Bu hafta da 10 Ağustos da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerin de duracağım. Çünkü bu seçim ile artık Türkiye siyasal kaderini doğrudan tayin ve tespit edecektir.
Yol ayırımıdır.
Demokratik, aydınlık, çağdaş, üniter yapısına devam edecek veya meçhullere doğru yelken açacaktır.,
Bu sebeple :
Yerel seçimlerden apaçık yenik çıkan (kendilerini başarılı saysalar da) muhalefete her şeye rağmen önemli görevler düşmektedir. Önümüzde ki zaman dilimi iyi değerlendirilirse sonuç almak mümkündür.
Öncelikle “karşı tarafın adayı kim olacak” sorusuna cevap aramaktan vazgeçmelidirler.Hele bunu adeta “Recep mi, Abdullah mı” şeklin de ki bir soru ile hemen her gün Milletin karşısına çıkmak kadar stratejiye aykırı bir tutum düşünemiyorum. Hatta daha ileri gidilerek illa hem Erdoğan’a ve hem de Gül’e partisin de yer arama sevdasından mutlaka vazgeçmelidirler.
Kamuoyuna iyice anlatılmalı ve inandırılmalı ki asla alternatif ve hatta çözüm yolu tek değildir. Tam tersine büyük çoğunluğun tasvip edebileceği ve gerçekleştirebileceği seçenek ve seçenekler vardır.
İlaveten ikinci tura göre hesaplar yapmak da çok yanlıştır. Konuyu birinci tur da yani 10 ağustos da bitirmek gerekir. Hesaplar buna göre yapılmalıdır.
Seçime az zaman kalmıştır. Önümüz yazdır. Siyasal faaliyetler asgariye iner. Hele yerel seçim yılgınlığını yaşayan muhalif kesim için tekrar ayağa kalkmak zordur.
Bu sebeple muhalefet hızla kendi iç muhasebesini yapmalı, nerede ve nasıl hata yaptıklarını tespit etmeli, biz de başarılıyız kandırmacasından vazgeçip gerekli değişiklikleri hızla yapıp hemen yola koyulmalıdırlar.
Ve sesli düşünüp aday tespitini gerçekleştirmelidirler.
Aynı aday da ittifak şart kere şarttır.
Önce herkes kendi adayını göstersin ikinci turda en çok oy alanda ittifak edilir gibi bir düşünce temelden sakattır. Çünkü karşı taraf bu durum da daha birinci turda işi bitirecek demektir veya ikinci tura kalırsa seçmenin oyunun nasıl dağılacağını kestirmek asla mümkün değildir.
İşe pek çok etken karışır ve umulan dağlara kar yağar.
Elbette tek aday da ittifak zordur,ama Türkiye’nin de yeni maceralara asla tahammülü yoktur. Yerel seçim de doğru dürüst yapılamayan “güç birliğinin” ne kadar elzem olduğu seçim sonuçları ile apaçık ortaya çıkmıştır. Hala bu anlaşılmamışsa o zaman sen sağ ben selamet….
Geçene haftaki yazım da adayın ortak paydalarına işaret etmiştim.
Şimdi bütün mesele bunu isimlendirmektir ve bu ortak paydayı taşıyan pek çok değerli yurttaşımız vardır. Mesele parti taassubundan kurtulmak ve Ülkenin içinde bulunduğu son derece vahim durumu dikkate alarak samimiyetle meseleye yaklaşmaktır. Bundan sonra yapılacak iş yoğun bir çalışma ile Milletimize içinde bulunduğu durumun anlatılmasıdır. Milletimizin alimliği elbette tartışılabilir ancak arifliği ve feraset sahibi olduğu şüphesizdir. Konu enine boyuna anlatıldığın da bu feraset galip gelecek ve meçhullere yelken açılmasına izin vermeyecektir.
Esas muhalefetin bu konuda ne denli feraset sahibi olduğudur.
İnşallah sağ duyu galip gelecektir.
Sayfa başına git