MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Toksik davranışlardan kendinizi nasıl koruyabilirsiniz?
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
30 Kasım 2014 Pazar

Toksik davranışlardan kendinizi nasıl koruyabilirsiniz?

Geçen hafta “Harmoni ve Huzur” üzerine yazmışım. Bu hafta da onun devamı niteliğinde, kendiniz huzur içindeyken, çevrenizdekiler bu huzuru bozucu, toksik, yani zehirli davranışlar içindeyse ne yapabilirsiniz? Maalesef duygular bulaşıcı, yakınımızdakiler huzurlu ise bize huzur bulaşırken, yakınımızdakiler huzursuz, öfkeli, tembel, sorumsuz, dedikoducu ise bizim de iç gerginliğimiz artabiliyor, hayat kalitemiz bozulabiliyor. Omuzlarımızda bir yük olarak hissedebiliyoruz. İç gerginlik endokrin sistemimizden, bağışıklığımıza, sağlığımızı da olumsuz etkiliyor. Bugün bunları irdelemeye çalışacağım. 
Toksik Davranışı Nasıl Anlayacağız?
Genel olarak, eğer bir kişi düzenli bir şekilde sizin kendinizi kötü hissetmenize yol açıyorsa, bunun sağlığınıza toksik yani zehirli bir etkisi olabileceğini belirtebiliriz. Bazen bu tanıma uymayan, istisna durumlar da olabilir. Ailenizden birinin veya yakın, sizi seven bir arkadaşınızın sizin iyiliğiniz için söylediği şeyler sizin kendinizi kötü hissetmenize yol açarsa, bu zehirli bir tutumdan değil, sizi ve sizin iyiliğinizi düşündükleri içindir, bunu ayırt etmek gerekir.

Aşağıdakileri sizin sağlığınıza toksik, zehirli etki edecek davranışlar olarak düşünebiliriz:  
1)      Sürekli sizi aşağılayıcı veya alay edici imalarda bulunmak, sözler söylemek, el, kol hareketleri yapmak, kendisinin sizden iyi, üstün olduğuna işaret etmek

2)     
Sürekli sizi eleştirmek

3)     
Sizi etiketleyici sıfatlar kullanmak (aptal, geri zekalı, huysuz, kaprisli gibi)

4)     
Diğerleri hakkında, onların arkalarından olumsuz konuşmak, yani, başkalarına zarar verici, onları incitici dedikodu yapmak

5)     
Sizi sindirmek için şiddet dolu hareketlerde bulunmak (bağırmak, kapı çarpmak, yere bir şeyler fırlatmak, vurmak…)

6)     
Sizinle konuşmalarında sürekli kendi yaşamı hakkında veya diğer insanlar hakkında şikayet etmek

7)     
Sizin başkalarına yük olmadan ve başkalarını incitmeden ilgi alanlarınızı veya hayallerinizi kovalamanızı engellemek

8)     
Sizin iyi kalpliliğinizi ve cömertliğinizi, kaynaklarınızı kendi çıkarları için kullanmak

9)     
Siz onun istediğini yapmıyorsanız sizin kendinizi suçlu hissetmeniz için uğraşmak

Nasıl baş etmeli?
Bu kişinin yaşamınızda ne kadar rol oynadığı noktasından başlayabiliriz. Tabii ki insanları bu şekilde sınıflandırmak zordur, ama bu çerçeve faydalı olabilir:

Grup 1: Merhaba, Hoşçakal
Örnek: Tamire gelen suratsız usta, kaba tezgahtar, trafikteki, sokaktaki saygısız…
Kendimizi nasıl korumalı?
  1. Öncelikle, acaba siz onun böyle kaba davranması için bir şey yaptınız veya söylediniz mi; bunu düşünün.
  2. Eğer böyle bir ipucu yakalayabilirseniz, içten bir özür yeterlidir. Özrünüz kabul edilmezse, siz yine de kendinize düşen görevi yaptığınız duygusuyla konudan uzaklaşabilirsiniz.
  3. Eğer sizin bir hatanız yoksa kendisine sessiz bir “merhaba, hoşça kal” deyip, yanından uzaklaşın. Onun kaba, düşüncesiz hareketini yüzüne vurmak, konuyu uzatmak sonuç getirmez. Tekrar bir araya gelme durumunuz olmadığı için kendinizi bu konuyla üzmeyin, o zaten ektiklerini biçecektir.
Grup 2: Yakın olmaya gerek yok ama koşullar gereği sık ilişki gerekli
Örnek: İş, sınıf, dernek, vakıf, kulüp arkadaşları, komşular…
Kendimizi nasıl korumalı?
  1. Önceki gibi bir ve ikinci basamakları gözden geçirin. Eğer sizde bir hata yoksa tarafsızlığına ve değer yargılarına güvenebileceğiniz bir kişiye konuyu anlatın ve geribildirim isteyin. O kişiye sizin tarafınızı tutmanızı istemediğinizi, tarafsızlık, objektiflik istediğinizi vurgulayın ve sizin görmediğiniz bir hatanız olup olmadığını anlayın.
  2. Eğer hiçbir hatanız yoksa, size karşı agresif, kırıcı davranan kişiye sevgiyle bakmayı deneyin. Çoğu insan kötü ruhlu ve zehirli olmak için doğmamıştır, zamanla, hayat yolculuğunda kendileri incindikleri, düş kırıklığı, öfke yaşadıkları için değişmişlerdir. Belki kendileri başarılı olmadığı için sizin başarınızı kıskanıyordur. Belki çok yalnız olduğu, sevdiği birini yitirdiği için öfkelidir. Belki kendisi kötü muameleyle karşılaştığı için hassas davranmayı unutmuştur ve size kötü davrandığının farkında bile değildir. Buradaki düşünce, bu kişi için yeterli sevgi üreterek kendi incinmiş duygularınızın üstesinden gelmektir.
Bu sizin büyük bir fedekarlık yapmanızı veya kendinizi paspas yerine koymanızı gerektirmez. Sadece, sizin öfke ve incinmişlik duyguları içinde yanmamanız için asil bir duruştur, kendiniz için bir önlemdir. Bazen bu duruşunuz karşı tarafın özür dilemesine neden olabilir, o durumda karşılıklı harmoni ve huzur sağlanır.

Eğer sizin sevgi dolu tutumunuza hala karşı taraftan özür gelmemişse, iyi kalpli ve nazik olun ama arayı düzeltmek için bir hamle daha yapmayın. Duygusal dengenin önemli bir yanı da diğerlerine sizin de iyi kalplilik ve saygı beklediğinizi göstermek olacaktır. Sizin bir hatanız yokken ve karşı taraf özür dilememişken arayı düzeltme hamleleriniz üzerinize basılabileceği mesajını verebilir, ölçü kaçar ve iyi olmaz. Bu kişilere olabildiğince uzak durmak bu durumda en iyi çözümdür.

Grup 3: Çok yakın olanlar
Örnek: Çok yakın aile, saygı duyduğunuz, kaybetmek istemediğiniz arkadaşlarınız
Kendimizi nasıl korumalı?
  1. Yukarıdaki iki basamağı kullanın.
  2. Yakın arkadaş ve aile bireylerine de saygı beklediğinizi göstermek doğru olsa da, bu defa, onlar özür dilemese bile arayı düzletmeye ikinci bir defa daha çalışmanızda fayda vardır.
  3. Örneğin, eşiniz size kötü davrandıysa, özür dilemediyse ve siz geçmiş olaylardan onun konuşmayı başlatmayacağını biliyorsanız, çocuklarınızı huzur dolu bir ortamda büyütebilmek ve asil bir noktada durabilmek için konuşmayı siz başlatın. Çoğu zaman çocuklu evlilik gibi kurumlarda bu yaklaşım işe yarar. Ancak, evlilik, kardeşlik veya arkadaşlık ilişkisinde şiddet, inat, aldatma ve başka kötü niyet varsa ve size zarar veriyorsa bu toksik ilişkiye mesafeyi koymak, yakın olmakta ısrarcı olmamak iyi bir çözüm olabilir.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz