23 Aralık: Mersin Yörük Sıkması
24 Aralık: İçli Köfte Tarifi
25 Aralık: Kol böreği nasıl yapılır?
27 Aralık: Vezir Parmağı Tarifi
30 Aralık: Vali Kebabı
31 Aralık: Mumbar Dolması Tarifi
1 Ocak: Ali Paşa Kebabı
2 Ocak: Kaygana nasıl yapılır?
3 Ocak: Siron nasıl yapılır?
5 Ocak: Pumpum Çorbası Nasıl Yapılır?
6 Ocak: Babuko Yemeği Tarifi
7 Ocak: Şiveydiz Yemeği Tarifi
8 Ocak: Şakşuka Nasıl Yapılır?
9 Ocak: Zülbiye Yemeği Tarifi
10 Ocak: Eli böğründe nasıl yapılır?
Batman’ın günlük yerel gazetelerinden biri. Yön Gazetesi. Çalışan sayısı 7, tiraj 500. ‘Küçük ama etkili’ bir gazete ki, 15 ayda açılan dava sayısı 40.
Yazının başındaki sıralı yemek tarifleri, bu günlük yerel gazetenin 23 Aralık’tan bu yana günlük manşetleri. Evet, aynen okuduğunuz gibi; gazete her gün çıkmaya devam ediyor ve manşete bir gün ‘Kol böreği nasıl yapılır’ başlığını atıyor, içeriği de bildiğiniz kol böreği tarifiyle dolduruluyor. Ertesi gün Vezir Parmağı, daha ertesi Mersin Yörük Sıkması derken manşet listesi başta okuduğunuz gibi, sürüp gidiyor.
Yayın hayatına 15 ay önce başlayan, kendi halinde, az sayıda insanla yerel gazetecilik yapmaya çalışan, kamu kurumlarındaki aksaklıkları sayfalarına taşıyan bu gazetenin, ilginç yemek tarifleri manşetiyle çıkmasının sebebi var elbet. Baskıyı, ardı ardına açılan davaları protesto etmek, kapıya kilit vurmadan yayınını sürdürebilmek.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu, halen doktora çalışmalarını sürdüren Genel Yayın Müdürü Ferit Tunç, yaptıkları haberlerin tümünün belgeli olduğunu, ancak açılan davalardan yıldıkları için böyle bir tarza yöneldiklerini söylüyor. Okurlarının ilk günlerde yaptıkları yayına anlam veremeseler de sonrasında kendilerini anladıklarını ve destek verdiklerini, tiraj kaybetmediklerini belirten Ferit Tunç, “Gazeteyi 7 kişilik bir ekiple tüm habercilik ilke ve kurallarına bağlı olarak çıkarıyoruz. Yayın hayatımıza başladığımız günden bu yana belgesi olmayan tek bir habere bir imza atmadık. Ancak hemen her haberimizle ilgili birileri bizi baskı altına almaya çalıştı” diyor.
15 ay önce başladıkları yayın hayatında gazeteye açılan 40’a yakın davadan 16’sının sonuçlandığını ve tamamında mahkemenin kendilerini haklı bulduğunu, diğer davaların duruşmalarının ise sürdüğünü söyleyen Tunç, “Baskı ve davalara dayanamayınca benim de aklıma gazeteyi yemek tariflerinden manşetlerle çıkarmak geldi. Madem yemeyi çok seviyorlar, biz de o yüzden yemek tarifleri veriyoruz! Protestomuzu özgür bir yerel basın oluşana kadar sürdüreceğiz” diyor.
AKP’nin basına alabildiğine abanmaya başladığı günlerde köşesine ‘zeytinyağlı taze fasulye’ tarifi koyup ‘bundan sonra anca yemek tarifi yazabiliriz’ diyen köşe yazarı olmuştu ama gazetesine her gün ilginç yemekleri aralıksız manşet yapan bir gazete… Yerel basın tarihinde sanırım bir ilk.
‘Batman Müze Müdürlüğü’nün kazı çalışmalarında görevli personele kilogramını 42 TL’den aldığı eti’ haberleştirdikleri,
‘Batman Üniversitesi Rektörü’nün botanik bölümü mezunu oğlunun Bilgi İşlem Dairesi’ne alınmasını’ eleştirdikleri,
Bunun gibi kamudaki yamuk işleri yazdıkları için dava manyağı yapılan küçük bir gazetenin küçücük bir yerde yapabileceği en güzel, en yaratıcı ve en etkili protestolardan biri: Yemeyi sevenlere yemek tarifleri!
Üstelik neyi manşet yapacağız kaygısına/sıkıntısına düşme gibi bir dert tasa da yok.
Türk mutfağı zengin, dipsiz kuyu; terbiyelisi var, terbiyesizi var, içinde insanın aklını başından alan, hatta ‘yok artık, daha neler’ dedirtecek türden isimler var.
‘Sütlü Nuriye’den Şıllık Tatlısı’na, Dilber Dudağı’ndan Kadın Budu’na, Kerhane Tatlısı’ndan Orospu Tatlısı’na, Genç Kız Rüyası’ndan Köpoğlu’na, Topalak’tan Yengen’e, Kısır’dan Kuskus’a, Kaçamak’tan Mıhlama’ya… Yaz babam yaz!
Şeker parcarından yapılan salata ve tatlıya verilen‘Çükündür’ ismi insana ‘oha, böyle de yemek adı mı olurmuş’ dedirtse de…
Yerel’den genel’e uzanıp, yaratıcı manşetlere küçük bir işaret de biz koyalım...
Türk mutfağının klasiklerinden olan hem patlıcan, hem patatesle yapılan ‘oturtma’, dünkü Meclis oylaması sonucu atılabilirdi mesela. Muhalefet tamam da, kendi içinden ‘evet’ oyu almanın karşılığı olarak…
*
Sanırım 5-6 yıl önce TBMM’ye Geleneksel Ürünlerin Korunmasıyla ilgili bir kanun tasarısı gönderilmiş, tasarıda ürünlerin geleneksel dille de tescil edilebilecekleri ancak ürün isimlerinin ‘genel ahlaka’ aykırı olamayacakları belirtilmişti.
Ahlakın yemek isimlerinde değil, insanın içinde aranmasının önemiyle, günün ehemmiyetini de dikkate alıp ‘ağzımızdan ahlaksız bir lokma geçmesin’ temennisiyle noktalayalım yazıyı biz. Edeplice…
Sayfa başına git