MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Homo Zappiens - Dijital Yerliler
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
11 Nisan 2020 Cumartesi

Homo Zappiens - Dijital Yerliler

Müzik önerisi :  Natives – Victor Wooten

Karantina günlerinde bize iyi gelen ve ailecek yaptığımız aktivitelerden biri de Rahmetli Kemal Sunal’ın filmlerini izlemek. Bu filmlerin kendine has büyüsü defalarca izlemene rağmen aynı repliklere, aynı sahnelere kahkahalarla hala gülebilmek hem de maaile yediden yetmişe...Yine o filmlerden birisi. Kemal Sunal oğluna “abonman bileti” uzatıyor ve benim oğlum o ne diye bir soru yöneltiyor.

Abonman bileti!

“Kent kart, çevrimiçi bilet, mobil cüzdan olmadığı dönemlerdi. Şoförün hemen yanında seçim sandığı gibi kutular vardı. Duraklarda bilet gişelerinde 5lik, 10luk, 20lik abonman yani toplu taşıma için bilet satılırdı. Bindiğin zaman bileti bu kutulara atardın. Troleybüslerde kontrolör olurdu, bileti ona uzatırdın tam ortadan bileti delerdi. Öğrenci pembe, tam sarı renkteydi ya da tersi miydi benim öğrencilik yıllarımda, öyle hatırlıyorum.”

Troleybüs ne peki?...!

İnternetin olmadığı dönemleri gel de anlat bu kuşağa! Başlıyor gülmeye…Uçağa bile elinde biletle binmedi ki hayatında benim oğlum belediye otobüsünün, vapurun biletini hayal edebilsin. Metro ve tramvay varsa niye elektrikli otobüs olsun…

Dünyaya geldikleri anda teknoloji, internet ve dijital dünya ile tanışan, bilgisayarların, tabletlerin, akıllı telefonların dilini ana dilleri gibi bilen ve bu araçların getirdiği tüm avantajları kullanarak hayatlarını basitleştiren, dijital çağımızın göbeğine doğmuş bir nesil onlar…

Literatüre Amerikalı yazar ve eğitim konuşmacısı Marc Prensky tarafından 2001 yılında kazandırıldı  “Dijital Yerliler” kavramı. Dijital öğrenmenin ve 21. yüzyıl öğrenim sistemlerinin Dijital Yerlilere göre adapte edilmesi için önemli yayınları, söylemleri ve çalışmaları var.

Dijital Yerlilere farklı isim yakıştıranlar da var. Bunlardan bazıları:

Millenials…Bin Yılın öğrencileri

N-Generation…İnternet Nesli

Gamers…Oyun Nesli

Cyber kids…Siber Çocuklar

Grasshopper Minds…Çekirge zihinler…

Benim en çok hoşuma giden ise Homo Zappiens

“Zaplayan İnsanlık”

Kuşak çatışması diyoruz ya o bizim kendi ebeveynlerimizle yaşadıklarımızdı.

Bizim bu yerlilerle yaşadıklarımız başka türlü. Çünkü aynı dili konuşmuyoruz, aynı atmosferi solumuyoruz, aynı yerçekimi ortamında değiliz. Çocuklarımızla bugünlerde çok daha fazla teşriki mesai yapınca farkları daha net görüp bize yanaştırmaya bizim gibi olmaya zorluyoruz. Tavsiyem vazgeçin!

Gelin onlarla yeni baştan tanışalım.  Çocuklarımıza yani evimizdeki yabancı “Dijital Yerlilere” farklı gözlerle tekrar bi bakalım.

İşte ortak özelliklerinden bazıları:

Dijital yerlilerin düşünce sistemleri bizlerden çok farklı ve bilgiyi tamamen farklı işliyorlar.

Bizlerden çok daha hızlı düşünüyorlar.

Hipermetin zihinlere sahipler. Zihinleri her şeyi kodluyor. Metin değil grafiği tercih ediyorlar.

Bir işten başka işe kolaylıkla geçiş yapabiliyorlar, aynı anda birden fazla işin üstesinden gelebiliyorlar. İnanması zor gelebilir ama ilgi alanlarıysa kesinlikle evet!

Aynı anda birçok şeyle uğraştıklarında biz odaklanamıyorlar sanıyoruz(!)

Tüm bilgiye anında ulaşabiliyorlar. Bilgiye erişimin en önemli unsurları HIZ, görsellik ve eğlence onlar için…

Daha önce hiç karşılaşmadıkları kişilerle çevrimiçi iletişim rahatlıkla kurabiliyorlar.

Uzun yazıları sevmiyorlar. Görsel istiyorlar. Başını sonunu okumak onlara yeterli geliyor.

Oyunla keşfederek öğrenmeyi seviyorlar.

Biz “Dijital Göçmenler” in işi zor. Ama bu karantina günlerinde dijital dünyanın müthiş fırsatlarını araştırmak, Çocuklarımızdan bu dünyayı öğrenmek, uzaktan eğitime ayak uydurmaya çalışmak, gözlemleyerek bu fırsatlardan kendimizi yararlandırmak büyük ayrıcalıklar getirecek bu günleri geçirdiğimizde. Çocuklarımıza yakınlaşacağız.

Biz Dijital Göçmenlere tavsiyeler…

İnternet tabanlı seminerleri (webinar) araştırın. Dünyanın en iyi üniversiteleri rüyanızda anca göreceğiniz ünlü profesyonelleri, profesörleri, guruları evinize taşıyor ve müthiş deneyimlerini kendi ağızlarından dinleme şansı veriyor. Bin kişi ile aynı sohbet odasında bu birikimleri dinleme şansı başka ne zaman yakalanırdı?

Çevrimiçi yoga, pilates, spor dersleri ile ekrana baka baka birebir koç eşliğinde günlük egzersizler…PT modası out. Sanal canlı antrenör in…

Yüksek bedeller ödediğiniz kişisel veya mesleki gelişim alanındaki eğitmenler sanal ortamda neler öğretiyorlar bir göz atın…

Psikologlar, astrologlar, stand-upçılar, popçular, aşçılar sürekli sosyal medyada canlı yayında mesleklerini icra ediyorlar. Gitar öğreten, fal bakan, beste yapan, espri yapan…

Hayat dizi, kitap, yemek, çamaşır, bulaşık ve haber değil sadece karantinada…

Sanat gösterileri de tam gaz. Kapalı gişe oynayan tiyatrolar, konserler, gösteriler hatta sirkler bile canlı canlı sanalda bizlerin bir “tıkını” bekliyor.

Öğrenmek isteyene, çevrimiçi öğrenme teknolojilerine ilgi duyanlara, kendi öğrenme sürecini bağımsız idare edebilene sınırsız imkânlar, sayısız kapılar açıldı.

Dijital Yerliler biliyor ve tadını çıkarıyor o sebepten odasından çıkmıyor yasağa uyuyor…

Peki siz Dijital Göçmenler?

Her şey, tüm evren bir tık uzağınızda ve siz sıkılmaya hala vakit bulabiliyorsunuz…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Saadet Sökmen
 25 Nisan 2020 Cumartesi 19:28
Aydam sıcacık kalemine sağlık.Ne güzel anlatmışsın farklılıkları ve hızlı değişimi.Ben de telgrafı uzun uzun anlamıştım oğluma.Bu hızlı değişimle bakalım onlar neyi anlatmakta zorlanacak çocuklarına.Düşündüren yüreğine sağlık.
 Murat Görgün
 14 Nisan 2020 Salı 11:59
Öncelikle farklı bakış açısı için teşekkür ederim. Sanırım hayat eskiden de böyleydi gelecekte de böyle devam edecek, yeni nesiller hep daha tembel ve daha saygısız olacak çünkü hayat bizi buna itiyor. Bence Homo Zapienslerde en büyük problem çok fazla şeyle çok kısa süreliğine uğraştıkları, genelde fazla emek harcamadıkları için asla kök salamayacaklar ve hiç birşeyin kıymetini anlayamayacaklar, hayatlarındaki insanların bile. Malesef kolaylık ve rahatlık çok çabuk alışkanlık yapıyor, bu korona günlerinden sonra her günümüz bize pazartesi sendromu yaşatacak ve bu günleri arayacağız. Şimdiki genç neslin yaşadığı da bu, herşey önlerine servis, ya anneleri, ya babaanneleri ya da google amcaları tarafından. Sonuç emek harcamadan yaşanan fast food hayatlar, tatsız, tuzsuz, ağzımızda bir tat bile bırakmadan yitiverecekler. Keşke hayatın akışına karşı koymak için elimden bir şey gelse, çünkü ben çocuklarımın böyle bir hayat sürmesini elimde olsa tercih etmezdim.
 Aydan Sakbaş
 11 Nisan 2020 Cumartesi 20:38
Aydacim döktürmüşsün yine, Geçen gün Ertan özyiğitin bir konuşmasıyla pekişti okuduklarım ,hem ürkütücü hem heveslendirici,hep yaşayıp görücez :)
 Aynur Lök
 11 Nisan 2020 Cumartesi 16:21
Ayda’cım yine harika bir yazı, tebrikler. Digital dünyaya uzak olanlar için, öğrenme zamanı. Fırsat bulup vakit ayıramadığımız konuları araştırma, okuma, dinleme, vb. için de bu geçirdiğimiz günler müthiş fırsat. Bu günler geride kaldığında umuyorum ki birçok insan kendini yenilemiş olarak çok daha güçlü sokağa çıkacaktır.
 Çiğdem
 11 Nisan 2020 Cumartesi 13:59
Aydacım eline sağlık,gelişmeler bizi korkutacağına gözlemlemek ,öğrenmeye çalışmak yeni nesillle iletişim kurmak,bilgilenmek gerek...Alışkanlıkları bırakmalıyız...
 Pınar Abalıoğlu
 11 Nisan 2020 Cumartesi 13:13
Aydacım diğer yazılarındaki gibi tespitlerin ve anlatımın çok güzel.Ara ara gelip giden bunalımları üstümüzden atıp sanal dünyada biz de gençler gibi faydalı etkinlikleri yapabilsek çok daha güzel olacak karantina
 Fatoş Taner
 11 Nisan 2020 Cumartesi 11:57
Aydam yaaa yine müthiş Dediğin gibi (dijital gençlik) eskiden çok kızdığımız,gençlerin karantinaya uymasında inanılmaz fayda sağladı Darısı erişkinlerin başına
 Ercan Çelikkaya
 11 Nisan 2020 Cumartesi 11:50
Harika bir yazı , emeğinize sağlık Ayda Hanım,teknoloji inanılmaz bir hızla ilerliyor ve biz 45 yaş üstü kuşak bile şaşkın gözlerle izliyoruz,ama dediğiniz gibi yeni nesil , çok özel ve çok özellikli çocuklar.İyi çalışmalar dilerim.
 Nilbanu Ercan
 11 Nisan 2020 Cumartesi 09:57
Karantina günlerine bir de sokağa çıkma yasağı gelince ...bazen şansızlığımız mı şansımız , şansımız mı şanssızlığımız olduğunu düşünmek için birebir bir yazı olmuş... tebrikler Aydacım yine döktürmüşsün
 Banu Lebe
 11 Nisan 2020 Cumartesi 09:35
Aydacığım eline sağlık, şahane bir yazı. Bizde de var bir Homo Zappiens ve odasında çok mutlu :)
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz