MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yeniden söylemek lazım
Tayfun MARO
YAZARLAR
13 Ocak 2015 Salı

Yeniden söylemek lazım

Don Kişot’u ölümsüz yapan, bir roman kahramanı olarak, feodal düzenden kapitalist sisteme geçen dünyayı tam da bu dönüşüm sürecinde dile getirmesidir.
Shakespeare de eserlerinde, kapitalizmin ortaya çıkış sürecinde yaşanan büyük trajedileri edebi bir dille anlatmış ve ölümsüzleşmiştir.
Beşyüz yıl sonra, yeryüzü, bir kere daha tarihsel bir sistemin çöküşüne tanıklık etmeye hazırlanıyor. Obezleşen kapitalist sistem, yarattığı yoksulluğun altında kalacak. Bilişim devrimi kapitalist sistemin dengelerini bozdu. Ve sistemin yeniden dengeye gelme ihtimali ufukta görünmüyor.
 
Yeryüzünde toplumsal yaşam bir milyar kadar varsıl ile beş milyar kadar yoksul arasında oluşan gerilim alanından ibaret kalmışken, dünyanın Efendileri, “Tanrı’nın ipine sarılın!” diye fetva veriyor, yoksulluğa hükümlü milyarlarca insana.
Kendilerini açlığa, yoksulluğa mahkûm edenlerin gırtlağına değil de Tanrı’nın ipine sarılan yoksullar, bir elinde kutsal kitap, bir elinde kalaşnikof ayaklandılar…
Gelin görün ki yoksullar birbirini öldürüyor. Dünyayı yöneten muktedirlerin ellerine tutuşturdukları kitap ve silah ile kan döken yoksulları yine aynı muktedirler kınıyor ve bu durumu vahim bir dünya problemi olarak değerlendiriyorlar.
 
Dünyanın bu tuhaf ve bir o kadar acınası hallerini gördükçe, bilimsel bilgiye de, felsefi düşünceye de kuşkuyla yaklaşıyor insan. Doğaldır, geriye ihtimal olarak, teolojik mülahazalara dayalı kurtuluşu ifade eden “Allah’ın ipi” kalıyor. Doğrusu, “İnsanın arzusu nedir?” sorusunun yanıtı çok su götürüyor.
Bütün değerlerin mülkiyet ilişkilerinden türetildiği bu rezil hayatın bedeli ödenmedikçe, mümkün olduğunu bildiğimiz ama gerçekleştirmek için neredeyse hiçbir şey yapmadığımız “başka bir dünya” ideali sadece iyi bir fikir ve güzel bir slogan olarak hayatımıza renk katacaktır.
 
Çıkış var mı? Elbet de var. Fakat o çıkışı konuşmak için bildiklerimizin çoğundan vazgeçmek ve belki de her şeyi ‘yeniden söylemek’ gerekiyor. ‘Yeniden söylemek’ arzusu da yeni bir dil kurmayı zaruri kılıyor.
Her tarihsel sistem gibi kapitalizmin de zorunlu çöküşüyle birlikte ortaya çıkacak yeni sistemin kuruluşunu yönetmek, büyük yıkımı ve yeniden doğuşu izah eden bilgiye sahip olanlara nasip olacak. Başka bir dünya fikrini mümkün kılan, büyük çöküşten yeni bir hayatı var edecek bilgidir.
Şimdiki halde, ‘başka bir dünya fikrini’ savunanlar şimdilik azınlıkta olmakla birlikte, değişim ve dönüşümün tam kalbine yürüyorlar.
Başka bir dünya fikrinin ardılları, doğayı savunuyor, geleceğin köylerini konuşuyor, kitlesel üretim ve tüketim kültürüne karşı duruyor, doğrudan demokrasi ve yerelleşmeyi savunuyor, tüketim toplumunun hızına karşı yavaşlamayı öneriyor, sınırsız ihtiyaç tezine karşı çıkıyor, mülkiyet kavramını tartışıyor, yatay toplum, özgürlük ve insan hakları üstüne kafa yoruyor…
Eşitlik ve özgürlük için ayağa kalkan yeni kuşaklar Gezi eylemlerinde bir ateş yaktılar. O ateş umuda yol oldu. O yolun ucundaki ışık, ‘yeni hayatın’ ışığıdır.
‘Başka bir dünya fikri’, Gezi eylemlerinde veya Seferihisar’da, Afrika’nın adını bile bilmediğimiz bir köşesinde veya Paris’in orta yerinde, Şili’nin sokaklarında veya Pekin’de Tiananmen meydanında… Hayatı yeniden söylemek için…
 
Önümüzde, aklın ve vicdanın gösterdiği bir yol var; dört bir yanımızda isyan ateşi, bu yolda çoğalarak yürümek olmalı şiarımız.
Yoksa yine bir avuç muktedirin yönettiği eskisinden beter yeni bir dünyaya katlanmak olacak kaderimiz.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz