MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Farklılaşmak…
Oya DEMİR
YAZARLAR
26 Şubat 2013 Salı

Farklılaşmak…

Bilgi ve iletişim çağını yaşadığımız günümüzde artık her şeye ulaşmak çok kolay. Bu da şirketler arasındaki rekabetin ağır şartlar altında geçmesine neden oluyor. Tüketici, istediği zaman ürünün ya da hizmetin değişik alternatiflerini dünyanın dört bir yanından temin edebiliyor. Hal böyle olunca da rakipler arasında ön plana çıkmak “farkındalık” yaratmak adına reklam kampanyaları düzenleniyor. Basılı / görsel / internet ve de sosyal medyada olabildiği kadar çok yer alabilmek için binlerce lira reklam payı ayrılıyor. Yaratıcı pek çok uygulama dikkat çekiyor.

Günden güne artan reklam mecraları, bu mecralarda farklılaşma stratejileri içerisinde hızlı bir yarış devam ediyor. Tek bir amaç var: Alışılmışın dışına çıkmak, hedef kitleye ulaşmak ve alışkanlık kazandırmak. Hissettiren ve yaşatan ise kazanıyor. Bir adım öne geçiyor.

Bunun en güzel örneklerinden bir tanesini Anadolu Efes takımına yapılan gizli kamera şakası ile gördük ve yaşadık. O kadar etkileyici bir kampanya ki sosyal ağlarda en fazla izlenen görüntü oldu. Hissettiriyor, yaşatıyor. O kadar etkilendim ki hala seyrettiğimde inanılmaz derece çok “Anadolu Efes”li oluyorum…


Son yıllarda dünyada klasik reklam harcamalarına ayrılan pay azalırken, internet mecralarına / sosyal medyaya ve sponsorluklara ayrılan payın giderek arttığını görmekteyiz.

Ayrıca, son yıllarda gittikçe önem kazanan “sosyal sorumluluk” ise daha fazla ön plana çıkıyor. Artık tüketiciler ve kurumlar daha örgütlü ve bilinçli davranıyor. Kurumsal sosyal sorumluluk ile hareket etmeye çalışan şirketler sponsorluklar ile aldıklarının bir kısmını topluma geri veriyorlar. Kamuoyu da artık topluma katkıda bulunan şirketlere daha ayrıcalıklı davranıyor. Tüketiciler aldıkları ürünün ya da hizmetin kalitesi kadar onu üreten ya da sunan şirketin imajına da önem veriyor.

Sponsor aramak ya da sponsor olmak, bana göre, tamamen iletişimle ilgilidir. Kendinizi iyi ifade edebiliyorsanız, o kuruma ya da o organizasyona dokunabiliyorsanız çok güzel sonuçlar elde edebilirsiniz. Diğer taraftan ise firmalar doğru sponsorluklar ile toplumun gelişimine artı değerler katabiliyor.

Evet; doğru bir organizasyonda taraflar mutluysa, şirketler de yeni organizasyonlara sponsor olabilir ve şirketlerini hem ekonomik hem de prestij anlamında daha ileriye taşıyabilirler. Yeter ki bu konuda biraz daha ilgili, istekli ve dikkatli olsunlar…


Bu arada, kazananın daima bizler; yani, modern ve sağlıklı bir çevre arzulayanlar, sporcular, sporseverler, sanatçılar, sanatseverler, araştırmacılar, öğrenciler, eğitimciler, kendini geliştirmek isteyenler ve yaşamdan zevk alanlar olduğunu unutmamak gerekir.

Uzun lafın kısası, geleceğe bir artı değer katmak için daha fazla sosyal sorumluluk projesi mi üretsek?
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Sercan Özsaraç
 17 Mart 2013 Pazar 11:31
Oya hanım merhaba, yazınızı dikkatle ve özenle okudum. Öncelikle tebrikler, ancak bir kaç yerde düşüncelerinize katılmıyorum, dünyada klasik reklam harcamaları azaldı demişssiniz, azalmadı aksine %3.9 arttı, dediğiniz gibi internet ve sosyal medya için reklam bütçeleri ayırılmaya başlandı, Anadolu Efes' takımı için çekilen reklam filmi de çalıntıdan ibarettir. Bildiğiniz üzere televizyon mecrasında içki reklamı yasak, efes te sırf bu yüzden böyle bir reklama ihtiyaç duymuş.devamı vardı yazamadım
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz