MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Adalet, madalet derken…
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
21 Haziran 2017 Çarşamba

Adalet, madalet derken…

Yargıya güven İzmir’de yüzde 18.
Ankara’da 28 olsun.
Erzurum’da 38…
Hepsi bu.
Sadece yargıya mı?
Devleti devlet yapan kurumların tamamına yönelik güvensizlik had safhada...
TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Siyasi Partiler, YSK, MİT, YÖK, TSK, Polis…
Güven oranları 20 ile 40 arasında… Hala en yüksek güven TSK’ya…
Basın mı? Hiç sormayın.
Yazmaya, söylemeye utansam da İzmir’de yüzde 8.
*
İntegral Araştırmada düzenli olarak İzmir’in nabzını tutuyoruz. Tabi ki bir günde ortaya çıkmadı bu güvensizlik. Yıllara dayanan süreç söz konusu… Özellikle son 4-5 yılda halk ile devlet arasındaki mesafe arttı.
Devleti temsil eden kurum/kuruluşlar halkın nezdinde ciddi bir erozyon yaşadı.
Bakmayın siz siyasi iktidarın yüzde 50’ye dayandığına…
Güvensizlik o cephede de kol geziyor. Yaptığımız/yapılan araştırmalar gösteriyor ki AK Parti seçmeninin de başta yargı olmak üzere devleti temsil eden kurum/kuruluşlarla arası çok iyi değil. En azından güven bunalımı o cephede de söz konusu. Evet, devleti ve devleti temsil eden kurum/kuruluşları sahiplenme oranı en yüksek AK Parti tabanında.  Mesela 5 hatta 10 yıl önceki araştırmalarda TSK başta olmak üzere devleti temsil eden kurumlara güvenenler daha çok CHP tabanı iken bugün o kurumları AK Partililer sahipleniyor. Bir parça da MHP tabanı…
Ama ciddi bir güven kırılması o kesimde de hissediliyor.
Örneğin İntegral’in abonelerine sunduğu Mayıs 2017 çalışmasında ‘Yargıya/Mahkemelere ne derece güveniyorsunuz?’ sorusunda 1 Kasım’da AK Parti’ye oy verdiğini söyleyenlerin sadece yüzde 50,6’sı ‘evet güveniyorum’ yanıtını verdi. AK Partililerin yüzde 28,8’i ‘Hayır, güvenmiyorum’ derken yüzde 20,5’i ‘kısmen güveniyorum’ cevabını veriyor.
Yani… Yanisini siz düşünüverin gari…
Kırılma kabak gibi ortada.
**
İşin ilginç yanı bu kırılma sadece yargı/mahkemeler sorusunda da değil.
AK Parti tabanının yüzde 55’i medyaya güvenmediğini söylüyor.
Yüzde 30’u MİT’e, yüzde 25’i polise, yüzde 22’si TSK’ya, yüzde 20’si TBMM’ye, yüzde 30’u YSK’ya güvenmiyor.

Şimdi sıkı durun…
İzmir’deki AK Parti seçmeninin yüzde 9,3’ü cumhurbaşkanlığına güvenmediğini ifade ederken yüzde 6,6’sı ‘kısmen güveniyorum’ yanıtını veriyor.
*
Peki, bu nasıl oluyor? Hemen söyleyeyim.
Geçtiğimiz yıl Mayıs ayında kamuoyuna açıkladığımız araştırmamızda Türkiye’de yeni bir partiye ihtiyaç var mı sorusuna yüzde 52 oranında ‘evet’ yanıtı almıştık.
AK Parti tabanının neredeyse yüzde 30’u da ‘evet’ demişti.
Bu yıl bu oran biraz daha artmış görünüyor.

Tüm bunların anlamı ne diye soranlarınız olabilir. Birçok anlam çıkarmak mümkün tabi ki…

Öncelikle Erdoğan’ın teşhis ettiği metal yorgunluğu parti teşkilatıyla sınırlı değil. Seçmen de yorgun… Bıkkın… Arayışta.
En azından İzmir’dekiler…
Ne mi arıyorlar?
Güven… Siyasi ve ekonomik açıdan güven arayışı var.
Barış, huzur…
Savaştan, iç savaştan, olası ekonomik krizlerden korkan, korkutulan seçmen güvenli bir liman arıyor.
Bulursa önemli bir bölümü o limana demirleyecek.  Elimizdeki rakamlar yalan söylemiyorsa…
*
Tabi ki tüm bu yanıtlar gösteriyor ki yeni bir partinin tam sırası… Mevsimi yani.
Halkın beklentilerine yanıt verecek yeni bir parti iddia ediyorum ki ilk seçimde tek başına iktidara bile gelebilir. Siyasetin zemini bu kadar hazır… Nasıl ki 2001’deki olağanüstü koşullarda halk TBMM’de bulunan iktidarıyla muhalefetiyle tüm partilere ceza kesip, baraj altı bırakmışsa aşağı yukarı öyle bir tabloya doğru gittiğimizi düşünüyorum.
Memleketin bir yarısında terör yeniden kol gezmeye başlarken, diğer yarısı adalet için yollarda…
Siyasi iktidarın apoletli simaları ise olan bitenle gırgır geçmekle meşgul… Adalet pankartıyla Ankara’dan İstanbul’a yürüyen Kılıçdaroğlu bu ülkenin hâkimlerinin verdiği her yanlış, her eksik ve her adaletsiz kararın ardından hatırlanacaktır.

Yeni partiye gelince;
Yine elimizdeki rakamlara bakarak söyleyeyim.
Meral Akşener tüm diğer olası adayların arasında en az 10 adım öne çıkmış durumda.

Siyasi iktidara gelince;
Bir yanda metal yorgunluğu bir yanda yükselen egolar…
Siyasi iktidarın temsilcileri, altlarındaki halının yavaş yavaş kaydığını göremeyecek kadar körleşti.
Bu gidişle de gördüklerinde iş işten geçmiş olacak.

Osmanlı padişahları Cuma’ya giderken halkın bir kısmı ‘Padişahım çok yaşa!’ diye bağırırken bir bölümü de ‘Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var’ diyerek padişaha ‘ne kadar güçlü olursa olsun bir fani olduğunu’ hatırlatırlarmış.
Birilerinin de siyasi iktidarın güçlülerine bunu hatırlatması lazım.
Bu halk verdiği gücü hakkıyla taşıyamayandan gün gelir almasını da bilir.

Ve Osmanlı ile noktayı koyalım.
Tarih kitaplarını karıştırın. Osmanlı’nın çöküş sebeplerine bakın.
En önemli sebep olarak adalet sisteminin çöktüğünü, adam kayırma, rüşvet, yolsuzluk gibi toplumu derinden sarsan vakaların arttığını göreceksiniz.
Boşuna dememişler ‘adalet mülkün (devletin) temelidir’ diye…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Ergün tuatay
 17 Temmuz 2017 Pazartesi 15:31
Orta Doğu projesi bitinceye kadar her şey aynı kalmalı. Özellikle MHP.
 salih kaçar
 21 Haziran 2017 Çarşamba 23:54
İlahi adalet, kul hakkı diye bir şey yok mu? Bence var da.
 TC misafir
 21 Haziran 2017 Çarşamba 22:21
Tespitlere tamamen katılıyorum ama şöyle bir sorun var ki böyle bir ysk ile nasıl bir demokratik seçimler yapılacak? Halkın kararı tecelli etmezse halk buna nasıl bir tepki verecek bu da Allah korusun bir iç savaşı doğurur mu? Bence asıl soru budur çünkü biz demokrasi trenini kaçırdık.
 İtfaiye
 21 Haziran 2017 Çarşamba 22:01
Adalete polise güven kalmadı açık söylüyorum ben artık devlet memurları içinde sadece itfaiyecilere güveniyorum adamlar sadece maaşla çalışıyorlar
 Ben yok biz varız
 21 Haziran 2017 Çarşamba 17:58
Canlıların belli bir ömrü vardır onu Allah cc bilir üretilen her türlü ürünün üzerine üretici son kullanma tarihini yazar.Miadını dolanları sandıkta vatandaşın oyları belirler. Böyle giderse 2019 u ekonomi ilk sırada belirleyecek.Bu arada ötekileştirmeden insanlar bıktı.Ben yok, biz varız o halde herşeyin en güzelini yaparız.Birleştirici olan, herkese kapısı açık olan vatandaş odaklı olduğunu ispat etmeli liderler siyasetin buna ihtiyacı var.
 Kamil
 21 Haziran 2017 Çarşamba 13:38
devlet ile vatandaş arasındaki mesafenin artması oldukça doğru bir tespit. Ne yazık ki halk devletine güvenmiyor artık.
 
 21 Haziran 2017 Çarşamba 13:27
Yeni Türkiye, Avrupa bizi kıskanıyor :)
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz