MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Geleceği birlikte kurmak
Tayfun MARO
YAZARLAR
5 Aralık 2014 Cuma

Geleceği birlikte kurmak

“Geleceği birlikte kurmak” iyi bir fikir; Lakin o geleceğin tam olarak ne olduğunu ve hep birlikte nasıl kurulacağını bilmeyince, bu arzu, iyi bir temenni olmaktan öteye geçemiyor. Tıpkı CHP’de olduğu gibi. Fakat bunun aynı zamanda bütün sosyal demokrat partilerin sorunu olduğunu da düşünüyorum.
Sosyal demokratlar, küresel dünya düzeninde ortaya çıkan problemlerin ve ihtiyaçların getirdiklerinden hareketle politika üretmek konusunda ağır kalıyorlar.
Türkiye’de ise sadece ağır kalsalar yine iyi; sosyal demokratlar, ya uzlaşma aramak yerine örtülü bir teslimiyeti seçerek kolaycılığa kaçıyorlar, ya da kapitalistlerle kavga ederek uzlaşma kapılarını kapatıyorlar; nedense, bir türlü durmaları gereken yerde olmayı başaramıyorlar.
Bununla birlikte, tek kutuplu dünya koşullarında, emekçilerin, ezilenlerin, yoksulların hem haklarını savunmanın, hem de sol siyaseti bir iktidar programıyla bütünleştirmenin güçlüğünü kabul etmek gerekir. Bu nedenle, eleştiri yaparken çok dikkatli olmak zorundayız. Burjuvazi, son otuz yılda, tek kutuplu dünyanın efendisi olarak her türlü uzlaşmaya kendini kapattı. Kapitalistler, hibe ve sadakayla yoksulların oyunu alıyor, bu da onlara yetiyor; değil mi ki dünya nüfusunun %75’i yoksul…
 
Türkiye’de sosyal demokrat partilerin yaşadığı sorunlar, başka ülkelerin sosyal demokrat partilerinin yaşadıkları sorunlardan temelde çok farklı değil. Globalleşmenin ve bilişim teknolojilerinin yol açtığı yapısal değişim, süregelen sosyal politikaları büyük ölçüde geçersiz kıldı. Kapitalist sistem sosyal devlet istemiyor. Bu durum, sosyal demokratların siyaset biçimini gözden geçirmelerini gerektiriyor. Ağır kaldıkları yer tam da burasıdır.
CHP’nin bu handikabı aşmak için, sorunları, sorunların ele alınış yöntemini ve yeni siyaset biçimini tartışacak yetkinlikte örgütleri oluşturması ve sosyal demokrat bir parti olarak, geleceği birlikte kurabileceklerine, toplumun bütün kesimlerini ikna etmesi gerekmektedir.
Neo liberal politikaların gereğini yerine getirerek muhafazakâr siyasal partilerle yarışan bir sosyal demokrat partinin solda siyaset yaptığını söylemek mümkün değildir. Seçmen, aslı varken taklidine oy vermiyor. Çalmayı bilmek veya bilmemek ise seçmenin pek umurunda olmuyor. Toplumun önem verdiği başka kriterler var. İş, sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, güvenlik; bu beş temel talepten en az üçünün gerçekleşeceğine dair bir kanaat oluştuğunda halk iktidarı teslim ediyor.
 
Türkiye’de sosyal demokratların iktidara gelmesi, yeni ve inandırıcı bir siyasal programla pekala mümkündür. Seçmenin sosyal demokrat bir partiye oy vermesi için ihtiyaç duyulan siyasal program ve siyaset biçimi ancak yeni bir dil kurarak ve sorunlar üstüne yeniden düşünerek oluşturulabilir.
Yoksulluk, üretim, özgürlükler, insan hakları, yerellik ve doğa; bu temel meseleleri ele alarak yeni siyasetin omurgasını oluşturmak mümkündür. Özellikle kent yoksulluğu, insan hakları ve yerellik, geleceği kurmak isteyenlerin öncelikle ele alması gereken en temel meselelerdir; Doğa ve özgürlük sorunu, bu bağlamda ele alındığında anlamlıdır. Üretim ise, uzun yılların ihmali nedeniyle başlı başına bir sorun haline gelmiştir. Üretimden uzaklaştırılan ve salt tüketiciye dönüşen toplumun, tasarruf yapan ve üreten topluma dönüştürülmesi hiç kolay olmayacaktır.
 
Öte yanda, geleceği birlikte kurma fikrinin önüne set çeken temsili demokrasi ve parlamenter rejim sorunsalı var. Temsilin en geniş anlamıyla sorunlu hale geldiğini biliyoruz. Demokrasi diye sunulan bu gösteriden halkın yararına bir şey çıkmayacağının halk da farkında.
Sosyal demokratlar, toplumsal uzlaşma ve kamusal alanın yeniden düzenlenmesi için, yeni dünya düzeninin getirdiklerini doğru okumak ve ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara karşılık gelen politikalar üretmek zorundadır.
 
Geleceği birlikte kurmak istiyorsak, ülkenin bütün sokaklarında konuşacağız, bütün meydanlarında buluşacağız; bu topraklarda yaşayan her kişinin özgürlüğünü ve haklarını savunmak için, kişinin yaşam olanaklarını geliştireceği koşulları sağlamak için, insan haklarına dayalı devleti inşa etmek için..
Bir kere hayatlarımıza sahip çıkmak üzere yola çıkmaya görelim; İşte o zaman, ‘geleceği birlikte kurmak’ için yola koyulduğumuzu herkes bilecek, bu mücadeleye herkes inanacaktır.
Ancak, geleceği birlikte kurmak istiyorsak, önce güne sahip çıkmak, anları doğru yaşamak gerekir. Yaşadığı ana sahip çıkmayı bilmeyenler, geleceğe de sahip çıkamazlar. Yaşadığı yöreyi değiştiremeyen insan, ülkesini ve dünyayı hiç değiştiremez.
Sokağımızda, mahallemizde hayata sahip çıktığımızda göreceğiz ki; “Başka bir dünya mümkün.”
 
 
 
 
 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz