MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tahammülünüz var mı?
Teodora HACUDİ
YAZARLAR
3 Eylül 2015 Perşembe

Tahammülünüz var mı?

Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların 
sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın. 
Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir…
Barışın tanımı aslında bu kadar da basit
ünlü Yunanlı Şair Yannis Ritsos’un da dediği gibi
“barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların”…

Malumunuz geçenlerde 1 Eylül Dünya Barış Günüydü,
hani Hitler’in 1939’da
Polonya’yı işgal ederek
İkinci Dünya Savaşını başlattığı tarih olan 1 Eylül;
farklı farklı etkinliklerle,
panellerle
konserlerle kutlanan barış günü.
Peki, biz bu kutlamaları, anmaları yaparken
barışı içimizde ne kadar yaşatabiliyoruz?
Daha doğrusu barışı içimizde yaşayabiliyor muyuz ki
yaşatabilelim…

Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ın
Barış Günü etkinlikleriyle ilgili davetiyesi elime geldiği günden beri
bunu düşünüp duruyorum.
Başkanın davet mektubu şöyle başlıyordu:

Bir Kızılderili atasözü der ki:
Üç barış vardır.

Birinci barış
, en önemli barıştır.
İnsan ruhundadır o.
İnsan, kâinatla ve kâinatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini fark ettiğinde, kâinatın merkezinde Büyük Ruh’un durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu fark ettiğinde birinci barış sağlanmıştır.
Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun akisleridir.

Diğer ikisine gelince…

İkinci barış
; iki fert arasında olandır.

Üçüncüsü
 ise; iki millet arasında yapılan…
 
“Fakat anlamalısınız ki” diyor, savaştan en çok zarar görmüş toplumlardan biri olan Kızılderililer; “gerçek barış dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir.”


Dün tüm dünya
küçük Suriyeli mültecinin
kıyıya vurmuş bedeninin arkasından ağlarken
biz yine bir avuç insan
sımsıkı kenetlendik…

Konak Belediyesi’nin Barış Günü Etkinlikleri kapsamında
Kemeraltı Sinyora Sinagogu’nda
tıpkı şarkıda dediği gibi
“Müslüman’ı, Yahudi’si, Rum’u”
bir araya geldik.



Sinagog’un bahçesine bir zeytin ağacı dikildi,
Müslüman’ı
Yahudi’si
Rum’u
zeytin ağacının
“can suyunu” verdi…

“Ne alaka” demeyin,
gerçi bizim Başkan sayesinde benim de aklım çok karıştı
ama siz yine de demeyin.

Bilmezsiniz,
Sema Pekdaş göreve geldiği günden beri
İzmir’de bir avuç kalmış olan biz gayrimüslimlere de kucak açtı.
Küçük ama değerli dokunuşlarla
bizi özel hem de çok özel hissettirdi.

Geçenlerde Musevi bir arkadaşla konuşuyoruz;
“Nesim biliyor musun?” dedim
“İzmir’deki tüm gayrimüslimleri bir bölgeye toplasan,
hepimiz aynı kişiye oy versek,
bırak belediye seçimlerinde etkili olmayı,
bir muhtar bile çıkaramayız,
bizim için bu yapılanlar
oy kaygısıyla değil,
yürekten gelen dokunuşlar,
işte o yüzden bu kadar değerli …”

Gerçek bu,
beğensek de beğenmesek de gerçek bu.
Peki, bu kadının derdi ne,
neden bize bu kadar destek oluyor?

Başkanın başından beri söylediği tek bir şey var;

“Biz İzmir'i birlikte oluşturduysak,
İzmir kültürü bu kadar farklı zenginliklere dayanıyorsa,
bu kadar farklı kültürler,
etnik kimlikler,
inançlar barış içinde yaşıyorsa
bütün dünya da böyle yaşayabilir.
Ellerimiz hep dostluk ve barış içinde sıkışsın.
Birbirimize saygı duyarak,
kentimize saygıyı yükselterek
barışı da yükseltelim…”

Geçenlerde yazmıştım;
barış cesaret ister
cesaret ise silahları bırakmaktadır…

Gördüğüm kadarıyla
söz konusu barış olduğunda
kadınlar daha cesur,
belki de savaşlarda en çok onların canı yandığı içindir.

Başkanın mektubu şöyle devam ediyor;

Barış doğuştandı,
doğal olan oydu.
Savaş ise öğretilen…
Evet, insanlık savaşı öğrendi.
Hayatta kalma mücadelesini,
savaşa tahvil etti.
Savaşmak için
sınırları,
renkleri,
kelimeleri,
inançları;
gücü elinde bulundurma tutkusunu bahane etti…

Bu sefer güç bir kadının elinde,
cesur bir kadının.
Ne pahasına olursa olsun
barışı haykıran bir kadının…



Yarın son etkinliğimiz
Kadifekale’de olacak,
Antakya Medeniyetler Korosu Konseri var;
Türkçe,
Kürtçe,
Yunanca,
İbranice,
Arapça,
şarkılar söylenecek.
Barışı farklılıklarımızla haykıracağız.

Merak ettim
tahammülünüz var mı diğerini duymaya…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Hasan Şevki Özeren
 6 Eylül 2015 Pazar 10:42
Sizi bu güzel yazınızdan Sema hanımı güzel davranışından kutluyorum..<3 <3
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz