MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tohum, tarımsal ilaç ve insani ilaç aynı şirkette ise…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
13 Ağustos 2018 Pazartesi

Tohum, tarımsal ilaç ve insani ilaç aynı şirkette ise…

Hafta sonu döviz hareketliliğinden kafamızı kaldırıp dünyaya bakamaz haldeyken 40 yıllık dostum Salim Kadıbeşegil not yazdı ve “Slow Food dünyasının gözü aydın” diyerek Monsanto’ya verilen cezayı bildirdi…

Türkiye büyük bir ülkedir, kimsenin batırmaya gücü yetmez, her 10-15 yılda bir yaşadığımız sıkıntılı süreçlere bir yenisi eklenir ve biz bunu da aşarız. Sorun likidite mi, kredibilite mi anlaşılınca çözüm de gelecek. İnanıyorum buna.

Amaaa… Aşılması zor bir iş varsa o da topraklarımızın zehirlenmesidir. Geçen de yazdım, bu gezegen de bir tane… Tohum, GDO'lu tohum, tarım ilacı ve daha düşük bir ölçüde de beşeri ilacın tek ve güçlü bir elde toplanması Türkiye’nin de dünyanın da en önemli sorunudur. Önce tohumu sat, ardından tarımsal ilacı, insanları hasta et ve sonra yine ilacı sat. Çoğunluğunu tenzih ederim ama sayılarının hiç de az olmadığını bildiğimiz aşağılık bilim adamları, aşağılık ziraat mühendisleri, aşağılık çevre mühendisleri ve aşağılık hekimler de bu işin içinde tabii ki.

İyi ki BBC var… Habere dönelim; Tarım ilaçları üreticisi Monsanto, California eyaletinde şirketin yabani otlar için kullanılan ilaçlarındaki glifosat maddesi yüzünden kansere yakalandığını söyleyen bir kişiye 289 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum edildi.

Jüri, sekiz hafta süren duruşmaların sonunda Monsanto'nun Türkiye'de de satılan Roundup ve Ranger Pro adlı yabani ot ilaçlarının kansere yol açtığını bilmesine rağmen tüketicileri uyarmadığına hükmetti. Kısa bir süre önce Bayer tarafından 66 milyar dolara satın alınan ve glifosatın kansere yol açmadığını savunan şirket kararı temyiz etmeyi planladığını açıkladı.

Bu, glisofatla ilgili ilk kanser davasıydı. İlaç hakkında ABD'de açılmış 5 binden fazla dava bulunuyor. Bu kararın diğer davalara emsal oluşturacağı belirtiliyor. Dewayne Johnson adlı eski bir okul bahçıvanı, yıllar boyunca yabani otlar için Ranger Pro türü ilaçlar kullandığını ve 2014'te lenf kanserine yakalandığını söyleyerek şirkete dava açmıştı.

2015'te Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı glifosatın "muhtemelen kanserojen" olduğunu açıklamıştı. Ancak Amerikan Çevre Koruma Ajansı EPA, dikkatli kullanıldığında glifosatın güvenli olduğunda ısrar ediyor. (Ben de geçen yazılarımdan birinde EPA’yı güvenilir bulduğumu yazmıştım. Bilge Bengisu Öğünlü uyardı da aklım başıma geldi…)

Ama işin asıl önemli yanı şu: Monsanto aynı zamanda dünyanın en büyük GDO'lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) tohum üreticileri arasında yer alıyor.

İki sene kadar önce Alman ilaç devi Bayer'in, Amerikan tohum devi Monsanto'yu 66 milyar dolara satın almasının ardından konu hayli tartışılmıştı.

Bu konulara her zaman dikkatimizi çeken Prof. Dr. Tayfun Özkaya, GDO’lu tohum kullanan çiftçilerin çoğunun Monsanto tarafından üretilen ot öldürücüyü (Roundup) almak zorunda olduklarına dikkat çekerek, "Hibrit tohum kullananlar ise bu çeşitlerin hastalık ve zararlılara dayanıksızlığı nedeniyle her iki şirketin tarım ilaçlarını yaygın kullanıyorlar. Kısacası tohum alan, tarım ilaçlarını da alacak. Çiftçiler ve tüketiciler bu zehirler nedeniyle hastalanırsa beşeri ilaçlar da hazır" ifadelerini kullanmıştı.

Tohum, GDO'lu tohum, tarım ilacı ve daha düşük bir ölçüde de beşeri ilacın tek ve güçlü bir elde toplandığına dikkati çeken Özkaya, şunları da yazmıştı:

"Hepsi bu kadar mı? ETC Group adında tarım ve tarıma dayalı şirketleri izleyen sivil toplum kuruluşundan Pat Mooney 'Bu anlaşmalar sadece tohumlar ve tarım ilaçları ile ilgili değil, tohum, toprak, hava verilerine hâkim olan ve yeni gen bilgilerini işleyen bir şirket kaçınılmaz olarak tohum, tarım ilacı, gübre ve tarım makinaları gibi tarım girdilerini kontrol edecektir' demektedir.  Bu veri işleme de nereden çıktı diyorsunuz? Ama önce tohum, tarım ilaçları ve sentetik gübreler konusunda zaten az olan şirketlerin bir süredir birbirlerini satın almaya çalıştıklarını söyleyelim. Bu alanlarda en güçlü altı şirket şunlar: Bayer, Monsanto, Dupont, Dow, BASF, Syngenta. Bunlar birleşme ve satın almalarla dörde veya beşe düşmeye çalışıyorlar."

Emin olun içinden geçmekte olduğumuz krizden çok daha önemlidir bu işler. Kriz geçer ama kirlenen toprak geri gelmez.

Ve maalesef Türkiye’de HDP’den başka hiçbir partinin bu konuda keskin tavrı yok...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 metin yükselen
 13 Ağustos 2018 Pazartesi 15:20
bu konu ekonomik krizden daha önemli bir dünya problemidir. bu konuda bilgi verin insanlara lütfen
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz