MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Erdoğan sonrası…
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
6 Temmuz 2014 Pazar

Erdoğan sonrası…

Önemli bir kesimin gündeminde Cumhurbaşkanlığı seçimleri yok.
Çünkü bu kesim için seçim çoktan bitti.
Türk siyasetinde önemli bir dönüm noktası; adeta milat niteliğinde olması beklenen Erdoğan sonrasına dönük tartışmalar, senaryolar havada uçuşuyor.
Erdoğan sonrasını düşünenlerin, planlayanların başında da bana göre bizzat Erdoğan’ın kendisi geliyor.
AK Parti’de kartlar nasıl karılacak?
As, Papaz, Kız, Vale…
Kim nerede, nasıl konuşlanacak?
Abdullah Gül konusu en büyük bilmece…
Tanıdığımı sandığım Tayyip Erdoğan, bir zamanlar ‘kardeşim’ diyerek Köşk’e uğurladığı Abdullah Gül’ün yollarına artık gül sermez.
Aksine o yolları dikenle doldurur.
Ekim’de ‘genel başkanı’ seçeriz diyor Arınç…
Ve Gül’e yeşil ışık yakıyor.
Ama Erdoğan’ın Gül dışındaki seçeneklere daha sıcak baktığını duyuyoruz.
Ki duyumlarımız son derece sağlıklı…
Bence Erdoğan Gül’e sadece tek bir durumda ‘evet’ diyecektir.
Mecbur kalırsa…
Özellikle son 2 yılda Gül’ün perde gerisinden yaptığı-yürüttüğü muhalefetle araları açılan, defalarca karşı karşıya gelen ikili özgül ağırlık terazisinde birbiriyle kapışmaya devam ederken sağlıklı bir ilişki beklemek fazla iyimserlik olur. Halkın seçeceği cumhurbaşkanı olması halinde fiilen başkanlık yetkileri kullanacağının sinyallerini açıkça veren Erdoğan, son dönemde yasal olarak hazmetmek zorunda olduğu Gül’e karşı tüm gücünü kullanacaktır.
Yani Ekim’deki kongre Sayın Arınç’ın ifadesiyle ‘güllük-gülistanlık’ olmayabilir.
Olursa da sonrası Güllük-gülistanlık olmayacaktır.
Her şeyden önce ikili arasında artık bir güven sorunu vardır.
Putin-Medvedev misali rolleri değişseler bile araya giren kara kediler ve ortaya çıkan ‘güven’ sorunu Erdoğan ve Gül’ün yollarını bana göre ayırmıştır.
Tanıdığımız ve izlediğimiz kadarıyla iki Erdoğan’dan söz edebiliyoruz.
Biri son derece planlı ötekiyse son derece dobra, açık ve net.
Erdoğan’ın planlı yüzünü görmek isteyenler 12 yıllık iktidar serüvenine bakmalı…
Kimlerle yola çıkmış, kimleri yolda bırakmış…
Belirlediği hedefe ulaşmak için son derece stratejik davranabilen, gerektiğinde planladığı hamle için yıllarca beklemeyi bilen, son derece sabırlı bir Erdoğan var aslında karşımızda.
2007 seçimleri öncesinde partisi içindeki yapıların çoğunu tasfiye eden, Gül’e yarın isimlerin yanı sıra bugünlerde ‘paralel’ diye yaftaladığı kesimler dışında parti içi hakimiyeti önemli ölçüde ele geçiren Erdoğan, Gül’e yarın isimlerin de önemli bölümünü 2011 seçimlerinde halletti. Kalanlarsa zaten 3. dönem kuralıyla kendiliğinden eve dönecekti.
İnanıyorum ki Erdoğan 2019-2020’nin hesabını çoktan yaptı.
2023’te de başta olmanın, başta kalmasının planını uyguluyor.
Gücü yeter yetmez…
Evdeki hesap çarşıya uyar ya da uymaz. Ama göründüğü gibi paldır-kültür bir siyasetçi değil… Son derece planlı, programlı…
Ekim’deki kongrede Gül’ün karşısına Erdoğan destekli güçlü bir aday çıkarsa şaşırmam.
Tabi bunun için önce Gül’ün dönüş yoluna girmesi gerekecek.
Gül’ün de son derece hesaplı/kitaplı bir siyasetçi olduğunu düşürürsek özellikle son il başkanları operasyonun ardından Ekim’deki kongreye ilişkin hesaplarını gözden geçirecektir.
*
Gül olmazsa kim olur?
Numan Kurtulmuş olabilir. Ya da Binali Yıldırım…
Sadakat yönüyle Mehmet Ali Şahin…
*
Kimileri 2015’e kadar ‘Arınç’ın hakkı’ olduğunu düşünüyor. Ama Erdoğan’ın son yıllarda defalarca ters köşeye yatırdığı ve özgül ağırlığına halel getirdiği Arınç’a verip vermeyeceğinin de garantisi yok.

Bana ve pek çok kişiye göre Erdoğan sonrası sadece AK Parti’nin değil siyasetin genel olarak kartlarının karılacağı bir sürece tanıklık edeceğiz.  Erdoğan kazansa da kaybetse de…
Çünkü pek çok siyasetçinin doğal ömrünü tamamladığını hatta “uzatmaları oynadıklarını” düşünürsek kartların sağlam bir şekilde karılması kaçınılmazdır.
En başta da ana muhalefet partisi CHP’de…
Kılıçdaroğlu’nun Yeni CHP’si çoktan eskidi.
Yeni CHP, bizzat kendi unsurları tarafından topa tutuluyor bir süredir.
Yeni CHP’nin en flaş isimlerinden Hüseyin Aygün’ün Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu’na yönelik çıkışı… Kılıçdaroğlu’nun partiye kazandırdığı çok sayıda apoletli ismin yazdıkları, çizdikleri, söyledikleri…
Kılıçdaroğlu açısından da Köşk seçimleri bir milat gibi görünüyor.
CHP’nin bozkurt işareti yapan ilk genel başkanı olarak tarihe geçen, partisini sağa, sola, Sivas’ın doğusuna, Güneydoğu’ya hatta Okyanus ötesine açmak için çırpınan, çoğunlukla güvendiği dağlara karlar yağan Kılıçdaroğlu, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma riskiyle karşı karşıya…
Ve bu riski seçilmiş belediye başkanları dâhil partinin önemli bölümü kabul ediyor bugün.
Eylül’den itibaren CHP’yi sıcak günler bekliyor.
Ekmeleddin İhsanoğlu’nu yanlış hamle olarak yorumlayan hatta Erdoğan’ın ilk turda kazanması için dua eden CHP’lilerin sayısı hiç de azımsanamayacak kadar fazla…
Çünkü Erdoğan’ın ilk turda kazanması Kılıçdaroğlu’nun biran evvel eve yollanması anlamına geliyor. Bu da ülkede değil partide iktidar olmayı birinci önceliği yapan sosyal demokratlara yetiyor. Ülkeyi kim yönetirse yönetsin… Partiyi biz yönetelim yeter durumu…
Ve tabi ki MHP… Bahçeli’nin de doğal ömrünü tamamlayan liderler kervanına katılması gerektiğini düşünüyorum. Ama MHP kültüründeki lider doktrini, son seçimlerde alınan ‘başarı’ Bahçeli’nin siyaset maçını biraz daha uzatabilir. Ama siyasette büyük bir dönüşüm başlarsa MHP de bunun dışında kalamaz.
 *
Belki siyasette yeni bir yol açmak için uzun süredir uğraş verenler için de Eylül sonrası doğru bir takvim olur. Erdoğan gibi önemli bir silahtan yoksun AK Parti’nin karşısına, AK Parti’nin kuruluş sürecindeki şemasına yakın bir yapıyla çıkılırsa 2015’te sonuç da alınabilir.
Her eğilimin temsil edildiği bir Türkiye partisinden söz ediyorum.
İşte yazının başında anlatmaya çalıştığım Erdoğan’ın Gül’e ‘evet’ demesinin de ön koşulu da bu senaryoda gizlidir.
Pensilvanya’nın da içinde olduğu son sürecin ‘doğrucu davutlarını’ da kapsayan, demokrat tabanlı bir yapı…
Kim bilir?
Belki de kartların karılma süreci Türkiye’ye yeni bir siyasi yol açar.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Lombak
 9 Temmuz 2014 Çarşamba 17:24
Kılıçdaroğlu da suni ömrünü tamamladı.
 A.T
 9 Temmuz 2014 Çarşamba 13:33
Ben şahsen, Kılıçtaroglu genel başkan oldugunda,CHP li olarak çok umutlanmıştım.İlk konuşmalarında parti içi demokrasi,çoğulculuk,sol söylemlerle,bana ve benimgibi sosyal demokratlara umut vermişti.Ancak bir süre sonra,etrafını saran parti içindeki sisayet bezirganlarının dümen suyuna girdi.Parti öyle bir duruma geldiki,solcumu,sagcımı,ilericimi,gericimi belli degil.Genel başkanlar değişiyor maalesefki zihniyet değişmiyor.Yazık hemde çok yazık.
 kucaklamak
 7 Temmuz 2014 Pazartesi 13:46
Tayyip mhp li, bdp li ve ve chp li leride kucaklayacak mı ?.. Seçim meydanlaraında hala söylemediğini bırakmazken... Tek cumhurbaşkanı olamayacak bir sıfat...
 barış
 7 Temmuz 2014 Pazartesi 13:45
Ak gençiğe kininizi koruyan diyen Erdoğandan cumhurbaşkanı olmaz.. demokrat herkesi kucaklayan partilere eşit mesafede olan bir cumhurbaşkanı istiyoruz.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz