MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Siyasette kendi ipini nasıl çekersin?
Cemil DİRİM
YAZARLAR
19 Şubat 2014 Çarşamba

Siyasette kendi ipini nasıl çekersin?

İlk yazılarımdan birinde siyasi yaşamda tecrübenin önemini vurgulamış bunun öğrenimle ya da başka bir biçimde kazanılamayacağını, işin içinde yer almayı, parti teşkilatlarında çalışmayı, çarıklı Erkan’ı harp dediğimiz deneyimli siyasetçilerden feyz almayı gerektirdiğini söylemiştim. İletişim eğitimi almış, 1991 yılından bu yana her seçimde siyasi danışman ve gazeteci olarak görev yapmış birisi olarak son günlerde kamuoyuna yansıyan iletişim hatalarını görünce bazı uyarılarda bulunma gereği duydum.

Günlerdir  İzmir siyasetinde yaşananlara bakarsak siyaseti yeterince öğrenmeden belirli mevkilere gelenlerin yaptığı hataların sonuçlarına katlanmak zorunda kaldıklarını görüyoruz. Bir kişinin iş yaşamında çok başarılı olması, iyi bir avukat ya da mühendis olması siyasette başarılı olacağı anlamına gelmiyor. Yaklaşık iki yıl önce CHP ile ilgili bir yazımda şunlara değinmişim, zaman iki yılda değişen bir şey olmadığını bu günlerde gösteriyor. O Yazının bir bölümü şöyle: “Geçtiğimiz günlerde CHP İl Başkanı Ali Engin’in bir gazeteye yaptığı açıklamadaki bazı sözleri dikkatimi çekti. Ali Engin açıklamasında “ Parti olarak kadro yetiştiremiyoruz. Halkı kucaklayacak, dokunacak yönetici bulmakta zorlanıyoruz. “ ifadesini kullanmıştı. İlk başta Ali Engin’in sözlerini yadırgasam da biraz düşününce hak verdim. Daha önce CHP’nin yıllardır İzmir’de dar kadrocu ve ekipçi anlayış sebebiyle partiye katkı koyabilecek, birikimli çok sayıda insanı küstürdüğünü yazdığımı hatırladım. Bu gün CHP İl Başkanı bu tespitte bulunuyorsa, yıllardır partide görev almak için gelen birbirinden değerli insanları, sadece bir ekibe mensup olmadığı ya da birilerinin adamı olmadığı için dışlayanların sorumluluğu vardır. Yoksa İzmir potansiyel olarak CHP’nin en nitelikli seçmeninin olduğu illerden birisi. Eğer İzmir İl Başkanı bunları söylüyorsa Anadolu’daki küçük illerde kadro oluşturmanın zorluklarını tahmin edebilirsiniz.

CHP’de önseçim mekanizmasının son kongre dışında yıllardır çalışmaması bu sonucu doğurmuştur. Parti de görev almak isteyen nitelikli ve donanımlı kişiler, bir ekibe dahil olmayıp bağımsız tavır aldıklarında dışlanmakta ve siyasete girdiğine pişman edilmekte dolayısıyla parti kadrolarında görev almaları engellenmekte. Her şeye rağmen parti kademelerinde belirli bir noktaya ulaşabilenler ise bir önceki yazımda değindiğim “ her şeye muhalif CHP’liler” tarafından acımasızca eleştirilmek te ve canından bezdirilmekte. Dayanabilenler siyaset yapmaya devam ederken büyük bir bölümü de siyasetten uzaklaşmakta. Sonuçta da ortaya Ali Engin’in cesaretle vurguladığı tablo çıkıyor.

Bunun çözümlerinden biri, tüm üyelerin oy kullanacağı delege seçimleri ve her aşama da yapılacak ön seçimlerdir. Daha da önemlisi parti içi çekişmeleri bir tarafa bırakıp, hep birlikte mücadele verilirse seçimlerde başarı kazanılacağının parti örgütüne iyi anlatılıp bu birlikteliğin sağlanmasıdır. Ayrıca toplumun değişik katmanlarında başarılarıyla öne çıkmış, donanımlı isimlere siyaseti birlikte yapma teklifi götürülmeli ve onlara aktif siyasette yer alma şansı verilmelidir. Bundan sadece CHP değil, siyaset kurumu da karlı çıkacak ve siyasetin ülke sorunlarına çözüm bulması kolaylaşacaktır.

Bu arada eğer CHP’de “taban siyaseti nasıl yapılır, vatandaşa en sıkıntılı olduğu durumda yanında olduğu nasıl hissettirilir, halkın sevgisi nasıl kazanılır ?” gibi konuları merak eden varsa çok uzağa gitmelerine gerek yok. Manisa Milletvekili Hasan Ören gibi tecrübeli bir siyasetçi var partilerinde. Yıllardır yakından izlediğim Hasan Ören, gösterdiği çabayla sürekli vatandaşla iç içe bir milletvekili portresi çizdi. Bazen genel başkanların hatalı kararları sonucu aday gösterilmese de son seçimde olduğu gibi önseçimde örgütün büyük desteğini alarak yine hak ettiği yere geldi. Siyaset yapmaya niyetlenenler; önce aynı emeği, çabayı, mücadeleyi gösterebilecekler mi? Ona karar versinler. Sonra da böyle başarılı isimleri örnek alıp izlerini takip etsinler.”

Evet yaklaşık iki yıl önce bunları yazmışım. CHP’de değişen bir şey olmadığını yaşananlar gösteriyor. Düne kadar partinin başarısı için ter döken ve PM üyeliği yapan Semra Aksakal, 10 yıldır Karşıyaka’ya yaptığı yatırımlarla “ Karşıyaka’ya yatırım rekortmeni belediye” ünvanını kazandıran Cevat Durak, Büyükşehir’in gölgesinde kalmış Konak’ta özgün projeler gerçekleştiren Hakan Tartan gibi isimler aday gösterilmeyip küstürülüyorsa birileri hata yapıyor demektir. Görünen o ki CHP Genel Merkezi aylar önce aday adaylığı sürecini başlatıp, bir de üstüne “ adayları kamuoyu araştırmaları ile belirleyeceğim” açıklamasını yaparak aday adaylarını beklentiye sokmuştur. Bu açıklama üzerine sahaya çıkan aday adayları aylardır sürdürdükleri çalışmalar sonucunda, çalışmalarının dikkate alınmadığını, yapılan anketlerde sıralamaya giremeyenlerin aday gösterildiğini görünce haklı olarak isyan ediyorlar. Tabii bu arada CHP’nin her kademesinde görev yapmış, aday adayı olarak başarılı bir performans göstermiş Hüseyin Mutlu Akpınar gibi isimler de mağdur ediliyor. Konak’tan aday gösterilse kimsenin itiraz etmeyeceği Akpınar, Karşıyaka’dan aday gösterilince ve Sarıgül’ün müdahale ettiği konuşulunca hedefe konuyor. Oysa Akpınar bugüne kadar sergilediği siyasetçi profili ile adaylığı fazlasıyla hak etmiş birisi.

Son günlerde yaşanan istifalar sonucunda “CHP’den DSP’ye Göç Harekatı” sürecek gibi görünüyor. Ekonomik sıkıntıları nedeniyle zor günler yaşayan DSP İzmir Örgütü trilyonlar harcasa böyle bir tanıtım yapamazdı. CHP’den gelen isimlere baktığımızda Hakan Tartan, Ertan Avkıran, Semra Aksakal, Hüseyin Aslan, Kınık Belediye Başkanı Süleyman Kaya ve daha pek çok ismi görüyoruz. Hepsi toplumda karşılığı bulunan ve bugüne kadar belirli görevlerde bulunmuş isimler. Yapılan yanlışların  DSP’ye katılmasına zemin hazırladığı bu isimlerin DSP’ye katılma haberleri en çok AK Partilileri sevindiriyor. CHP kan kaybetmeye devam ederse ve küskün CHP’liler öfkelerini sandığa gitmeyerek ya da ilçelerinde CHP ye ama Büyükşehir de Aziz Kocaoğlu’na oy vermeyerek gösterirlerse bundan en çok AK Parti faydalanır.

Bu arada bir çağrıda Aziz Kocaoğlu ve Binali Yıldırım’a yapmak istiyorum. İzmirliler, her gün birbirinize karşılıklı suçlamalarda bulunmaktan vazgeçmenizi istiyor. Zaten Genel Başkanların ve üst düzey parti yetkililerinin birbirleri ile ilgili tatsız beyanlarını dinlemekten bıktılar. Binali Yıldırım ilk açıklamalarında hizmet siyasetinden söz ediyordu. Ancak onu da bu günlerde polemikte Kocaoğlu ile yarışırken görüyoruz. İzmir halkı bilinçlidir ve projelerinize inanırsa size oy vermekten çekinmez. Önemli olan heyecanınızı aktarabilmek ve projelerinizin yapılabilirliği konusunda onları ikna etmek. Gerisi kendiliğinden gelir zaten.

CHP Genel Merkezi’nin  ve İzmir de CHP’nin karar vericilerinin adaylık sürecini kötü yönettiği konusunda herkes hemfikir. CHP Genel Merkezi adaylık sürecini öne alarak ve aday adaylarına verdiği sözü tutmayarak istifalara zemin hazırlamıştır. Ayrıca akşam bazı isimler aday olarak açıklandıktan sonra sabah yerlerine yeni isimlerin belirlenmesi, adı silinenlerin haksızlığa uğradıklarını düşünmelerinde ve tepki göstermelerinde etkili olmuştur. Mevcut başkanlardan tekrar aday gösterilmeyenlere telefonla da olsa bilgi verilmemesi ve sonucu gazetelerden öğrenmeleri de siyasi nezakete sığmayan davranışlardır. Yılların CHP’lileri DSP saflarına katılınca onlara “dönek” yakıştırması yapmakta yangına körükle gitmekten başka bir şey değil. AK Parti ile CHP’nin arasındaki oy oranının 90 bin oyla en yüksek olduğu ilçe olan Karşıyaka’da Cihan Türsen DSP’nin adaylık teklifini kabul etseydi, CHP’nin oylarını bölerdi ve aradaki fark azaldığı için Binali Yıldırım’ın şansı ikiye katlanırdı.  İzmir’de siyaset mühendisliğine soyunan bazı isimler o zaman neler söylerdi çok merak ediyorum.

Adaylık sürecinde yaşananlardan CHP yara alarak çıkmıştır. Önümüzdeki süreçte ya doğru stratejiler belirleyip kan kaybını önleyecek ya da hatalı tutumunu sürdürerek DSP’ye yeni isimlerin katılmasına zemin hazırlayacaktır. Yazının başlığında da belirttiğim gibi kendi ipini çekmenin değişik yöntemleri var. CHP’deki bazı isimler bütün yöntemleri bu seçimlerde uygulamaya kararlı gibi görünüyor. Neler yapacaklarını bekleyip birlikte göreceğiz.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz