MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Gezi Parkı’nda komünist Metin’i görünce…
Cumhur BULUT
YAZARLAR
10 Haziran 2013 Pazartesi

Gezi Parkı’nda komünist Metin’i görünce…

Günlerden Çarşamba. İki bin on üç yılının beş Haziranı… Türkiye’nin hatta dünyanın gözü kulağı Gezi parkındayken; olanca siyasetçi, medyacı (midyeci gibi oldu ama…) iş adamı, akademisyen ve artist oradayken benim gibi bir “sosyal bilgi sever” nasıl oluyor da yerinde durabiliyordu.
 
Daha fazla dayanamadım. Hanımdan kopardığım izn-i şahaneyle ilk uçağa atladığım gibi İstanbul’da aldım soluğu. Hiç vakit kaybetmeden Taksim’e indim. Hemen, neler oluyor ve nasıl oluyor diye sorgulamaya başladım.
 
Çadırlara bakıldığında burasının bende oluşturduğu ilk kanaat, bizim yayla şenliklerini andırsa da umum itibariyle büyük bir pejmürdelik, sefalet ve düzensizlik hâkim olduğuydu… ilk intiba bu. Bozacı, turşucu, tatlıcı, pamuk helvacı, simitçi, köfteci, dönerci ve daha birçok “emekçi” burada.
 
İnsanlar yiyip içiyor; gitar-saz çalıyor, abdest alıp namaz kılıyor… Gençlerin işi tıkır. Muhabbet beleş. Mavradan para almıyorlar, geyik herkese ikram ediliyor, tabir-i caizse geyik yapmayanı dövüyorlar… Tam bir karnaval diye düşünüyordum ki bir de kimi göreyim, hem de ne şekilde?...
 
Bizim Metin. Komünist Meto. “Millet, bayrak, vatan ve din yoktur, bunların hepsi üst yapıdır” diyen Komünist Meto. Göz göze geldik. Gelir gelmez de heyecana kapıldı. Biraz işkillendi tabii. Utandı. Tokalaştık. Hoş beş derken dayanamayıp sordum; “Ya Meto, sen komünist değil misin, elinde bayrağımız, üzerinde Atatürk’lü tişört, ne oldu sana, ne yapıyorsun böyle?”
 
“Kalabalık olsun diye geldim. İyi ki de gelmişim, burada muhabbet güzel, kızlar, yabancı arkadaşlar sohbet gırla gidiyor. Bira ve şarap beleş. Yiyecek bol. Vur patlasın çal oynasın demindeyiz anlayacağın. Yaz eğlencesi işte, dün elimize orak çekiçli flamaları verenler bugün de bayrak verdiler. Takılıyoruz ağbi. Kalabalık olsun, heyecan olsun, aşk olsun bizimkisi. Akşamları da adrenalin olsun diye gazın içine giriyor, tazyikli su da duş alıyor, denk getirirsek coplanıyoruz… Çok iyi geliyor”
 
“Hem ne yapayım, komünistlikten bir numara çıkmayınca bizi aldılar “aktivist” yaptılar. Eylem nerede ben oradayım. Profesyonel eylemciyim yani… Kalabalık olsun diye her türlü eylemin içine giriyorum. Gittiğimiz ya da davet edildiğimiz protestolarda ekmek elden su gölden geçiniyorum. Üç öğün yemeğim hazır, iaşe sağlam yani… E bilirsin şarabı ve alemi severim, onu da sağlıyorlar daha ne isteyeceğim ki, bela mı? Bir tek SSK eksik, CHP’li belediyelerden veya sendikalardan biri onu da yapsa her şeyim tamam olacak. Geçinip gidiyoruz işte…”
 
“Burası da benim için zirve oldu hani, bugüne kadar katıldığım nümayişlerin en renklisi… Bir bakıma hazıra konduk da diyebiliriz. İstanbul’da 300 binin üzerindeki üniversite öğrencisi potansiyel oldu bizim için. Bu gençler yaz eğlencesi, yaz aşkı arıyor. Zaten bir o kadar da işsiz, avare gençlik var; heyecan arayan liselileri de sayarsan rakamsal büyüme oluşuyor zaten. Daha karı dırdırından bunalan, apartmanlarda canı sıkılan emeklileri saymıyorum bile… Tam cümbüşün içine düştük yani… Sağ olasın hükümet, var olasın polis demek lazım. Hataları sayesinde büyüdü gitti işte. Tahrikleri işimize geldi.”
 
“Gördüğün gibi kalabalık iyi. Evde kalmış kızlarımız da, erkeklerimiz de burada, hem boş vakitlerini değerlendiriyorlar hem de hayırlı bir kısmet arıyorlar… Çok evlilik çıkar buradan, bak görürsün. Televizyonlardaki evlilik programları nal toplar ağbi. Hatta ne yalan söyleyeyim ben bile düşünüyorum, gözüme kestirdiğim biri de var hani... Hızlı davranıp düğünü de burada yaparsam çok ucuza getirmiş olurum. Toplu nikâh falan da olur yani, masrafsız çıkarız işin içinden…”
 
“Ha, bölücülerle işim olmaz bilirsin. Onlar geceleri ortaya çıkıyorlar zaten, bizimle ilgisi yok. Biz işin oluruna giden taraftayız. Bugün yarın çözülür bu iş. AKP ve Tayyip Erdoğan mağdur-kahraman olarak çıkar, gizli gündemler yürütülür, gizlenen kanunlar meclisten geçirilir, millet “cambaza bak” taktiği ile uyutulurken belki de bölgede de nice BOP operasyonu uygulanır gider hani.” Bize de yol görünür. Başka bir eyleme kulaç atarız…
 
İyi de Meto hem bunları söylüyorsun hem de oyunun içinde yer alıyorsun yakışıyor mu bu sana?
 
“Ne yapalım, bizim de işimiz bu. Siz önce vatan, önce millet diyorsunuz ve oyunları bozmak için uğraşıyorsunuz, biz ise… dur yahu az daha itirafçı yapacaksın beni! Eyvah, az daha unutuyordum, ekmek arası köfte saati geldi de geçiyor bile, bekle sana da alayım. Beleş haaa. Beraber yeriz…”
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ERTUGRUL
 1 Temmuz 2013 Pazartesi 22:29
EDEP YA HUUUUUU DİYORUM........BU KADAR BASİT DEĞİL BU İŞLER
 sermin
 10 Haziran 2013 Pazartesi 20:36
yakısmamıs
 Süleyman
 10 Haziran 2013 Pazartesi 16:08
Hayatımda bu kadar ayağı yere basmayan bir yazı görmedim...ne söylesem bilemedim...hayali bir yazı olmuş...yakışmamış...
 Hakkı
 10 Haziran 2013 Pazartesi 13:46
1980 öncesi kızıl bayrak taşıyanlar Türk bayrağı taşır hale geldi. Hele hele Mao,Stalin ve Leninin yerine Gazi Atatürkmüzün posteri taşınır hale geldi. Yani büyük dönüşüm başlamış Taksimde.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz