MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kongre dediğin…
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
20 Ocak 2015 Salı

Kongre dediğin…

AK Parti’nin teşkilat seçimlerinde tek aday tercihi/dayatması kimilerine göre ‘ileri demokratik’ bir uygulama kabul edilse de yürürlükteki ‘seçim kanunu’ ile de açıkça çelişen bu durumu AK Partililerin bile tam olarak içselleştirdiği söylenemez. Her ne kadar bazı parti yöneticileri, ‘Sizi tutan mı var kardeşim. Aday olmak en doğal hakkınız... Yasa açık’ dese de aday olanların, olmaya çalışanların başlarına nelerin geldiği tecrübeyle sabit... 
Çünkü AK Parti MKYK’nın bu konuda sıkı bir tavsiye kararı var. Gerekçesi partinin geçiş sürecinde olması ve de olası kırılma ve küskünlüğün önüne geçilmek istenmesi…
Türkçesi ise Erdoğan’ın partinin kontrolünü kaybetmek istememesi… ‘Saray’a gitmeden partiyi tepeden tırnağa dizayn eden Erdoğan, sadece yerine genel başkan/başbakan atamakla kalmamış 40 ilin ‘il başkanını, 600’e yakın da ilçe başkanını’ değiştirerek olası çatlak/patlak ihtimaline karşı çok sıkı önlem almıştı. Ki bu illerden biri de İzmir’di. 
Peki, bugünkü sancının/sıkıntının asıl nedeni ne?
Özellikle de İzmir gibi antik çağlardan itibaren demokrasinin kalesi olmuş bir kentte dayatmanın her türlüsü sıkıntı yaratır. Ki tek aday tercihi bu kentte açık bir dayatma olarak algılanıyor. Kaldı ki kongre öncesi yapılan aday belirleme sürecindeki arızalar yaşanan sıkıntıyı katlıyor.
Koordinatörler marifetiyle çekilen teşkilat fotoğrafı çoğu zaman fotoşoplu olunca dayatılan adaylar da kentin/teşkilatın gerçeğinden uzaklaşıyor.
Parti içi dengeler ve olası kırılma/çatlak paranoyası da eklenince tek adaylı kongreler ‘dostlar alışverişte görsün’ misali, tatsız ve de tuzsuz bir hal alıyor doğrusu. 
Delegenin bu tabloya tepkisini birçok ilçede gördük. Dikili’de 400 delegenin ancak 22’isinin oyunu alan listede 100’e yakın kişinin adı yazıyordu. Yönetim, denetim, delege, asıl, yedek vs… Sonrasında motivasyon aşılama gayretleri hatta sandıklara mini müdahalelerle benzer haberlerin önüne geçilse de Buca gibi kentin önemli ilçelerinden birinde parti kongresini yapamadı. Hoş, öteki ilçelerde yaptı da ne oldu diyebilirsiniz tabi ki.
Ve müdahalelere rağmen pek çok ilçede salt çoğunluk bile çıkmadı sandıklardan.
Oysa eskiden böyle miydi?
Nerde o eski kongreler…
Genel merkez yine işaret eder ama bunu açıktan yapmazdı.
Yani aday olmak isteyen biri kongre salonundan yaka-paça atılmazdı.
Ya da biri aday olmak istiyor diye koca ilçenin kongresi iptal edilmezdi.
Aksine yarışa izin verilir, genel merkezin işareti yeterli olmazsa, inceden bir müdahale gelirdi. Hatta gerekirse kongre salonunda öteki listenin ağır topları istifa ettirildi. Bunun en somut örneği 2005’teki il kongresidir. Erdoğan’ın Halkapınar Salonu’nda Taha Aksoy’u çağırıp, Kerem Ali Sürekli’nin listesinden istifa ettirişini herkes çok iyi hatırlar.
Ne oldu da son iki kongrede tek adayı tercih etti AK Parti?
Bu durumdan rahatsız olanlar, bölünme endişesinin mevcut tabloyu tetiklediğini söylüyor. Anlaşılan üst yönetim kuruluşunda bir eğilimler koalisyonu olan AK Parti’nin parçalarına ayrılmasından korkuyor. Yahut ‘paralel yapı’ ya da Abdullah Gül gibi odakların Erdoğancılara rakip olmasından hatta rakip olmakla kalmayıp partiyi ele geçirmesinden endişe ediyorlar.
Yoksa bu denli baskıcı tutumun başka bir gerekçesi olabilir mi?
Şimdilerde Buca’ya aday olmakta ısrar eden tüm baskı ve telkin çabalarına karşın adaylıktan çekilmeyince de kongre iptal ettiren MHP kökenli Cafer Büyükalmus’un il başkan adayı olmasından korkuluyor.
Dahası Büyükalmus’un ‘Maden Buca’yı iptal ettiniz. İl kongresini de edin bakalım’ diyerek inadına aday olacağı söyleniyor. Olay bu noktaya varınca Büyükalmus gibilerin derdi tabi ki demokrasi olamaz.
Tehlikeli inatlaşma, dayatmaya karşı direnme gibi refleksler doğurur. 
İçeride bunlar yaşanırken İl Başkanı Bülent Delican’ın güllük-gülistanlık bir tablo çizme gayretleri de dikkatlerden kaçmıyor. Çoğu zaman kan kussa da ‘kızılcık şerbeti içtim’ diyerek kamuoyuna renk vermeyen Delican, muhtemelen tek adaylı il kongresi için kentin en büyük salonunu kiralayarak, büyük bir riski göze almış görünüyor.
Tek adaylı kongrelerin en büyük riski katılımın düşük oluşudur. Ama AK Parti il yönetimi son 10 gündür hummalı bir çalışma yürütüyor. Şafak vakti bir araya gelen İl Başkanı Delican ve ekibinin 1 no’lu gündemi Başbakan Davutoğlu’nun katılacağı il kongresi…
Bu kongre hem Davutoğlu hem de Delican açısından bir nevi imtihan sayılır.
Halkapınar dolacak mı? İlk sınav bu… Gerçi o salon iki adayın ‘Ali Aşlık-Kerem Ali Sürekli’ yarıştığı, kıya sıya rekabetin olduğu, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın katıldığı kongrede bile tam anlamıyla dolmamıştı.
Ama ne olursa olsun Halkapınar’da benim ilk bakacağım kriter budur.
Halkapınar’ın doldurulması hem Davutoğlu’nun kentteki/teşkilattaki karşılığı anlamında hem de Delican’ın 6-7 aylık performansı açısından da bir nevi ara karnedir. 
Ama ister dolsun ister dolmasın, tek adaylı kongrenin, Halkapınar gibi kentin en büyük salonunda yapılması bile tek başına cesaret işidir.

AK Parti’de manzara üç aşağı beş yukarı böyle...
Ama kongre sürecini yaşayan MHP’de de ilginç gelişmeler yaşanıyor. Genel merkezin tasfiye etmeye çalıştığı Eski İl Başkanı ve Genel Başkan Adayı Müsavat Dervişoğlu, sosyal medyadan meydan okumaya devam ediyor.
Son mesajı da hayli manidardı. ‘Gurk tavuğun cücüğü güzün sayılır’ atasözünü hatırlatan Dervişoğlu, il kongresinde ne yapacak diye merak edenlere kurultayı işaret etti.
Ve demokrasilerde bir kongrenin nasıl olması gerektiği konusunda MHP Karşıyaka’da adeta ders niteliğinde bir kongre yapıldı. Dört adayın yarıştığı kongre! Yanlış okumadınız. Dört…
Rakamla 4. Roma rakamıyla IV.
Mevcut Başkan Bülent Çimtay'ın aday olmadığı seçimde, Ülkü Ocakları kökenli uzun yıllardan beri ilçede yönetici görevi yapan Akif Yılmaz, partili Ayhan Genç, 2009 yılında Çiğli Belediye Başkan adayı olan Ufuk Öztürk ve daha önce ilde ARGE'den sorumlu il başkan yardımcılığı yapan Avukat Onur Keleş yarıştı. 400 delegeden 310’u sandığa giderken 110 oy alan Ufuk Öztürk seçimi kazandı. Akif Yılmaz’a 103, Onur Keleş’e 92, Ayhan Genç’e ise 4 oy çıktı. Aslında 5 aday vardı. Kongre öncesi adaylığını açıklayan Mevlüt Gür üç gün önce adaylardan Akif Yılmaz lehine çekildi.
Efendim, seçimi mevcut il yönetiminin arkasında duran genel merkez kazanmıştır yahut Dervişoğlu önderliğindeki muhalif yapı kazanmıştır diye bakmadan önce demokrasinin kazandığını söylemek zorundayız.
İşte kongre böyle olur.
Çatır çatır yarışır, bileğinin hakkıyla kazanırsın.
Müthiş bir demokrasi fotoğrafının ortaya çıktığı MHP Karşıyaka’da dikkat çekici olan bir başka noktaysa Eski İlçe Başkanı Mehmet Karal’ın kongre salonunda boy göstermesiydi. Hatta son süreçteki uygulamalardan duyduğu rahatsızlığı gerek yakın çevresine gerekse de sosyal medya hesabı üzerinden dile getiren Karal’ın baba ocağına dönme hazırlığı yaptığı bile iddia edildi. Şimdilerde AK Parti’de siyaset yapan ama rahatsızlığını sosyal medya üzerinden sık sık dile getiren, son olarak ‘Cumhuriyet için reklam arasıydı’ diyen Balıkesir Milletvekili Babuşçu’ya ‘Zekâ özürlü Babuşçu, aynı milletin mensubu olduğumuz için mahcubum’ yazan Karal’ın kongrenin sonucuna da kazanan isim lehine katkı sağladığı konuşuldu. Yani halen AK Parti il delegesi olan Karal’ın resmen olmasa da fiilen MHP’ye döndüğü…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 MEHMET KARAL
 21 Ocak 2015 Çarşamba 12:45
AK PARTİ KONGRE SÜRECİNİN, AÇIK OY GİZLİ TASNİFTEN NE FARKI VAR
 PARTİLİ
 21 Ocak 2015 Çarşamba 10:07
sy yaldız bir parti düşünün il delegelerini teşkilata emek vermiş partiye üye kazandırmış kişilerden değilde il yönetiminde bulunanların hanımlarını oğullarını akrabalarını bahivanlarını şöförlerini aşcılarını delege yapıp teşkilatına güvenmiyorsa o il.bş. kongireyi kazansa neolur kazanmasa ne olur ben bir itirafda bulunayım BU PARTİDE PARTİ YOK r.t.e var hiç kimse onu karşısına alamaz aldırtmayız gerisi hava o siyasette olduğu müdetce bizde siyasette olacağız bunu içimden gelerek söyliyorum gerisi boş laf yok şu olurmuş yok bu olurmuş ben 14 senedir partimin çeşitli mevkilerinde görev .YAPTIM TEŞKİLATIN İÇİNDEĞİM R.T.E ÇALIŞIYOR BİZ YİYORUZ GERİSİ FASO FİSO
 
 21 Ocak 2015 Çarşamba 09:26
parti içi ilçe seçiminde kaç aday çıktığının halkın umrunda olduğunu mu sanıyorsunuz Ümit Bey? Halk genele bakıyor, ilçede 100 aday çıkarıp yarıştıran parti en iyisi size göre. Halk ise bunu her kafadan ayrı ses çıkan bölünmüş birbiriyle geçinemeyen birbirinin kuyusunu kazan kişilerin olduğu bir parti olarak görüyor.
 YAMALI BOHCA
 20 Ocak 2015 Salı 22:38
Sn.; YALDIZ.İZMİR'le ilgili analinizin **DEMOKRASİ**için Ders niteliğinde,güçü elinde bulunduran YETKİLİLER,pek tınlamaz,ama anlattığınız TEPE siyaseti TABANDA değişik esiyor,parti tabanındaki mücadele,grupların üstünlüğü ele gecirme yarışındaki cabalarına**DENGELERİ KORUMAK ZORUNDAYIZ* diye ifade ediliyor,şu anki gruplar,,ETİKETCİLER...MENFEAATCILAR..BÖLGECİLER.Bu ÜST başlık altındakilerde kendi aralarında grupları var.KONGRE listeleri SOYİSMİ aynı olmayan YAKIN AKRABALARLA dolu,olduğu gibi.AYNI AİLEDEN olanlar adeta PARTİYİ SAHİPLENMİŞLER gibi..Bu HAZİRAN dönemi secimlerinde DAHA BELİRGİN olacak..Örnek..Devlet İstatistik kurumundan yayınlanan İZMİR nufusundaki sayısal oranda 15 nci sırada olan BÖLGE **İZMİRİN EN ETKİNİ VE GÜC ELİNDE**ilçe başkanları ve Yöneticileri TERCİHDEN konuluyor..GÖZ BOYAMA olabilir ama **SANDIKDAN BOYALI OY CIKMIYOR**MHP içinde,,BAYRAKLI ilçe olduğunda KURUCU BAŞKANI olup Belediye BAŞKANLIĞINI 2 sırada bitiren 7 YIL görev yapan BAŞKANI **DELEGE BİLE YAZMA**ÜLKÜCÜLÜĞÜN TEMEL ESASI AHDE VEFADIR**Onuda Kongrede elinden almışlar..Saygılar..
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz