Merkez Bankası, art arda rekor kıran dolara karşı tarihi müdahalede bulundu. Merkez Bankası ilk kez bir günde toplam 2 milyar dolar ihale açtı. 11 Haziran 2013 tarihinden bu yana da toplam 4 milyar 650 milyon dolar döviz satım ihalesi gerçekleştirdi. Dolardaki bu yükseliş, bana yaşadığımız devalüasyonları ve buna bağlı krizleri hatırlattı.
24 Ocak 1980 kararları ile 1 dolar 70 lira olarak tespit edilerek, yaklaşık yüzde 100 devalüasyon yapılmıştı.1994 krizinde döviz fiyatları üç ayda yüzde 230 civarı artmıştı.2001 krizinde devalüasyon yüzde 28,4 oranında gerçekleşti. 2001 krizi sonrası Bankacılık sektöründe alınan tedbirler sayesinde -sözüm ona- Dünyada yaşanan krizlerden Türkiye etkilenmedi! Görünen o ki, bu güne kadar baskı altına alınan “kur” en sonunda tusinami etkisi yapacak şekilde kırıldı. Bundan sonra dalgaların etkisini birlikte göreceğiz.
Asıl değinmek istediğim, bankalar ve bankacılık! Ekonomik krizlerin temel nedeni olarak genelde finans sektörü yani bankacılık gösterilir.
2001 krizi sonrası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bir bir bankalara el koydu ve yönetimlerini devraldı. Daha sonra da özelleştirme adı altında hepsini yabancılara sattı! Bankacılık sektöründe yabancı payının yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de dört tanesi “katılım bankası” olmak üzere 49 banka var. Bunlardan 9 tanesi kamuya ait (3 mevduat, 4 kalkınma ve 2 TMSF bünyesinde),19 tanesi Türklere ait özel banka (10 Mevduat bankası, 5 yatırım bankası, 4 katılım bankası ) 21 tanesi Yabancı bankalardır (6 mevduat toplama yetkisi bulunan şube, 11 mevduat bankası, 4 yatırım bankası)’dır.
İçinde bulunduğumuz şu günlerde, finans sektöründeki hareketlilik ve kırılganlık, işlerin yolunda gitmediğinin göstergesidir.
Finans piyasalarının aktörlerine soracak olursak, sistem mükemmel işliyor! Nasıl mükemmel olmaz ki; ekonomi finans piyasaları üzerine kurgulanmış ve kayıtdışı ile mücadele adı altında tüm işlemler bankalara yönlendiriliyor. Bankaları kullanmak istemezseniz ceza ile karşılaşıyorsunuz! Maliye ve Bankalar adeta ortak olmuşlar, nasıl daha çok para kazanabilirim hesabıyla hareket ediyorlar! Ticari faaliyetlerde 5 bin lirayı geçen işlemler, banka ve finans kurumları ile yapılmak zorunda, yapmazsanız işlem başına yüzde 5 cezası var. Kredi kartı örümcek ağı gibi tüm piyasaları sarmış. Kredi kartlarını kaldırın, ertesi günü ekonomi felç olur! Akıllı POS cihazları kullanılmaya başlandı bile! Kısa sürede herkes kullanmak zorunda olacak. Kira ödüyorsanız, işyeri kiralarında tamamının, konut kiralarında ise aylık 5 yüz lirayı geçenlerin bankadan yapılması gerekiyor. Tabi tüm bu işlemler için bankalarla çalışmak zorundasınız! Kardeşim ben bankalarla çalışmak zorunda mıyım, paramı elden verip almak istiyorum , deme şansınız yok maalesef!
Bankalara mecburuz! Hal böyle olunca bankalarda, nereden nasıl para kazanacaklarını şaşırıyorlar! Çeşitli adlarda 64 kalem masraf alıyorlar! Para gönderdin, para aldın, ekstre sordun, hesap açtın, hesap kullandın, hesabını kullanmadın, döviz bozdun, şifre istedin, bilgi sordun, vs. vs. uzayıp gidiyor. Adeta nefes aldın ver para! Kredi kartı aidatlarını söylemiyorum bile! Kantarın topuzu kaçtı diyeceğim ama ortada kantar da yok; tek gözlü bir terazi, durmadan bankalara tartıyor!
Dünya krizle boğuşuyor, esnaf kepenk kapatıyor, vatandaş perişan ama bankaların keyfine diyecek yok. Çünkü sistem onları besleyecek şekilde kurgulanmış ve tıkır tıkır işliyor! Nispet yaparcasına rekor karlar açıklıyorlar! 2012 yılında en çok Kurumlar Vergisi ödeyen ilk 10’da 8 banka var! Gözümüz yok! Değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum!
Buradan yetkililere sesleniyorum; bankalarla çalışmaya mecburmuyuz? Evet, mecbursunuz, çalışmak zorundasınız, çalışmazsanız sizi cezalandırırız diyorsanız; o halde bankaların keyfi olarak uyguladığı masraflara ve çeşitli adlar altında aldığı paralara da dur değin artık!
Sayfa başına git