MENÜ
İzmir 10°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
‘Kumpas’ üzerine…
Metin ÖNEY
YAZARLAR
15 Ocak 2014 Çarşamba

‘Kumpas’ üzerine…

17 Aralıktan bu yana Türkiye de olup bitenler hiçbir medeni Ülke de asla olmaz ve olamaz. Olursa bir değil beş hükümeti götürür demiştim. Türkiye de ise olup bitenlere akıl sır erdirmek mümkün değil ve öylesine seyrediyoruz.
Anayasanın (artık yürürlükte mi değil mi ciddi tartışma konusu) ilk dört maddesine bakarsanız “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir HUKUK DEVLETİDİR” YAZIYOR.
Gerçekten öyle mi?
 
TBMM Başkanına göre Anayasanın 138. ki bu madde yargı bağımsızlığını düzenliyor “ölmüştür”. Kim söylüyor bunu? Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanı. AKP nin en önde gelen isimlerinden biri.
Hal böyle olunca hukuk devleti sizlere ömür…

Ama biz yine de şu meşhur “kumpas” işine gelelim.
Meydandan Laruza baktım. Google’dan inceledim. “Kumpas” olmayan bir şeyi varmış gibi göstermek, gizli dümen ve düzen kurmak.
Pekiyi, kim kullandı bu kelimeyi? Başbakanın baş danışmanı ve Milletvekili... Yani adeta Başbakanın ta kendisi demek oluyor. Cümlenin tamamı nasıl?
“Bunlar Milli Orduya da kumpas kurdular”.
Bunun üzerine ki çok vahim bir cümle Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Prof.Dr. Metin Feyzioğlu hareket geçti. Öneriler de bulundu. Elbette Türkiye Barolar Birliği nerde bir hukuksuzluk görürse onun üstüne gitmesi gereken bir kuruluştur. Sayın Feyzioğlu  önerisin de özetle özel mahkemelerin kaldırılması ile “iadei muhakeme” yolunun açılmasını düzenliyor. Bunun için Önce Cumhurbaşkanı ile daha sonra Başbakanla ve bir de tutuklularla görüştü.
Senmisin bunları yapan?
Bir kıyamet koptu. Yok efendim bunlar yolsuzluk operasyonunu örtmek içinmiş, vesair.
Ne alakası var? Bir devlet veya ilgili kurumlar ayın anda birkaç şeyi yapamazlar mı? Bir kaç kötülüğün üstüne gitmek mümkün değil mi? Muhalefet kendisi hiçbir yolsuzluğu veya haksızlığı ortaya koymazken ve bu tabloda dahi doğru  dürüst çözüm önermezken ve keza işin sorumluları dahi miting üzerine miting düzenlerken muhalefetin   salıdan salıya dükkan açmaya devam etmesi karşısın da yapılan önerilere bile çeşitli sebeplerle  karşı çıkmasını nasıl izah edeceğiz? Şu hukuki vecize asla unutulmamalıdır : “Bir masum tutuklu kalacağına bin mahküm serbest kalsın.”
Öneriler belki  usul olarak eleştirilebilir. Mesela Sayın Feyzioğlu önce muhalefet parti genel başkanlarını ziyaret etseydi, sonra önerilerini kamu oyuyla paylaşsaydı ve daha sonra Cumhurbaşkanı ve Başbakanla görüşseydi elbette daha  usule uygun daha verimli olurdu.Bütün bunları siyasal acemiliğine verelim. Ancak bunlar yapılmadı diye hiç ilgisi ve asla o tarzda niyeti olmayan bir insanı yolsuzlukları örtbas etmeye yönelik öneriler diye  suçlamak akıl ve izanla ifade edilemez.
Öneriler ne kadar geçerli ve ne kadar pratik? Orası elbette tartışılabilir.
Ben buradan farklı ve daha geçerli bir öneri de bulunmak istiyorum.
Bir kere “kumpas” kabul edildiği takdirde artık “iadeyi muhakemeden” söz etmek zordur. Çünkü muhakemenin iadesi için adil yargılamanın yapılmış olması ve fakat elde olmayan sebeplerle bulunamayan delillerin sonradan ortaya çıkması üzerine baş vurulan bir yoldur. Burada ise “kumpas” dendiğine göre artık adil yargılamadan söz edilemez.   O zaman yeniden yargılama da söz konusu olmamalıdır.Ancak “iade-i itibar” dan söz edilebilir. Bunun da tek çözüm yeri Yasam Meclisidir. Çünkü bir  kez “kumpas” kabul edildi mi artık çözüm yargısal değil tamamen Yasama ile ilgili demektir. . O zaman tek bir maddelik yasa ile bu işlemlerin tamamen “yok”  hukuki deyimle  “keemlenyekün” sayılması gerekir ve doğrusu da budur.
Bu yolla bütün tutsak yurtseverler derhal serbest bırakılabilir ve bırakılmalıdır. Hepsi bu kadar. Uzun lafa gerek yok. Aksi halde uzar gider.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz