MENÜ
İzmir 16°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kocaoğlu’nun yerinde olsam…
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
4 Şubat 2015 Çarşamba

Kocaoğlu’nun yerinde olsam…

Merkezi Washington’da bulunan Brooking Enstitüsü İzmir’i dünyanın en hızlı büyüyen ikinci kenti ilan etti. Hem de 300 önemli şehir arasında yaptığı değerlendirmeyle.
Merkezi Londra’da bulunan City Mayors Foundation da İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı’nı dünyanın en iyi 10 başkanından biri ilan etti.
Merkezi Ankara’da bulunan Maliye Bakanlığı 2014 sonu itibariyle İzmir’in ülkenin en çok vergi veren ikinci kenti olduğunu ilan etti.
Ve yine merkezi Ankara’da bulunan hükümetin başı, İzmir’de bir çalışma ofisi açacağını ilan etti. İzmir için ardı ardına güzel haberler bunlar.
Hep berbat, karamsar gündemler üzerine kalem oynatacak değiliz ya!
*
Bardağın boş tarafını da biliyoruz merak etmeyin…
İzmir’deki verginin yarısını sigara fabrikalarının ödediğini, büyüme oranında ikinci olsa da 300 kent arasındaki yarışmada İzmir’in 246. olduğu ‘kişi başına düşen’ gelir sıralamasını ve 120. Sırada yer aldığı ‘istihdam’ sorunun da farkındayız.
Hatta Davutoğlu’nun ‘Başbakanlık Ofisi’ müjdesinin pek çoğumuza ‘bayram değil seyran değil eniştem beni niye öpüyor’ sözünü hatırlattığının da farkındayız.
Ama bazen bardağın dolu tarafına bakmak gerekir. İzmir’in vergi ödeme konusundaki hassasiyeti bu kentin devletine bağlılığıyla olduğu kadar ürettiği katma değerle açıklanabilir.
Demek ki İzmir, sanıldığı kadar boş, küçük bir köy/kasaba değilmiş.
Demek ki bu kentte hala umut, gelecek varmış. Siz ne derseniz deyin!
İzmir’in ikinciliklerinden kendi adıma gurur duydum.
Ve tabi ki Aziz Başkan’ın ‘dünyanın en başarılı 10. Başkanı’ seçilmesinden…
Öncelikle bize düşen merkezi Londra’da, Washington’da bulunan dünyaca ünlü düşünce kuruluşlarının gördüğünü görebilmektir.
Adamlar dünyanın öteki ucundan İzmir’i ve başkanını görüp taçlandırıyorsa, buna burun kıvırmak bize yakışmaz.
Efendim o kuruluşlara güven olmazmış..
Yok, şöylelermiş, böylelermiş…
-Peki, maliye bakanlığı verileri…
O başka…

Bu eyyamcılığı bırakalım öncelikle…
Sahip olduğumuz potansiyelin farkına varalım.
Kocaoğlu’nun dünyanın en başarılı 10 başkanından biri seçilmesiyle ilgili açıklamaları okudum.
*İyi ve dürüst yönetim diyor.
*Din, dil, ırk farkı gözetmemek diyor.
*Kamu kaynaklarını halkın yararına ve doğru kullanmak diyor.
*Kendisine ayrıcalık, mali kazanç sağlamamak diyor.
* Rüşvet almaması ve alanların ihbar edilmesi…
Biz adamı ‘çete reisi’ olmakla suçlayıp yolsuzluk suçlamasıyla 397 yılla yargılarken meseleye Londra merkezli bakan bir kuruluş böyle diyor.
Kocaoğlu’nun yerinde olsam bu ödülü tarihi davanın sonraki celsesine götürüp, hâkime/savcıya hediye ederim.
Belki İzmir’e ne kadar Fransız kaldıklarını anlarlar!

Gelelim Davutoğlu’na…
İzmir’e başbakanlık ofisi açmayı vaat etmesi harikulade bir gelişmedir.
Tabi ki siyasi bir hamledir ve tabi ki AK Parti’ye yarayacaktır.
Ama İzmir’e de faydası olacaktır.
Bunu sadece ben söylemiyorum
.
Aziz Kocaoğlu söylüyor.
İzmir’in iş dünyası söylüyor.
Dün de vurguladığımız gibi kente dair yeni ve beyaz bir sayfa açmak istiyorsa Davutoğlu, önce üslubunu gözden geçirmelidir.
İzmir’in dokusuna uygun bir il başkanına sahip…
Benzer profilde bir vekil listesiyle destekleyebilirse ve de kenti iyi tanıyan, kentin de yakından tanıdığı en az 2 isme de kabinesinde yer verirse; İzmir’de yol alması daha kolay olacaktır.
Korkum ve de kaygım, şimdiden ‘başkanlık sistemi referandumuna’ dönen seçimlerin ardından ‘başbakanlık ofisinin’ bir anlamının kalmayacak olmasıdır.
Türkiye’nin ‘başkanlık sistemine’ geçeceğine dair inancım zayıf olduğu için yine de başbakanlık çalışma ofisinin son derece yerinde bir karar olduğunu düşünmeye devam ediyorum.
Nereye yapılmalı?
En ideal yer Delican’ın da işaret ettiği vilayet binasıdır.
Özel idarenin de kapanmasıyla birlikte valiliğin gerekliliği bile tartışmaya açılmışken, devleti temsil eden en önemli kurum olan başbakanlık binasına Konak Meydanı’ndaki kurtuluşun simge binası yakışır.
Vali’ye yer nasılsa bulunur. Özel İdare’den hazineye gönderilen bir sürü gayrimenkul var sonuçta.  Özel İdare’nin kendisi için yaptığı hizmet binası valilik olarak düzenlenebilir.
Başbakanlık ofisiyle İzmir siyasetine denge getirmeye dönük önemli bir adım atan Davutoğlu’nun ‘kıyı mitini’ yıkmak için niyetlendiği açık.
Lakin bu niyetini eyleme dökebilmek için öncelikle 7 Haziran akşamını görmesi gerekecek.
Alacağı oy oranı, çıkacak milletvekili sayısı öncelikle onun partisi içindeki bağımsızlık tartışmasına yön verecek.
Erdoğan’ın bizzat sahaya inip ‘seçim startı vermesi’, teşekkür mitingi adı altında il il dolaşmaya başlaması haklı olarak Davutoğlu’na yönelik güvensizlik/inançsızlık olarak kayıtlara geçse de nihayetinde alınacak oy oranı tartışmanın gidişatını belirleyecek.
Bugünden bakıldığında ise Davutoğlu’nun işi hiç kolay değil! MHP’nin önlenemez yükselişi, HDP’nin parti olarak seçime girme hatta barajı aşma ihtimali, Erdoğan’ın baskınlığının altında ezilme tehlikesi, rüştünü ispat imkanının kalmaması…
Başbakandan çok dünya petrol fiyatlarındaki yüzde 50 düşüşten artan parayı seçim öncesi iç piyasaya dağıtmakla görevli bir hükümet komiserini andıran Davutoğlu, koltuktan güç alan değil koltuğa güç veren bir siyasetçiye dönüşebilir mi?
İşte 7 Haziran biraz da bu sorunun yanıt bulduğu bir seçim olacak.

Devam edecek…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Mustafa Y
 4 Şubat 2015 Çarşamba 19:58
türkiyenin başkanlık siistemine geçmesi maalesef "zayıf" ihtimal değil. haziran seçimlerinin sonucuna bağlı olacak.AKP.nin oyu ve milletvekili sayısı düşerse ancak "başkanlık sistemi" ihtimalinden uzak olabiliriz.HDP.nin barajı geçip geçemeyeceğii konusu meclis aritmatiğinde önemli unsur olacak.sn.erdoğanın önünün kesilmesi için HDP.nin barajı geçmesini umalım en az sosyal demokrat oyların bir kısmının HDP.ye kayacapını düşünelim.başbakanlık ofisi için ise savanora yatı önerisi daha uygun, savanora yatı pasaporta demirler.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz