Seçim barajının düşürülmesi talebi karşısında siyasi partilerin izleyecekleri siyaset bir tür samimiyet testi olacaktı; gerçekten demokrasi isteyen kim, demokrasi istermiş gibi yaparak halkı aldatan kim, görecektik... Olmadı. Yine oldu-bittiye getirdiler…
Bütün milletvekilleri seçim barajını eleştiriyor ama baraj bütün haşmetiyle yerli yerinde duruyor. Bu nasıl bir ikiyüzlülükse…
İleri demokrasiden ve sandığın namusundan söz ederken mangalda kül bırakmayan iktidar, söz seçim barajını kaldırmaya gelince sus pus oluyor.
Demokratik yönetim biçimini salt seçim sandığına indirgeyen AKP, seçim barajını savunuyor. İktidarın seçim barajını savunurken kullandığı argüman; koalisyon. Sözüm ona koalisyonlar ülkeye zarar veriyormuş. İstikrar için seçim barajı gerekliymiş…
Öncelikle anımsatmakta yarar var, iktidarın her fırsatta eleştirdirdiği o koalisyonun ekonomide ve bankacılık sektöründe aldığı radikal önlemler sayesinde AKP iktidara geldi ve dikensiz gül bahçesinde ülkeyi yönetti.
Sandığı ve demokrasiyi savunduğunu söylerken seçim barajına göz yummak, ikiyüzlü ahlakın gereği olmalı…
Barajı geçemeyen partilerin bütün oylarını kendi hanesine yazmayı içine sindiren zihniyetin bu ülkeye yapamayacağı kötülük yoktur.
“Millet kimi istiyorsa onu göndersin Meclis’e.” Bu önermenin hiçbir lider nezdinde geçerliliği yoktur.
Aslında sorun sadece seçime koyulan baraj da değil, Meclis’e gidecek vekilleri de lider ve çevresi belirliyor. Halkın yaptığı, seçimlerde oy kullanarak bu durumu onaylamaktan ibarettir.
Millet iradesi, söylenmiş büyük yalanlardan biridir. Çünkü milli irade, güç odaklarının onay verdiği ve medyanın parlattığı liderin peşine düşer; gerisini lider halleder. İkinci sınıf şark usulü demokrasidir bu.
Çoğulculuk diyeceksiniz ama Meclis’in yolunu sadece çoğunluğun oylarıyla gelenlere açacaksınız…
Katılımcılık diyeceksiniz, karar süreçlerine halkın katılımını sağlayan kanalları işletmeyeceksiniz…
Ve bu olan bitene demokrasi diyeceksiniz… Kimileri de hızını alamayıp “ileri demokrasi” diyecek…
Demokrasi niyetine bu tuhaf gösteriyi savunanlara ne demeli bilemiyorum…
Halkın iradesine baraj koyarak demokrasi olmaz, ama kimin umurunda!
Haziran seçimlerine, yıllardır süren seçim barajı tartışmalarının gölgesinde, %10 seçim barajıyla giriyoruz. Bu durum, parlamenter rejimde zaten sorunlu olan temsili adamakıllı sorunlu hale getiriyor.
Adını koymak lazım; Bunun adı, “Parlamenter kapitalizm”dir.
Ve görmek lazım; Parlamenter rejimin, demokrasi adına savunulacak bir tarafı kalmadı.
Halkın, oy kullanmak dışında, bütünüyle sistemin dışına alındığı “parlamenter kapitalizm” gerçeğiyle artık yüzleşmek zorundayız.
Demokratik yönetim biçimi, bu yüzleşme yapılmadıkça, ihtimal dışıdır.
Sayfa başına git