları taşıyan bir değil pek çok kişi vardır.
Yok üzümün çöpü, armudun sapı denirse aha altını çizerek yazıyorum ki 10 Ağustos akşamı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanıdır.
Ondan sonrası mı ?
Onu gereğini yapmayanlar düşünsün diyeceğim ama……
Keşke sadece o kadar olsa…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz