MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bu alamet kıyamete gider
Tayfun MARO
YAZARLAR
28 Haziran 2015 Pazar

Bu alamet kıyamete gider

Öldürmeyeceksin!..
Çalmayacaksın!..
Yalan söylemeyeceksin!..
Bütün büyük dinlerde peygamberlerin insanlığa bildirdiği üç Tanrı buyruğu... Tabii ki buyruklar bunlardan ibaret değil; fakat bu üç buyruk dinlerin temelidir.
Hal böyle iken, Tanrı’nın bu üç buyrukla yasakladıkları hiçbir zaman insanlığın umurunda olmadı; Öyle ki, insanlık ne öldürmekten ne çalmaktan, ne de yalan söylemekten vazgeçebildi. Tanrı’nın buyrukları asla yerine getirilmedi. Soracak olsanız, yeryüzünde yetişkinlerin %95’i dindar…
 
“İlk günah”tan sonra cennetten kovulan insan, bu üç büyük günahının kefaretini de dünyadan kovularak ödeyecek gibi…
Yeryüzünde türümüzün sonunu getirmek için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. Bunu yaptığımızı biliyoruz. Lakin yapmaktan vazgeçmek için de bir şey yapmıyoruz.
Uyumsuz bir tür olarak doğaya üstünlük sağlamak için açtığımız savaşın nihayet bulmasına fazla bir zaman kalmadığı ve bunun aynı zamanda insanlığın sonu olacağı, bilim çevrelerinde dile getiriliyor.
Sanki o büyük facia yaşanmadıkça insanlığın duracağı yok…
 
Nasıl bir türüz ki bulunduğumuz her yere lanet bırakıyoruz! Şeytana pabucunu ters giydirmek, şeytanın aklına gelmeyeni yapmak, şeytanın art bacağı olmak, şeytanın yattığı yeri bilmek, şeytana külahını ters giydirmek gibi marifetlerimiz var… Şeytanla bile yarışıyoruz. Tanrı ne yapsın!
 
Öldürmenin meşruiyetinin kaynağında devlet var. Devlet öldürmüyorsa, öldürmek suç oluyor.
Çalmak suçtur. Ancak, devlet erkini ele geçiren zümrelerin arzusuyla çalmak meşruiyet kazanıyor.
Yalan söylemeye gelince, öldürmek ve çalmak suçlarını işleyenlerin ve işlenmesine göz yumanların zaten yalandan başka sığınakları yoktur.
 
Yasalara dayanarak suç işlemek meşru ise, bu meşruiyeti elde etmenin başka yolları neden olmasın?
Kutsal davalar… Yüce davalar… Kimin kimi kurtardığı meçhul olmakla birlikte, bu davalar, öldürmenin, çalmanın, yalan söylemenin gayrı resmi meşruiyetini, tartışmalı da olsa, dar gruplar içinde sağlıyor.
Bir insan çıkıp kendince bir nedenle birini öldürüyor. Bir nedenle çalıyor. Bu nedenlerle de yalan söylüyor. Böylece sistem en küçük modelini kişi bazında da üretiyor.
Bunlar bildiğimiz suçlulardır. O örgütleri veya kişileri yakalayıp yargılamak veya yok etmek devletin işi oluyor. Fakat aynı suçların yeniden işlenmesinin koşullarını yaratmak da devletin işi…
Her zaman böyle oldu.
 
Günümüz dünyasında şiddet olağanlaştı. Hergün, olan biteni saatler içinde hazmetmeye başladık. Örneğin, Tunus’ta bir plajda öldürülen 28 kişiyle ilgili haberi, ertesi gün, dünyanın muhtelif plajlarında güneşlenen insanlar tabletlerinden okuyacaklar ve bir süre huzurları kaçtıktan sonra hayata kaldıkları yerden devam edecekler. Otele yapılan saldırı muhtemelen plaj saldırısının gölgesinde kalacak.
Bu haberi okuyan islamcılar ise, yüzlerindeki memnuniyet ifadesini saklama gereği bile duymayacaklar.
 
Bir gün, açlıktan ölen çocukların fotoğraflarına şöyle bir baktıktan sonra iç geçireceğiz. Sonraki gün, yeni bir şiddet olayıyla sarsılacağız. Daha sonraki gün, bombalarla öldürülen teröristlerin haberini memnuniyetle okuyacağız. Fakat birkaç gün sonra, insanların kafasını kestikleri için onlara duyduğumuz öfke yine kabaracak…
Ama bu arada, hayırlı kazançlar verdiği için Allah’a şükredeceğiz, vergi affı çıktığı için mutlu olacağız, arabamızın modelini yükselttiğimiz için keyifleneceğiz, iyi bir tatili hak ettiğimizi düşüneceğiz, teknolojik oyuncaklarla mutlu olacağız, maaşlar yetmediği için söyleneceğiz falan… Gündelik hayatın sonu gelmeyen mutluluklarına ve kaygılarına gark olacağız.
Sonra da seçimlerde sandık başına gidip oylarımızı atacağız, muktedirlerden bizleri yönetmeye devam etmelerini isteyeceğiz… Onlar da devam edecek…
Ve Dünya insan yaşamından her geçen gün biraz daha uzaklaşırken, büyük insanlık, yoksuluyla varsılıyla, gününü gün etmeye devam edecek…
 
Öldürmeyeceksin!.. Çalmayacaksın!.. Yalan söylemeyeceksin!.. Bu üç buyruk tepemizde asılı dururken, insanlığın %95’i dindar… Çağımız, dinler çağı… Ve bu suçlar her an, her yerde işleniyor. Ama bireysel, ama organize, ama devlet eliyle…
Hepimiz biliyoruz ki çıkış yok; bu alamet kıyamete gidiyor.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 zonguldak
 28 Haziran 2015 Pazar 23:20
inanın az önceki yazıyı yeni bitirdiğimde balkondaydın aşağıdan sokaktan geçen 10 yaşlarında iki çocuğun küfürlü konuşmalrını işittim trbiyeli konuşun ayıp diye seslendiğimde bana bile horozlandılar işte memleketin çocuları gerçekten kıyamete az kaldı
 zonguldak
 28 Haziran 2015 Pazar 23:13
tayfun bey bütün sorun eğitimsizliklerden yasalardan kanun ve düzenin bozukluğundan kaynaklanmaktadır eğitim şart
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz