Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye katılmasıyla CHP’de yeni ve farklı süreçlerin başlayacağını düşünüyorum. Mustafa Sarıgül’ün bugüne kadar çizdiği profil ile sosyal demokrasinin evrensel değerleri ve ideolojisi arasında benzerlik bulunmadığını sadece biz değil herkes görüyor. Mustafa Sarıgül’ün bugüne kadar yaptığı uygulamalar ile popülist bir siyasi anlayışı benimsediği, belirli lobilerin etkisinde olduğu görülmekte. Sarıgül’ün CHP’ye kabul edilmesi şartların zorlamasıyla olmuştur. CHP üst yönetimi pragmatik bir tavırla Sarıgül’ün yerel seçimlerde oylarını artıracağını düşünerek ona kapıyı aralamıştır. Ancak böylesi bir ismin kurtarıcı olarak sunulması geçtiğimiz günlerde 90. Yılını kutlayan CHP gibi ulu bir çınar için üzüntü vericidir. CHP’nin yetiştirdiği kadrolar yok sayılmıştır.
Sarıgül’ün CHP’ye katılımı oyunu kuranlar için siyasi bir mühendislik projesidir. Belediye Başkanlığını kazandırdığı taktirde de 1994 ten bu yana İstanbul’un kamusal projelerinden pay alamayan TÜSİAD ve İstanbul medyasının kurguladığı bir oyun sahneye konulacaktır. Ona bu yolda omuz veren İstanbul sermayesi diyetini isteyecektir. İstanbul’un rantından faydalanmak isteyen bu çevreler daha önce yaşanan İSKİ skandalı gibi bir olaya imza atarlarsa bir 20 yıl daha İstanbul’u merkez sağ partilere teslim etmiş olurlar. CHP üst yönetimi İstanbul’u AK Parti den almaya kilitlenmiş ve siyasi geleceklerini Sarıgül’ün ellerine teslim etmiş durumdadır. Sarıgül’ün başkan olduktan sonra uygulayacağı projelerle ilgili kimse bir şey bilmiyor. Ülkenin gelişen dinamikleri üzerine çalışarak sosyal demokrat belediyecilik uygulamalarına kafa yormadan, yeni bir siyaset diline, anlayışına, geçmişte yaşananlardan da ders alarak yeni politikalar belirlemeden Sarıgül’e sarılmak CHP için çıkar yol değildir diye düşünüyorum.
CHP’nin çok dersler çıkarması gereken Gezi Olaylarından yeterli dersi almadığı görülüyor. CHP zor olanı seçmeli, yani gezi olaylarının nedenlerine kafa yormalı ve AK Parti tarafından uygulanan bazı sosyal demokrat belediyecilik uygulamalarını da göz önünde bulundurarak yeni politikalar geliştirmelidir.
CHP, toplumu, toplumun günlük sıkıntılarını, politik zemini, halkın beklentilerini sorgulamadan, elde ettiği verileri değerlendirip var olan şartları değiştirmek için kalıcı çözümler üretmeden iktidara gelmek için gerekli halk desteğini bulmakta zorlanacaktır.
Mustafa Sarıgül, CHP için kurtarıcı değil uzun vadede problem yaratan bir siyasi figür olacaktır. Zaten yaptığı açıklamalar, Başbakan Erdoğan’ı taklit eden çıkışları, Erdoğan sonrası belirli güç odaklarının da desteğiyle CHP Genel Başkanlığı’na ve Başbakanlığa oynadığının ipuçlarını vermektedir. Aslında CHP üst yönetimi de durumun farkında ancak İstanbul Sermayesinin ve Medyasının baskıları karşısında Sarıgül’ü CHP’ye geri almak zorunda kalmışlardır. Bu sayede kısa vadede üstlerindeki baskıdan kurtulmuşlardır ancak uzun vadede kalıcı bir sorunun partinin bünyesine katılmasına engel olamamışlardır. Bakalım bekleyip yaşananları birlikte izleyeceğiz.
