MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Önce ekmeğimizi aldılar, şimdi canımızı…
Tayfun MARO
YAZARLAR
4 Kasım 2014 Salı

Önce ekmeğimizi aldılar, şimdi canımızı…

Kömür madeninde mahsur kalan kocasının artık dönmeyeceğini biliyor; ama babalarını soran çocuklarına ne söyleyeceğini bilmiyor… Acı, sitem ve öfke yüklü sesi elan beynimde yankılanıyor; Önce ekmeğimizi aldılar, şimdi canımızı… Genç kadın isyanını böyle dile getiriyordu.
Yaşlı kadın endişe içinde soruyordu; “Oğlum yüzme bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?”
 
Bu bir trajedidir. Nasır bağlamış yürekleri, suskun vicdanları bile titreten bu manzara karşısında, “su baskını” deyip durumu geçiştirmeye çalışanların hali ise trajikomiktir.
Büyük acılar biriktiren bir toplum olduk. Madende, barajda, yolda, köprüde, inşaatta ölüm kol geziyor… Yetkililer ise duruma mazeret uydurmakla meşgul…
Sevinçlerimiz bile hüzün yüklü; Peşmergeleri sevinç gösterileriyle karşılayan yöre halkı, onları güle oynaya ölüme gönderdi…
Ve aynı esnada, bir astsubay, eşinin hemen yanı başında can veriyordu. Birkaç gün önce inşaattan düşerek ölen işçiyi, geziye giden öğrencilerin cinayet gibi kazada ölümlerini, üstlerinde sivil giysileri alışveriş yaparken öldürülen üç askeri, göçük altında kalan bir maden işçisini çoktan gerilerde bıraktık… Derken trafik kazasında 15 işçinin, bir maden ocağında ise iki işçinin daha öldüğünü öğreniyoruz. Ve Boğaz’da batan tekne… Acılarımız ölümün hızına yetişemiyor.
Bu arada, Cumhuriyet’i baş tacı edenler ile Cumhuriyet’e küfredenler hep birlikte Cumhuriyet’in kuruluşunun 91. yılını kazasız belasız kutladık… Bin odalı saraylarda çocuklar gibi şendik…
 
Ülke yönetmeyi oyun sandılar. Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i hafife aldılar. İki dünya savaşı arasında, çöken İmparatorluğun yıkıntıları arasından ortaya çıkan ‘Modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kavramaya zekâ ve bilgileri yetmedi. “Bu Cumhuriyet’i yıkar, yenisini kurarım” kafasıyla işe koyuldular ve bu yaptıklarının, Cumhuriyet kurmakla aynı şey olduğunu zannettiler.
Osmanlı’dan bahsediyorlar ama tarih bilmiyorlar, yeni sosyolojiden bahsediyorlar ama sosyoloji bilmiyorlar. Züccaciye dükkânına girmiş fil gibiler. Her yer her yerde...
 
Bir Erdoğan, bir Davutoğlu, bir Ala, bir Bulut, bir Fidan ve onlara alkış tutan küsurat; “Önce ekmeğimizi aldılar, şimdi canımızı…” diye feryat eden o kahır yüklü kadının gözler önüne serdiği gerçeğin altında kaldınız. Söyleyeceğiniz hiçbir şey, kömür madeninde ortaya çıkan bu acı bilginin ötesine geçemeyecektir. Ülkenin üstüne çöken karabasan gibisiniz ve halk bunu görmeye başladı. Bundan böyle, ne emperyal güç böbürlenmeleri, ne de fıtrat kurnazlığı, ekmek ile ölüm arasında gerilip kalan bu yoksul insanları avutabilir.
 
Kapitalizmin en acımasız, en vahşi halleridir bunlar; Erdoğan ve çevresi de işte bu kapitalist sistemin sadık bendeleridir. Sürgit iktidarda kalmak için yapmayacakları kötülük, söylemeyecekleri yalan yok. Bin odalı sarayda yaşamaya hakkı olduğuna inanan Erdoğan, halkın yaşam olanaklarını geliştirme hakkına inanmıyor; Ve rahatını kaçırdıkları için, maden ocaklarında, inşaatlarda, yollarda her gün ölen insanlarımıza çok kızgın…
 
Her ölen yurttaşımız, bankalara olan kredi borcunu, paranın efendilerine anı olarak bırakıp da gidiyor. Arkalarından anlatılan hikâyelerinde, borç taksitlerini ödemek için en ağır koşullarda nasıl çalıştıklarını dile getiriyor, acılı eşleri ve çocukları.
Ahmet Davutoğlu ise şöyle buyurmuş; İşverenleri hesaba çekeceğiz… Ya sizleri kimler hesaba çeksin? Samimiyetsizlik paçalarınızdan akıyor.
 
‘Yüzme bilmeyen oğlu için endişe eden’ anneye hesap veremeyeceksiniz.
“Önce ekmeğimizi aldılar, şimdi canımızı…” diye feryat eden o işçi eşine hesap veremeyeceksiniz. Çünkü yaşanan büyük acıların yeryüzüne bıraktığı lanet var, ondan yakanızı asla kurtarmayacaksınız;

İlahi adalet bu dünyada tecelli edecek.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz