MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir çiçekle bahar gelmez ama…
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
5 Temmuz 2017 Çarşamba

Bir çiçekle bahar gelmez ama…

Toplumsal muhalefet ülkenin içinde bulunduğu siyasi açmazı bir şekilde çözmeye çalışırken, içten içe Moğollar’ın ünlü şarkısını mırıldanıyordu.

 

"Birisi oy peşinde
Öteki rant işinde
Kıyamet değilse bile
Bişey kopmalı.

Bişey yapmalı hey..
Bişey yapmalı hey..
Bişey yapmalı hey"
*
Siyasi muhalefetin merkezinde bulunan CHP’nin içinde bulunduğu tablo da iç açıcı değildi. 16 Nisan’daki yüzde 48,6 tabanı mutlu etmemiş, Kılıçdaroğlu ve kadrosuna yönelik itirazlar yüksek sesle dile getiriliyor, dört bir yandan genel başkan adayları türemeye, boy göstermeye başlamıştı.
Kulisler aday kaynıyordu.
Deniz Baykal, Muharrem İnce, Selin Sayek Böke, Ümit Kocasakal, Faik Öztrak, Fikri Sağlar, Özgür Özel… Tam da bu noktada toplumsal muhalefetin mırıldandığı o ünlü şarkının nakaratına uygun bir hamle Kılıçdaroğlu’ndan geldi.
CHP’li vekilin tutuklanmasının ardından Kılıçdaroğlu bir şey yaptı.
“Ben yürüyorum… Ankara’dan İstanbul’a…” diyerek yola çıktı.

Uzun bir süredir içten içe ‘bir şey yapmalı’ şarkısını mırıldanan toplumsal muhalefet, bu hamleyi ilk başlarda temkinli karşıladı. Acaba dedi.
Ama elinde adalet pankartıyla kah yağmurda ıslanarak kah 40 derece sıcağa rağmen, yoluna hayvan pisliği dökülmesinden, suyunun kesilmesine, küfürlü saldırılara kadar pek çok provokasyona aldırmadan yürümeye devam eden Kılıçdaroğlu, bir şey yapmış oldu.
Hem de önemli bir şey…
Tüm ülkenin hatta dünyanın dikkatini çekti.
Siyasi hayatının en büyük adımını attı.

Bakmayın siz siyasi iktidarın ‘sert’ açıklamalarına…
Adalet yürüyüşü o kesimin vicdanında da karşılık buluyor.
Çünkü siyaseten ‘Adil düzen’ sloganlarıyla serpilip, 2001’de Adalet’le başlayan bir parti kurarak iktidara gelenlerin en yumuşak karnı bu.
Bu yürüyüşün ne gibi sonuçlar doğuracağını Türkiye gibi pek çok sürprize her an için gebe bir ülkede öngörmek kolay değil. Ama doğru okunur, doğru değerlendirilirse CHP’nin daha önce kaçırdığı trenleri yakalaması mümkün olabilir. Yani toplumun arkasından değil önünden yürümesi Kılıçdaroğlu’na çoğunlukla Batılı, ‘endişeli modern’ ve de ‘tuzu kuru’ olarak tanımlanan seçmen tabanına ilaveten “mazlumların, ezilmişlerin, emekçilerin, yoksulların, hakkı yenilenlerin” partisi olma fırsatı verebilir.

Bir çiçekle bahar gelmeyeceği gibi bir yürüyüşle de tüm bu hedefleri yakalamak mümkün değildir.
Bu açıdan Kılıçdaroğlu’nun önemli bir fırsat yakaladığını söylemekle yetinelim. Daha önce pek çok fırsatı kaçırdığını da unutmayalım.
Nasıl mı?
CHP’nin en büyük sorunu CHP’lilerin meseleye ‘biz değil ben eksenli’ bakmasıdır.
Yani AK Parti’yi 15 yıldır iktidarda tutan ‘dava bilincinden’ yoksun CHP.
Biz ne olacağız değil ben ne olacağım sorusu ön planda…
Partinin iktidarı değil kişilerin iktidarı ön planda…
Örnek mi istiyorsunuz.
İzmir’de 2014 yerel seçimlerinde çoğu birkaç dönem CHP’den belediye başkanlığı yapan isimlerin de arasında bulunduğu 20’den fazla CHP adayı, partileri tarafından aday gösterilmeyince DSP ve öteki partilerden aday olup partilerinin seçim kaybetmelerini sağlamışlardır.
Devam eden süreçte ön seçim yapılmasına rağmen 7 Haziran’a yürürken ön seçimden istediği sonucu alamayan kaç vekil adayının hangi partilere çalıştığını da yakinen biliyoruz.
Hatta Kılıçdaroğlu’nun kadrosuna bakarsanız ‘ben ne olacağım’ kaygısının partinin en tepesinden başladığını görürsünüz.
Yetmedi mi?
Adalet yürüyüşüne bakın o zaman…
Adalet konulu bir yürüyüşte CHP kulislerinde düne kadar adaylığı konuşulan kaç kişiyi görüyorsunuz?
Deniz Baykal nerede?
Ya Metin Feyzioğlu, Ümit Kocasakal…
Ya hiç yoklar ya da yok yazılmamak için varlar.
Çünkü Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’a doğru attığı her adım beyzadelerin adaylık umudunu bitiriyor.

Bazıları ‘özrü kabahatini örtmeyen açıklamalar’ yapıyor.
-Efendim şu nedenle katılmadım, bu nedenle katılmadım.
-Geçiniz!
*
Kılıçdaroğlu’na ve adalet yürüyüşüne yönelik sosyal medya üzerinden yapılan provokatif paylaşımlara gelince… Her provokasyon yüzde 48,6’yı daha fazla bir araya getiriyor bence…
Birilerinin canı 25 milyon küsurla 24 milyonun kanlı bir iç savaşa tutuşmasını istemiyorsa bu provokasyonlarla ilgili özel önlem alınmalı.
Yapanlar, yaptıranlar acilen ve adil bir şekilde cezalandırılmalı.
Ve bir önemli not daha…
Birileri 9 Temmuz’da yapılacak adalet mitingi ile 15 Temmuz demokrasi nöbetlerini rakip görüyor, göstermeye çalışıyor. Dahası 9 Temmuz’u gömmek için 15 Temmuz’u köpürtmeye çalışıyor.
Karpuz gibi ikiye bölünmüş bir ülkede siyaset yapmanın en kolay yolu bu olsa gerek.
Ama kendi adıma şu kadarını söyleyebilirim.
9 Temmuz’u önemsiyorum. Çünkü bu ülkede adaletin ciddi anlamda erozyon yaşadığını görüyorum. 15 Temmuz’u daha fazla önemsiyorum. Çünkü demokrasi olmadan adaletin olmayacağını biliyor ve her türlü darbe girişimine tüm gücümle karşı çıkıyorum.
Keşke siyasi iktidar ve onun apoletli temsilcileri adalet yürüyüşünü hafife almak yerine ‘reform sözü vererek’ memleket için ekmek kadar, su kadar önemli olan adaleti sağlamak için düzenlenecek Maltepe mitingine katılsa…
Ve keşke adalet için Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüyen Kılıçdaroğlu ve arkadaşları da 15 Temmuz’da demokrasi nöbeti tutsa…
Çok mu zor sizce? Çok mu imkânsız?
 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ÖTEKİ
 6 Temmuz 2017 Perşembe 19:52
ÖTEKİLEŞTİRMEYE HAYIR, BU ÜLKE HEPİMİZİN VE GİDECEK BAŞKA YERİMİZ YOK.BEN YOK BİZ VARIZ O HALDE HERŞEYİN EN GÜZELİNİ YAPARIZ DEMEYE SAYIN CUMHURBAŞKANI BAŞLAMALI VE DİĞER SİYASİ PARTİ LİDERLERİ DEVAM ETMELİDİR.BU DURUMUN ZARARINI TOPLUM OLARAK HEPİMİZ ÇEKİYORUZ.NEDİR BU %50 KAVGASI, BİRİ %50 Yİ EVDE ZOR TUTUYORUM DİYOR BİRİ %50 HAYIR DİYOR.ET FİYATLARI ORTADA, BAKLİYAT FİYATLARI ORTADA, ENFLASYON ORTADA, İŞSİZLİK ORTADA.BEYLER KİME HİZMET EDİYORSUNUZ?
 Merkez
 5 Temmuz 2017 Çarşamba 23:39
Sayın yazar acaba Enis Berberoğlu nun mit tırları konusunda başını kim yaktı dersin!? Bilirsin bilirsin...
 
 5 Temmuz 2017 Çarşamba 20:26
akpliler reis izin versin yürüyüş anında biter diyor sizde 15 temmuz da nöbet diyorsunuz. kardeşim bu ülke bitmiş, bölünmüş neyin nöbeti?
 Zafer Zafer
 5 Temmuz 2017 Çarşamba 17:59
Sn.YALDIZ'a katılıyorum.
 Kemal
 5 Temmuz 2017 Çarşamba 15:38
keşke diye başlayan sözlerinizin altına ben de imzamı atarım.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz