MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
O oylamanın sonuçları…
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
21 Ocak 2015 Çarşamba

O oylamanın sonuçları…

Mutsuzum bugün…
İki nedeni var. Aslında tek bir nedeni var. Adalet!
Yahut adaletsizlik!
Önce Yüce Meclis’teki Yüce Divan oylaması, ardından Eskişehir’de sokak ortasında polis-esnaf tekmesiyle öldürülen 19 yaşındaki, silahsız/savunmasız Ali İsmail Korkmaz davasında verilen karar.
Son tekmeyi atan polis 4,5 yıl sonra çıkacak hapisten… Neye/kime inanacağımızı, nereden/nasıl bakacağımızı şaşırmış durumdayız.
Tüm ezberlerimiz bozuldu. Hani mahkeme salonlarında koca koca harflerle yazar ya...
Adalet Mülkün Temelidir. Mülkten kasıt devlettir...
Evet, temeline dinamit konulan, askıya alınan, istenildiği gibi evrilen/çevrilen bir adalet sistemimiz var bugün... İnanıyorum ki bir gün adalet o temele dinamit koyanlara da lazım olacak. 
Ve o gün biz yine ‘adalet, adalet’ diyeceğiz. Onların yargısız infazına da isyan edeceğiz.
Onların da adil yargılanma hakkını savunacağız. Dün savunduğumuz gibi…
Yeni Türkiye dedikleri buysa eksik olsun diyorum.
Eskinin ağır/aksak hatta eksik adaletini, yarım yamalak da olsa demokrasisini özlüyorum.
Hukukun üstünlüğünden üstünlerin hukukuna geçişi endişeyle izliyor, haklının değil güçlünün haklı çıkışından korkuyorum.
Milletvekillerine ‘Hiç baskı yapmadık’ diyen Davutoğlu’na ve de ‘takipsizlik kararı veren mahkeme kararını’ hatırlatan Erdoğan’a sadece gülüyorum.
Ve de AK Parti’nin büyük bir fırsatı kaçırdığına inanıyorum. 2002’de ‘yolsuzluk, yasaklar ve de yoksullukla’ mücadele vaat eden 3Y formülüyle halkın güvenini kazanan AK Parti’nin yolsuzluk konusunda malum bakanları Yüce Divan’a sevk ederek, kendini yenileme/temizleme fırsatını elinin tersiyle itmesi, partinin geleceği açısından geri dönülmez sonuçlar doğuracağına inanıyorum. 
Davutoğlu gibi oylamaya katılmamayı tercih eden TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in ‘Yüce Divan’a sevk edilmezlerse tartışma sürer, gider’ açıklamasının ne denli yerinde olduğunun bir kez daha anlaşıldığını sanıyorum.
AK Parti bu yükü artık zor taşır.
Partinin ‘gerileme döneminin’ başlangıcıdır bu oylama.
Ve bundan sonraki dönemin adı çöküş olacaktır.
Yaşananlar ANAP’ın son dönemini andırmaktadır.
Tıpkı AK Parti gibi eğilimler koalisyonu olarak başlayan ve de yolsuzluk bataklığına saplandığı için halkın sandıkta sıfırladığı, en sonunda Genel Başkanı Yüce Divan’lık olan ANAP’ı…
Keşke Yüce Meclis adları yolsuzluk, rüşvet, kayırma gibi yüz kızartıcı suçlara bulaşan eski bakanları Yüce Divan’a oy birliği ile gönderseydi?
Keşke o bakanlar Yüce Divan’a bizzat gitmek için başvuru yapabilselerdi?
Sanıyorum bu keşkeleri ortadan kaldırmak için en az bir 50 yıla daha ihtiyacımız var.
Gelelim Yüce Divan oylamasının olası siyasi sonuçlarına…
‘Makaracı’ bakanın sadece 6 oyla ipten alındığı dikkate alınırsa, 312 sandalyeli iktidarın ancak 255 oya hükmettiği düşünülürse, durum vahim demektir.
Seçimlere birkaç ay kala ‘beklentilerinin esiri olan’ vekillerin tüm markaj, baskı, telkin hatta tehditlere karşın direnmesi yine de dikkate değer bir tablodur.
Ve umutsuzluğun yerini umuda bırakan işte o vekillerdir.
Bir kısmının bu kararı adalet için değil Erdoğan’ı sarsmak için verdiğini bilsem de hepsini kutluyor, ayakta alkışlıyorum.
İktidarın kalemşor vekillerinin ‘hainleri 48 saatte bulacağız’ açıklaması aslında bu oylamanın ilk somut sonucudur. Parti içindeki muhalifleri önemli ölçüde temizleyen Erdoğan’ın genel seçimde kalanları da temizlemek için harekete geçeceğinin resmidir bu ifadeler.
Anlaşılan tornadan çıkmış gibi homojen bir yapı kurulacaktır.
Erdoğan’a sadakat hatta ‘mutlak sadakat’ listeye girmenin tek ön koşulu olacaktır. Listeler Saray’da hazırlanır, ihanet paranoyasıyla eğilimler tıraşlanır, tornadan çıkmış bir meclis yapısı oluşturulursa ne olur?
Bölünme, parçalanma kaçınılmaz olur.
Parti içindeki pek çok yapı kaderini Erdoğan’ın eline bırakmaya, mutlak itaate razı gelmeyecektir.
Abdullah Gül, Cemil Çiçek hatta Bülent Arınç…
Üçüncü dönem nedeniyle eve dönenler…
Paralel yapı… Sosyal demokrat, liberal destekçiler…

Hatta hala gidecek yeri olmayan ‘Gezici’ çocuklar.
Mutsuz demokratlar… Merkez sağcılar, milliyetçiler…
Tüm bunları bünyesinde toplayacak olan yapı Haziran sonunda Türk halkının önüne alternatif bir yol çizebilir. İşte o zaman ‘gidecek yeri olmadığı için ya da ölümü görüp sıtmaya razı olduğu için’ oy kullanan seçmen özgürlüğüne kavuşur.
*
Ve cin şişeden çıkar…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 tarık
 25 Ocak 2015 Pazar 14:24
biz halk olarak özgürüz.birde ne güzel hayaller kurmuşsunuz ümit bey.bakın ben sizin bu hayallerinizin karşısında olacakları söyleyelim.erdoğan ve ak parti yüzde 50 ile tek başına iktidar.yani bu yazdıklarınıza sibiz halk olarak sadece gülüyoruz.
 utku karademir
 22 Ocak 2015 Perşembe 15:22
çok umutlu konuşmuşsunuz umarım kazanan halk kaybeden akp olur
 
 21 Ocak 2015 Çarşamba 17:43
Zaman daraldı.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz