Yerel seçimlerin tarihi yaklaştıkça siyasi tansiyonda yükseliyor. Büyükşehir adayları birkaç gün içinde kesinleşecek ama ilçe belediye başkan aday adaylarının bekleyişi biraz daha sürecek gibi. AK Parti ve CHP genel merkezleri yaptırdıkları anket çalışmalarından sonra aday adayları ile ilgili örgütün ve milletvekillerinin düşüncelerini aldılar. Yapılan anket sonuçları ile karşılaştırıldıktan sonra son değerlendirme yapılacak. Aday adayları ise Ankara ziyaretlerini sonlandırdılar ve sonucu beklemeye başladılar. Adaylık sürecinin uzun olması nedeniyle artık kendini tekrar etmeye başlayan, söyleyecek farklı proje ve fikir bulmakta zorlanan aday adayları ve danışmanları artık sonuç bir an önce açıklansa da önümü görsem havasındalar. Bu seçimlerde adaylık sürecinin erken başlaması da adayları bir hayli yordu. Daha önce sadece Ankara ziyaretleri ve genel merkezdeki büyükleri sayesinde adaylığı kesinleştiren bazı isimler, genel merkezdeki büyüklerinin “ anketten de isminin çıkması lazım. Ben destek veririm ama anket sonucu önemli” talimatları sonucunda kendilerini yollara vurmuşlardı. Daha çok vatandaşın elini sıkarak ankette tanınırlığını yükseltmek isteyen aday adaylarının koşuşturmacası da sona erdi. Artık top genel merkezlerde ve nihai kararı verecek aday belirleme komisyonun da. Bazı ilçelerde geri de kaldığını düşünen aday adayları ise son bir çaba olarak favori adaylarla ilgili aleyhte dosyaları bu komisyonlara ulaştırma peşinde.
İzmir deki aday adaylığı sürecine baktığımız da özellikle CHP için zor bir süreçti diyebiliriz. AK Partililer rahatlıkla mevcut belediye başkanını eleştirerek propaganda yaparken, 29 ilçe de iktidarda olan CHP’nin aday adayları kendi partisinden olan belediye başkanını eleştirmeden “ ancak ben daha iyi başkanlık yaparım” iddiasını anlatmakta bir hayli zorlandılar. Genel olarak baktığımızda centilmence bir aday adaylığı yarışı yaşandığını söyleyebiliriz. Dikkatimi çeken bir olayda CHP İl Merkezi önünde protesto eylemi yapan AK Partili kadınlara, il merkezinden çay servisi yapılarak ikram edilmesi de demokrasi adına bir güzellikti.
İşimiz icabı bu süreçte pek çok aday adayıyla tanışma ve fikirlerini ilk elden dinleme şansımız oldu. Bazıları hayal kırıklığı yaratırken bazı isimler ise kişilikleri, fikirleri ve uygulamayı düşündüğü projeler ile “ keşke tüm belediye başkanları böyle olsa da şu İzmir’in şansı dönse, önü açılsa” diye düşünmemize neden oldu. Belediye başkanlarının kentin önünü açması, kente liderlik yapması gerektiğine inandığım için seçilecek başkanların yönetim anlayışını hep önemsedim. Önümüzdeki birkaç yazıyı bu süreçte dikkatimi çeken ve yaptığı çalışmalar, deneyimi, projeleri, en önemlisi samimiyeti ile dikkatimi çeken adaylarla ilgili kısa kısa görüşlerimi yazmak istiyorum.
CHP Balçova Belediye Başkan Aday Adayı Semra Aksakal Kayacan, CHP’de yaptığı görevler nedeniyle gıyabında tanıdığım, ortak çok sayıda dostumuz olmasına rağmen yeni tanıştığım bir isim. Kayacan’la sohbetimiz sırasında en çok dikkatimi çeken samimiyeti, Balçova ile ilgili hayalleri ve bu hayalleri gerçekleştirecek kararlılığa sahip olması oldu. Gençlik kollarından başlayarak yerel bir siyasetçinin gelebileceği en yüksek makamlardan birisi olan parti meclisi üyeliğine yükselmesi ve yıllardır ilkelerinden taviz vermeden mücadelesini sürdürmesi Kayacan’ı Balçova da adaylık için iddialı isim haline getirmiş. Siyasete almak için değil topluma bir şeyler verebilmek adına girdiğini karşısındakine hissettiren Kayacan’ın Balçova ile ilgili çok güzel fikirleri var. Onun hayalleri arasında İnciraltında denize girilen, Teleferik te serinlenen, balkonlarından çiçekler sarkan, vatandaşların termal tesislerinden ücretsiz yararlandığı, engellilerin engelsiz bir hayat yaşadığı bir Balçova var. Konuştukça bu hayallerini, kafasına koyduğu, inandığı tüm hedeflerini gerçekleştirebilecek birisiyle konuştuğunuzu hissediyorsunuz. Benim en çok beğendiğim projesi “ Ana Kucağı, Baba Ocağı Projesi” oldu. Çocuklar için planlanan ücretsiz kreş ile yaşlıların huzurlu bir ortamda yaşadığı huzurevinin aynı mekanda yer alması çok güzel bir düşünce. Dileyen yaşlıların çocukların bulunduğu bölüme de geçebileceği proje ile çalışmak isteyen pek çok kadın da ücretsiz kreş sayesinde daha kolay iş bulup çalışabilecek. Benim en çok dikkatimi çeken ise Semra Hanımın bu projeyle ilgili arayan yaşlı bir bayanla arasında geçen konuşmayı aktarırken heyecanlanması ve gözlerinin dolması oldu. Başta da söylediğim gibi bir belediye başkanında aradığım en önemli özellik samimiyet ve insanlar için bir şeyler yapma isteği ve inancı olması. Bu iki özellikte Semra Aksakal Kayacan’da fazlasıyla var. Yaklaşık 25 yıldır siyasetin ve basın camiasının içinde olan birisi olarak ben gördüğümü, hissettiğimi yazdım. Zaten yakından tanıyan bazı dostlarıma sorduğumda da benzer şeyler duydum. Bakalım CHP’deki seçici kurul kararını hangi yönde verecek bekleyip göreceğiz.
Adaylık sürecinde tanıdığım ve siyaset camiasında samimi, iyiliksever ve “güzel insan” dediğimiz kıratta insanlar var düşüncemi pekiştiren bir aday adayından bahsedeceğim şimdi size. AK Parti Bayraklı Belediye Başkan Aday Adayı Mimar Ali Kökoğuz bahsettiğim isim. Hani birini yeni tanırsınız ve sanki onu yıllardır tanıdığınızı düşünürsünüz. Ali Bey de o tip insanlardan. Bir önceki yazımda Bayraklı aday adaylarını değerlendirirken Ali Kökoğuz’un en şanslı adaylardan birisi olduğunu çünkü her kesimden oy alabilecek bir aday profili çizdiğini yazmıştım. Bir etkinlikte gözlediğim Ali Kökoğuz insanlarla çok sıcak ilişki kuruyor. İlk başta bu samimiyeti yadırgayan insanlar, karşısındakinin sahici olduğunu ve gerçekten samimiyet ile yaklaştığını görünce aynı samimiyet ile karşılık veriyorlar. İzmir’de pek çok büyük projeye imzasını atmış bir mimar olan Kökoğuz, Bayraklı için de güzel şeyler yapmak amacıyla yola çıkmış. Halen Bayraklı Belediye Meclis Üyesi olarak görev yapan Kökoğuz, kentsel dönüşümün öncelikli olarak uygulanacağı Bayraklı için bir şans. Özellikle kentsel dönüşümün uygun planlar yapılmadan ve vatandaşın rızası alınmadan yapılamayacağını vurgulayan Kökoğuz, mimar kimliğiyle ve açıklamalarıyla bu konuda tedirgin olan Bayraklılara güven telkin ediyor. Kısa süre de Bayraklıların “ Ali Abisi” olmayı başarmış. Kökoğuz’un bir diğer özelliği de Kulalı olması. Bayraklı da 40 bine yakın Kulalının yaşıyor olması da Kökoğuz için avantaj. Mevcut Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın da Kulalı olması Bayraklı siyasetindeki Kulalıların gücünü gösteriyor. Ali Kökoğuz ile Bayraklı için düşündüklerini uzun uzun konuştuk. Burada detaylara girmem mümkün değil. Ancak düşündüklerini hayata geçirebilecek teknik bilgiye, halk için fedakarca çalışacak “insan sevgisi”ne, halkın kapısına çekinmeden gelebileceği samimiyete fazlasıyla sahip. Bir de siyasetten kazanacaklarına ihtiyacı olmaması, almak için gelenlerden değil katkı koymak için, “insanlar mutlu olsun, çocuklarımda bu kentte yaşayacak” diyenlerden olması en büyük avantajı. Ben yeni tanıdım ama kısa sürede aynı dili konuştuğumuzu anladım. Gördüğüm kadarıyla Bayraklılarla da aynı dili konuşmayı başarmış. Bakalım AK Parti Genel Merkezinin tavrı ne olacak. Tercihini hangi aday adayından yana kullanacak önümüzdeki günlerde belli olur.
Yine adaylık sürecinde tanıdığım ve çok olumlu izlenimler aldığım bir diğer aday adayından bahsedeceğim size. CHP Karabağlar Belediye Başkan Aday Adayı Bedri Serter bu isim. Yıllardır iş adamı kimliği ve soy ismini taşıyan mobilya firması nedeniyle uzaktan tanıdığım Bedri Bey ile adaylık sürecinde tanışma ve sohbet etme şansım oldu. Halk tabiriyle çekirdekten yetişme bir işadamı olan Bedri Bey aldığı işletme eğitimi ile deneyimlerini birleştirmiş. Yıllardır İzmir Ticaret Odasında Meclis Üyeliği, sivil toplum kuruluşlarındaki görevleri nedeniyle aktif bir sosyal yaşamı olan Serter, bunların yanında uzun zamandır CHP de siyaset yapıyor ve CHP’den Konak Belediye Meclis üyeliği görevinde de bulunmuş. Ben yıllardır söylerim. Başarılı işadamından iyi belediye başkanı olur diye. Bunun pek çok örneğini görmek mümkün. Rahmetli Ahmet Priştina gibi. Bu düşüncemin nedeni trilyonluk bütçelere sahip bir belediyenin daha önce mali konularla hiç uğraşmamış, hiç kimseyi yönetmemiş birisi yerine bu konulara vakıf birisi tarafından yönetilmesi idi. Bunlardan da önemlisi iş adamlarının risk alma becerisiydi. Yine işadamlarının o kente liderlik yapma da başarısıydı. Dolayısıyla Serter’in işadamı kökenli olması benim için bir artıydı. Ancak sohbet ilerledikçe ufkunun genişliği ve projelerinin gerçekçiliğini gördükçe inancım arttı. Karabağlar’ın yeni bir vizyon kazanması için Serter’e ve Serter gibi düşünen belediye başkanlarına ihtiyacı var. Özellikle mobilyacılara yönelik kurulacak ihtisas sanayi bölgesi ile Karabağlar’ın can damarı mobilyacı esnafının şartları iyileştirilmiş olacak ve kurulacak tesislerin yarattığı katma değer Karabağlar’ın zenginleşmesine katkı koyacaktır. Bedri Serter dersini iyi çalışmış ve “nasıl başarılı olurum” düşüncesiyle projeler hazırlamış. Karabağlar da turizmi geliştireceğiz diye söze başladığında Karabağlar ve turizm kelimesinin bir arada kullanılmasını yadırgadığımı fark ettim. Ancak onun Tırazlı ve Kavacık ta düzenlenecek üzüm festivallerinden, orada çamların içinde kurulacak kamp ve konaklama merkezlerinden, bu bölgenin ikinci bir Şirince olabileceğinden söz etmesi karşısında şaşırmadım desem yalan olur. İş hayatındaki başarılarını belediyecilikte de tekrarlayacağına beni daha da inandıran ise projelerini anlatırken yaşadığı heyecan ve gözlerinde gördüğüm inanç ve kendine güven oldu. Bedri Serter’e projelerini hayata geçirebilmesi için gerekli şans verilecek mi? Onu da bekleyip göreceğiz.
Bu yazımızda üç aday adayından bahsettik. Önümüzdeki yazılarımızda da başka isimlerden bahsedeceğiz. Yerel seçim olduğu için siyasi partilerden çok o görevi yapacak adaylardan bahsediyoruz. Onların özelliklerini, kişiliklerini, projelerini gündeme taşımayı tercih ediyoruz. Süre elverdiği kadarıyla adaylarla ilgili yazmayı sürdüreceğiz.
Sayfa başına git