Gel de Kullanma! Söylemesi kolay!
Daha birkaç gün önce bir televizyon programında bahsetmiştim ve ardından da bu konuyla ilgili bir şeyler karalamıştım. Aradan bir hafta geçmedi ki, sayın Başbakan çıkıp “Kredi kartı kullanmayın!” diye açıklama yaptı. “Bekara karı boşamak kolay” derler, sanırım “cuk oturdu”.
Televizyonlarda, gazetelerde, vitrinlerde, kafanızı çevirdiğiniz her yerde, boy boy, sayfa sayfa ilanlar; “müthiş kampanya!, kaçırılmaz fırsat! Şimdi al gelecek yıl öde! Peşin fiyatına 24 taksit, 4 ay erteleme! Vs.vs…” bu ne çılgınlık, bu ne vahşi reklam kampanyaları”. Cebinize para koyup alıverişe gidiyorsunuz, dedenizin yaptığı usul, “al gülüm ver gülüm”, ama ne mümkün! Peşin de alsanız aynı para, kredi kartına taksitle alırsanız da aynı para, üstelik para puanlarla kimi zaman nakitten daha hesaplıya bile geliyor. Nakit konusunda biraz daha ısrar etseniz, dayak yememek bile içten değil. Herkes akıllı bir ben mi enayiyim değip, kredi kartını uzatmak zorunda kalıyorsunuz.
Konutunuzu kiraya verdiniz ya da kirada oturuyorsunuz. Aylık kira bedeli 5 yüz liranın üzerindeyse ödemelerin bankadan yapılması zorunlu, yapmazsanız cezası var. Mecburen bankayı kullanıyorsunuz. Banka hesabınız ytoksa ne yapacaksınız, açmak zorundasınız. Kirayı ödeyen kimi zaman 30-40 liraya varan havale ücreti ödemek zorunda kalıyor. Ev sahibi de hesap açma ve hesap işletim ücreti vb. isimler adı altında aynı paraları ödüyor. Şayet kirada iş yeriniz varsa, bir kuruş bile olsa banka kullanmak zorundasınız.
İşyeri sahibisiniz ve çalışanlarınıza maaş ödeyeceksiniz. Çalışan sayınız 10 ve üzeri ise, avans dahil her türlü ödemenin bankadan yapılması gerekiyor. Yapmazsanız yine ceza! Şirketinize hesap açtığınız gibi, her çalışana da bir hesap açıyorsunuz! Masraf, masraf, masraf….
Ticaret yapan esnaf ya da iş adamısınız. Mal alışverişinizde düzenlediğiniz fatura/faturalar toplamı 8 bin lirayı geçiyorsa, ödemleri banka aracılığı ile yapmak zorundasınız. Yapmazsanız, yine ceza!
Vergi dairesine “para ödediniz” ancak sonra iade alma hakkınız doğdu! Gidiyorsunuz almaya, “nakit veremeyiz, banka hesabınıza yatıracağız diyorlar”. Banka hesabım yoksa ne olacak? Parayı alamazsın!
Şimdi “Akıllı POS” lar çıktı. Kredi kartı ile ödeme aldınız mı anında fiş düzenleniyor ve banka kayıtlarına işleniyor.
Kayıtdışı ile mücadele adı altında, parasal tüm hareketler, yasalarla ve yaptırımlarla zorunlu olarak bankalara yönlendiriliyor. Ekonomi adeta finans sistemi, bankacılık ve kredi kartları üzerine inşa edilmiş. Bugün finans sisteminiz olmazsa, dünya piyasalarına entegre olmanız düşünülemez. Bankaları kapatın ekonomi çöker. Kredi kartlarını kaldırın, 24 saat demeden 70 milyon vatandaş perişan olur.
Sözün özü, bankalara göbekten bağlıyız, bağlanmışız!
Bankaları keyfimizden değil mecburiyetten kullanıyoruz, kullanmak zorundayız.
Düşünün ki adamın birinin elinde sopa, gelen gideni falanca yerden alışveriş yapacaksın diye, yönlendiriyor tehdit ediyor. Mecbur muyum kardeşim oradan alışveriş etmeye diyorsunuz, dinlemiyor! Alışverişe gittiniz mi de, kasadaki ellerini ovuştura ovuştura, “sorma ver” istediği gibi para alıyor, itiraz etme hakkınız yok!
Hem zorla oradan alışveriş yapacağım, hem de seve seve elimdekini avucumdakini bırakacağım. Yok böyle bir alış-veriş! Bugün için ekonominin işleyişi ve bankacılık sektörüne yönlendirme üzerine yapılan düzenlemeler, yukarıdaki örnekten farksızdır.
Madem ki, bankalardan kaçamıyoruz, madem ki sistem bizi yöneltiyor, madem ki kanunlar zorluyor, madem ki cezalar var; o halde elinde sopa olanın da bankaların keyfi uygulamalarına dur demesi gerek!
Öyle “Kredi kartı kullanmayın” demekle olmuyor bu işler.
Sayfa başına git