Seçimler bitti. İtirazlar devam ediyor. Ancak hayret ettiğim bir husus var : Türkiye de her seçim sonunda kazananın ve kaybedenin kim olduğu daima tartışılır. Bir de alınan sonuçların rakamsal boyutları da tartışılır. Kazanan kazandığını ilan eder ama kaybeden de daima bir mazeret üretir ve sonunda kendisinin kazandığını söyler. Kısaca yüzdelerin hangisinin büyük olduğu tartışılan tek ülkedir Türkiye.
Şimdi iki tespitimi sizlerle paylaşmak istiyorum :
1. İktidar kaybetmek için elinden geleni yaptı. Şöyle ki:
12 yıl için de en düşük büyüme hızını gösterdi.
Cumhuriyetin bütün kazanımlarını sattı.
En yüksek borçlanmayı sağladı.
Devletin bütün kurum ve kuruluşlarını işlemeze hale getirdi.
Devletin temel ilkelerini tarumar etti.
“Açılım” adı altın da bölücü terör örgüt ile pazarlıklar yaptı.
Bölücü örgüt siyasallaştı ve büyük siyasal mevziler kazandı.
Yargı bağımsızlığı gitti.
Güvenlik güçlerini dağıttı durdu.
En üst düzey yöneticileri “Devletin İdarecisi” yerine partinin adamı haline getirdi.
Sorunsuz komşu bırakmadı. Savaş haline getirdi.
AB de tam bozguna uğradı
Kıbrıs gibi tüm Milli davaları kaybetti.
Irak’ın kuzeyin de Barzanistanın kurulmasına göz yumdu.
Milletin tamamını mezhep ve etnik kökenlere göre tasnife tabi tuttu.
TC ye adeta savaş açtı.
“Türk milleti” kavramını reddetti.
Ne bizim tarihimiz de ve ne de Dünya da görülmemiş bir yolsuzluk ithamına maruz kaldı.
En büyük kara para aklama ithamı ile karşı karşıya kaldı.
Hemen her konuda kasetler havada uçuştu.
Kendisine oy vermeyen herkesi adeta düşman ilan etti.
Cemaate savaş açtı.
Milli eğitimi tanınmaz hale getirdi.
Hasılı kelam ve kısaca ne kadar olumsuz şey varsa hepsini yaptı .
Ve yüzde 45’in üzerin de oy aldı.
2. Komplo teorisyenleri her zaman ve her zemin de olup bitenleri daima dış güçlere bağlarlar ve iktidar olmak için hep dış güçlerin çok önemli rol oynağın iddia ederler. Ben etkisinin olmakla birlikte bu tarz teorileri hep abartılı bulmuşumdur ve aynı zamanda kolaycılık olarak görmüşümdür.
Çünkü;
30 Mart öncesi iddiaları hatırlayalım :
Obama beyzbol sopasını gösterdi.
Telefonuna çıkmıyor.
Deliğe süpürdü.
Desteğini çekti.
Olanları kaygı ile izliyor.
AB uyardı.
AB sert açıklama yaptı.
Gözden çıkardılar.
Hasılı ABD şunu dedi, AB şunu yaptı.
Sonra ne oldu?
Seçimlerden yüzde 45’in üstün de oy alarak çıktı.
Şimdi hep oralardan icazet almaya çalışan siyasetçilere de ders olsun.
ABD veya AB her şey değildir.
Şimdi bütün bunları dikkate alarak sorumuzu tekrar soralım :
Kim kazandı kim kaybetti ?
Matematiksel olarak kazanan belli.
Muhalefetin bir kere daha bir varlık gösteremediği de apaçık belli.
O halde acaba kim kaybetti?
Sayfa başına git