İzmir’e baktığımızda son genel seçimde aday belirlerken ithal adaylara yer veren CHP, eğer daha iyi bir liste çıkarsaydı iki milletvekili fazla çıkarabilirdi diye düşünüyorum. AK Parti listesinde iki eski il başkanı, kadın ve gençlik kolları başkanını seçilecek sıralara koyarken CHP, genel merkezin kullandığı kontenjanlar nedeniyle sıkıntı yaşamıştı. CHP Genel Merkezi önümüzdeki günlerde belirleyeceği adayları örgütte çalışmış, oy potansiyeli olan ve şaibesiz isimlerden seçerse geçen seçimde yaşadığı sıkıntıları yaşamayacaktır. Yapılacak hatalı tercihler rahat kazanacağı ilçeleri AK Parti’ye kaptırmasına neden olacaktır. Yerel seçim sonuçlarının, arkasından yapılacak Genel ve Cumhurbaşkanlığı Seçimlerini de etkileyeceği göz önünde bulundurulursa önemi daha iyi ortaya çıkacak. Belediye Başkan Adaylarının isimleri açıklandığında daha sağlıklı değerlendirme yapmamız mümkün olacak.
BAYRAKLI DA SEÇİM HEYECANI YÜKSEK OLACAK
Yerel seçimin en hararetli yaşanacağı ilçelerden birisi Bayraklı olacak. Ak Parti ve CHP’de çok sayıda aday adayı çalışmalarını sürdürüyor. Aday adaylığı açıklamaları bile siyasi miting havasında geçiyor. CHP, elinde bulundurduğu belediyeyi kaybetmemek için çaba gösterirken AK Parti ise Bayraklı’yı kazanılacak ilçeler listesine eklemiş durumda. Aday adaylarını incelersek CHP’nin mevcut Belediye Başkanı Hasan Karabağ son haftalarda gösterdiği performansla tekrar aday olmak için iddiasını ortaya koyuyor. Aday adaylarından Kerim Özer ise aylardır sahada yürüttüğü çalışmaların meyvesini Aday olarak almak istiyor. Yaptığı çalışmalar ve ikili ilişkilerdeki başarısı, Erzurumlu olması Özer’i diğer aday adaylarına göre öne çıkartıyor. Bayraklı da çok sevilen ve herkesle barışık olan Kerim Özer aday olduğu taktirde CHP Bayraklı da seçimi almakta zorlanmayacaktır.
AK Parti ye bakacak olursak birbirinden iddialı aday adaylarıyla karşılaşıyoruz. Eski İlçe Başkanı Ali Aslan yaptığı çalışmalar ile öne çıkmaya çalışırken, Milletvekili Aydın Şengül’ün desteklediği İsmail Sarı’da adaylık iddiasını sürdürüyor. Bayraklı’nın sevilen esnaflarından aynı zamanda bir eğitimci olan Hakkı Atilla da sonradan başladığı yarışta iddiasını sürdürenlerden. Aday adaylarından bir isim ise diğerlerine göre daha şanslı görünüyor. Bayraklı da sayıları 50 bini bulduğu söylenen Manisa Kulalıların desteğini alan Mimar Ali Kökoğuz. Mevcut Belediye Başkanının da Kulalı olduğunu söylersek konu daha iyi anlaşılabilir sanırım. Kökoğuz’un mimar olması ve bugüne kadar pek çok başarılı projeye imza atması, Kentsel dönüşüm projelerinin ilk uygulanacağı ilçelerden birisi olan Bayraklı için büyük avantaj teşkil ediyor. Ayrıca halkla kurduğu sıcak ilişkiler nedeniyle Bayraklı da çok sevilen ve her kesimden oy alabilecek bir aday profili çizen Ali Kökoğuz’un adaylık yarışında iddialı olduğunu söyleyebilirim. Bakalım AK Parti Genel Merkezi tercihini hangi aday adayından yana kullanacak. Yerel seçimler de sonucu en çok merak edilen ilçelerden birisi Bayraklı olacak gibi görünüyor.
Sayfa başına git